Türkiye'ye gelen aşı ölümcül mü?

Başbakan Erdoğan'ın "Bizdeki domuz gribi aşısı ABD'dekiyle aynı değil" cümlesiyle ne demek istedi? İşte uzmanlardan ABD ile Türkiye'de yapılan aşılar arasındaki farklar...

Başbakan Erdoğan, TRT'de katıldığı Politik Açılım" adlı programda domuz gribi ile ilgili kafaları karıştıracak açıklamalar yaptı. Türkiye'deki domuz gribi aşısının ABD'dekiyle aynı olmadığını belirten Erdoğan, "Sağlık Bakanım'ndan bu aşının yan etkilerini anlatmasını istemiştim. Ama anlattıktan sonra da faydası zararından daha fazladır ilkesinden hareketle, en azından çocuklarla ilgili ebeveyn istiyorsa aşı yaptırsın ve bu konuda ebeveynleri özellikle bu süreci yakın takibe almalarını isteyelim" demişti.

Erdoğan'ın bu açıklamalarının ardından aşı tartışmaları farklı bir boyut kazandı. Peki Erdoğan ne demek istedi? İşte yurt içi ve yurt dışından uzmanların görüşleri...

Açıklamada bulunan Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları uzmanı ve Pandemi Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, ABD’nin kullandığı aşının canlı virüs aşısı olduğunu ve içinde adjuvan maddesinin olmadığını belirterek, "Bu aşının avantajı adjuvan denilen maddenin yan etkileri görülmüyor. Dezavantajı ise, kısıtlı üretildiği için aşı yetişmiyor. ABD, parasını önceden ödediği için adjuvansız aşı kullanacak" dedi.

"AŞIDA TERCİH HAKKIMIZ YOK"

Prof. Dr. Ceyhan, "Türkiye adjuvanlı aşıyı tercih etti" şeklinde yanlış anlaşılmalar olduğunu belirterek, "Adjuvanlı aşı ile diğeri arasında 70 cent fiyat farkı var. Sorun fiyattan kaynaklanmıyor. Aşı firmaları adjuvansız aşıdan dünyada ABD dışında hiçbir ülkeye veremeyeceklerini söylediler. Avrupa’ya da bu cevap verildiği için herkes adjuvanlı aşıyı tercih etmek zorunda kaldı. Diğer aşıyı tercih etme şansımız yoktu" şeklinde açıklama yaptı.

Davalık madde adjuvan

Türk Tabipleri Birliği’nin toplantısında konuşan Prof. Dr. Akova, “ABD’de yapılan aşılarda yan etkileri olduğu için adjuvan maddesi yasak. Türkiye ve Avrupa için hazırlananlarda var” dedi

Akova “Aşılar içerisinde üç önemli madde var. Bunlardan birisi, antijen denilen vücutta esas bağışıklığı sağlayacak olan virüsün parçasını içeren kısım. İkinci madde ise ABD’de olmayan ve Avrupa’da olan adjuvan denilen ve aşının bağışıklık yapma gücünü artıran maddedir. Çok uzun yıllar aşılarda alüminyum bu amaçla kullanılmıştı. ABD, buna izin vermiyor. Çünkü, bazı iddialar var, ancak bunlar bilimsel olarak kanıtlanmış değil. Çok nadir olarak alerjik reaksiyonlara yol açtığı, bazı romatolojik hastalıklar gibi istenmeyen bazı yan etkilere yol açtığı öne sürülüyor. Bu nedenle de ABD’de hukuki olarak sorumlu tutulan çok sayıda dava olduğu için bu maddenin aşılara konulmasına izin verilmiyor. Üçüncü madde ise cıvalı bir bileşik. Aşının, başka mikroplarla kontamine olmasını, bulaşmasını engelleyen koruyucu bir madde. ABD’deki aşıların içerisinde bu da yok. Arka arkaya çok dozda aşı yaptığınız takdirde, vücutta birikip özellikle çocuklarda bir takım rahatsızlıklara yol açabiliyor, ancak tek doz yapımında bir sorun yok.

Avrupa’daki aşıların içinde adjuvan maddesi var. Türkiye’ye gelecek aşıların içerisinde büyük olasılıkla bu madde olacak. Bunun bulunmasının bir zararı var mı denilirse, bu sorunun kesin cevabı yok. Aşıyı adjuvanla birlikte yaptığınız zaman bağışıklık kazanma potansiyeli çok daha yükseliyor. Birisi yüzde 70 bağışıklık kazandırıyorsa, birlikte olduğunda bu oran yüzde 90’a çıkıyor" dedi.

Aşının yan etkileri tartışılıyor

BÜYÜK bir salgını önlemek için üretilen domuz gribi aşıları başta ABD ve Avrupa ülkelerinde uygulanmaya başladı. Ancak acele bir şekilde hazırlanan ve piyasaya sürülen bu aşıların güvenilirliği büyük tartışma yarattı. Özellikle bu aşıların yol açabileceği yan etkilerin domuz gribinden daha tehlikeli olabileceğine dair yorumlar yapılıyor. Londra merkezli Doğal Sağlık Birliği uzmanlarından Dr. Robert Verkerk bu kaygıyı taşıyan isimlerden. Verkerk, “Ben hastalık daha öldürücü hale gelirse aşılama yapılmasının daha doğru olduğuna inanıyorum. Ancak bu aşamada aşının taşıdığı riskler, faydalarına ağır basıyor. Kaygılarım özellikle hamileler ve altı ay altındaki bebeklere yönelik. Çünkü aşının doğmamış ya da çok küçük bebeklere nasıl etki edeceğini bilmiyoruz. Şu aşamada H1N1 vakalarının çoğu yumuşak. Zaten aşı virüsün şu aşamadaki haline uygun olarak gelişitiriliyor. Eğer virüs değişikliğe uğrarsa aşının etkisi yetersiz kalabilir” ifadelerini kullandı.

Aşı ölümcül olabilir

Avustralya Ulusal Üniversitesi’nden Prof. Peter Collingnon da ülkesinin aşı konusunda beklemesi gerektiğini savundu. Geçen ağustos ayında da ABD Sağlık Bakanlığı’nın ülkenin önde gelen 600 nörologuna, “Yeni geliştirilmekte olan domuz gribi aşısı ölüme yol açabilecek bir sinir hastalığını tetikleyebilir” uyarısını içeren bir mektup gönderdiği ortaya çıkmıştı. Ancak aşının bir an önce uygulanmasını savunan bilim insanları da var. Avustralya Bağışıklık Araştırma Merkezi’nden Prof. Robert Booy, “Yan etkileri zaten birçok aşıda var olan bir sorun. Ancak gerçekten etkili bir yan etkisi olup olmadığını anlayabilmemiz için iki ya da üç milyon insanın aşılanmasını beklememiz gerek” dedi.
Timetürk

Aile Haberleri