Türkiye'den kaçırılan ve 1997’de İtalya'da bir polis baskını sırasında bulunan Lidya dönemine ait 1800 yıllık kefaret yazıtı, uzun hukuki sürecin sonunda ait olduğu topraklara doğru yola çıkarılmak üzere Türkiye'nin Roma Büyükelçiliğince İtalyan makamlarından teslim alındı.
Türkiye'nin Roma Büükelçisi Murat Salim Esenli ve Büyükelçilik Kültür ve Tanıtma Müşaviri Haluk Söner’den oluşan Türk heyeti, bugün Floransa kentine giderek, tarihi Lidya yazıtını Floransa Jandarma Komutanlığı (Carabinieri) Kültür Varlıklarını Koruma ve Tarihi Eser Kaçakçılığıyla Mücadele Şube Müdürü Yüzbaşı Claudio Mauti'den teslim alarak başkent Roma'ya getirdi.
Tarihi Lidya yazıtının teslim edildiği törende konuşan Esenli, Türkiye ile İtalya arasındaki mevcut iyi ilişkilere bugün yeni bir halka eklendiğini belirterek, bu yazıtı uzun süren hukuki süreç boyunca en iyi şekilde muhafaza eden İtalyan jandarmasına teşekkür etti.
Stel olarak da bilinen yazıtı yakından inceleyen ve ardından teslim alma tutanağını imzalayan Büyükelçi Esenli, tarihi eserin korunaklı şekilde paketlenmesine de yardım etti.
Esenli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Floransa’da böylesi tarihi bir ana tanıklık etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Bu anın parçası olmak herkese nasip olmaz. O açıdan son derece mutluyuz, gururluyuz. Öncelikle bize gururu yaşatan Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Dışişleri Bakanımıza, Bakanlığımıza, Kültür ve Turizm Bakanlığına, şükranlarımı sunuyorum." dedi.
Eserin iadesine ilişkin uzun süren hukuki süreçte pek çok mesai arkadaşının emeğinin olduğunu belirten Esenli, "Hepsinin emeği sayesinde bugün buradayız. Kültür varlıklarımıza uzun süredir sahip çıkıyoruz. Bugün, bu bilinçlenmenin, bu kararlığının çok somut bir halkası." diye konuştu.
Roma Büyükelçiliği görevini devraldığında bu dosyayı incelediğinde bunun ivme kazanması gereken bir konu olduğunu anladığını anlatan Esenli, şöyle devam etti:
"Avukatımız Luca Brachi ile pek çok toplantı yaptık ve hukuki boyutuyla ilgili benim de katkılarımla bir strateji belirledik. Bu stratejiyi Kültür ve Turizm Bakanlığımız uygun buldu ve uygulamaya koyduk. Bugün geldiğimiz noktada aslında kurumlarımız, bakanlıklarımız arasındaki ortak çalışma kültürünün önemi inanılmaz ölçüde büyük. Bu kararlılığı biz tabii çok uzun süredir sürdürüyoruz. 22-23 senelik çalışmanın sonucunu almış bulunuyoruz."
Bugün teslim aldıkları tarihi yazıta dair detayları da paylaşan Murat Salim Esenli, şunları kaydetti:
"Esasen bir anne ve babanın, iki oğlunun yaptığı hırsızlıktan duyduğu üzüntü ve pişmanlığın sonucu olarak hazırlattıkları bir kefaret yazıtı. Bu tapınağa sunuluyor. Bu içerik olarak da ilginç. 1800 yıl önce hırsızlığın kimsenin yanına kar kalmadığını görüyoruz, bugün 21. yüzyılda bu değerli eserimizi İtalya’dan alarak bütün dünyaya da göstermiş oluyoruz. Sayın Prof. Dr. Hasan Malay, kendisi de bu tip stellerin aslında Anadolu kültürünün, Anadolu’dan geçen birçok medeniyetin bir parçası olduğunu gösterebilmiş. Böylece biz de bu stele bugün sahip olabilmişiz. İşin sadece bürokratik, hukuki yönünün dışında bir de tarihsel ve akademik boyutu var. Bunu da mutlaka akılda tutmalıyız. Tabii ki memleketimizdeki bütün tarihi eserlere de bu düşünceden hareketle sahip çıkmalıyız."
İtalya'dan Türkiye'ye ikinci iade
Türkiye ve İtalya arasında kültür alanında da iş birliğinin yoğun olduğunu ifade eden Büyükelçi, İtalya'dan Türkiye’ye 1991’de de iade edilen bir bronz vazo olduğunu, bugünkünün de ikinci eser olduğu bilgisini verdi.
Esenli, kültür zenginliği açısından ölçülemeyecek boyutta olan Türkiye ve İtalya’dan çeşitli şekillerde tarihi eser kaçakçılığının devam ettiğine işaret ederek, "Bunun önüne geçilmesi lazım. Bunun için de iki ülkenin bir an evvel kültürel varlıkların korunmasıyla ilgili anlaşmayı imzalamaları gerekiyor. Bu konuda biz zaten gerekli hatırlatmaları İtalyan makamlarına yapıyoruz." dedi.
Avukat Brachi sonuçtan memnun
Tarihi yazıtın iadesinde hukuki süreci bizzat takip eden İtalyan Avukat Luca Brachi de 1998'den bu yana Türkiye adına üç konuyu takip ettiğini, diğer konuların hızla çözüldüğünü ancak bu hadisede, davaya bakan yargıçların değişmesi gibi hukuki süreçte yaşanan aksaklıklar nedeniyle Lidya yazıtının iade işlemlerinin uzadığını anlattı.
Yazıtı en son ilk kez 1999’da gördüğünü ifade eden Brachi, "Bugünkü sonuçtan ötürü çok mutluyum. Ön soruşturma için jandarmanın ilgili bölümünde sergileniyordu. Bugün 21 yıl aradan sonra onu yeniden gördüm, gerçekten çok memnunum." dedi.
Manisa’daki Aksyros tapınağından çalınmış
İtalyan jandarmasının tarihi eser kaçakçılığıyla mücadele biriminin 1997 yılında bir antika tüccarının iş yerine yaptığı baskında ele geçirilen kefaret yazıtının, Anadolu uygarlığı olan Lidyalılara ait olabileceği şüphesiyle İtalyan makamları, durumu Türk yetkililere bildirdi.
Kültür ve Turizm Bakanlığının yaptığı incelemeler sonucunda 1800 yıllık yazıtın, Manisa’nın Demirci ilçesinde yer alan Saittai Antik Kenti’ndeki Apollon Aksyros Tapınağı'ndan bir şekilde kaçırıldığı tespit edildi.
Yazıtın, Türkiye'ye iadesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı, Roma Büyükelçiliği vasıtasıyla 1998 yılında hukuki süreci başlatırken, söz konusu tarihi eserin izinsiz Türkiye’den çıkarıldığı ve Türkiye’ye ait olduğuna dair deliller sunuldu.
Prato kentindeki birinci derece mahkeme, 2012 yılında Türkiye aleyhine karar verirken, Türkiye bu kararı hem temyize götürdü hem de eserin İtalyan güvenlik güçlerince muhafazasını talep etti.
Floransa Temyiz Mahkemesi, 19 Şubat 2013'te mahkeme temyiz süreci sona erene kadar Prato Mahkemesinin kararının askıya alınmasına, bu sürede yazıtın İtalyan makamlarının koruması altında tutulmasına hükmetti.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Roma Büyükelçiliği ve Büyükelçilik Kültür ve Tanıtma Müşavirliği’nin özenli takibi neticesinde Floransa Temyiz Mahkemesi 5 Kasım 2019'da Lidya yazıtının Türkiye’ye ait olduğu kararına hükmetmiş, eserin ait olduğu topraklara iade süreci resmen başlamıştı.
Lidya dönemine ait yazıtın ilerleyen günlerde Türkiye'ye ulaştırılması bekleniyor.
AA