بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ
28 Şubat 2022 Pazartesi günü 15-15.30 arasında Ukrayna'nın Antalya Konsolosu sayın Kerim Rüstemoğlu ile yüzyüze Türkçe bir görüşme gerçekleşti.
Görüşmede Rüstemoğlu'na Ukrayna'nın zafer ve barışa ulaşması için dua ve dileklerimiz iletildi.
Kendilerine Kur'an-ı Kerim, Rusça/Ukraynaca 22.Söz, Küçük Sözler ile Türkçe Namaz ve Ehemmiyeti (derleme) ile Hastalar Risalesi takdim edildi.
Ayrıca barışın sembolü yeşil zeytin hediye edildi.
Kendisine Fetih Suresi okuması tavsiye edilip, Nur Risaleleri'ni okuyup, tanıtması şartıyla hediye edildiğinin altı çizildi.
Üstad Bediüzzaman Said Nursi ve eserleri ve önemi özet şekilde anlatıldı.
Konsolos, Risale Haber ve Risale Akademi'deki yazı ve konuşmaları whatsapptan adresini aldı.
Ukrayna için duaya, maddi manevi yardıma ihtiyacı olduklarını tebarüz ettirdi.
İyi niyet ve dünya sulhu dileklerimizle ayrıldık.
***
Emirdağ Lahikası 191. Mektub'un Şerhi
Üstad Bediüzzaman Said Nursi, 2. Dünya Savaşı'nın bitmesinden bir yıl sonra Emirdağ sürgününde, kuvvetle muhtemel ki, 1946 yılı 24/25 Ağustos Kadir Gecesi'nde bu mektubu yazmış.
1946 Ramazan ayı Kadir Gecesi'nde Cumartesi/ Pazar gecesi, kalbine gelen geniş ve uzun bir hakikati şakirtleriyle de paylaşmış.
-İnsanlık son umumi harbin şiddetli zulüm ve istibdadıyla ve merhametsiz tahribat ve yıkımıyla, bir düşmanın yüzünden yüzlerce mâsumun perişan olmasıyla, mağlup olan insan ve milletlerin, dehşetli yeis ve üzüntüleriyle, galip millet ve insanların, dehşetli telaşı ve hakimiyetlerini muhafaza endişesiyle, uğradıkları müthiş yıkımları tamir edemeyeceklerinden gelen dehşetli vicdan azabıyla muztarip haldeyken, aynelyakin ve hakkalyakin görüp hissettikleri ise şunlardır:
1-Dünya hayatı tümden fani ve geçicidir.
2-Modern medeniyetin fantazilerinin, aldatıcı ve uyutucu olduğu herkese görünmüştür.
(Bu gerçeğin izahı ve çaresi Emirdağ Lahikası 74. mektupta bulunur.)
3-Beşer fıtratındaki yüksek istidatlar, insani değerler, genel anlamda dehşetli yaralanmıştır.
(Bu hakikat 22. Lema'da açıklanıp çözümü gösterilmiştir.)
4-Ebediliği taparcasına seven baki hisler, insani, fıtri aşklar heyecan içinde uyanmıştır.
(Bu mesele 3. Lema' da şerh edilmştir.)
5-İnsanı gaflet ve dalalete sürükleyen en sert, en sağır tabiatçılık Kur'an'ın elmas kılıcıyla parçalanmıştır.
6-İnsanı gaflet ve dalalete sürükleyen, en boğucu, en aldatıcı, en geniş perdesi olan siyasetin, yeryüzünde pek gaddar, pek çirkin ve gerçek yüzü insanlara gözükmüştür.
-Elbette nev-i beşer bütün bütün aklını kaybetmezse ve maddî ve mânevî bir kıyamet başlarında kopmazsa, Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyânı arayacaklar ve hakikatlerini anladıktan sonra bütün ruh u canlarıyla sarılacaklar.
-Çünkü, bu hakikat noktasında kat'iyen Kur'ân'ın misli yoktur ve olamaz ve hiçbirşey bu mu'cize-i ekberin yerini tutamaz.
-Saniyen: Madem Risale-i Nur o mu'cize-i kübrânın elinde bir elmas kılıç hükmünde hizmetini göstermiş ve en muannid düşmanları teslime mecbur etmiş.
-Hem kalbi hem ruhu, hattâ hissiyatı tam tenvir edecek ve ilâçlarını verecek bir tarzda hazine-i Kur'âniyenin dellâllığını yapan ve ondan başka me'haz ve mercii olmayan bir mu'cize-i mâneviyesi bulunan Risale-i Nur o vazifeyi yapıyor ve aleyhinde dehşetli propagandalara ve gayet muannid zındıklara tam galebe çalmış ve dalâletin en kalın ve boğucu ve geniş daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde, Asâ-yı Mûsâ'daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci ve İkinci, Üçüncü ve Sekizinci Hüccetleriyle gayet parlak bir tarzda gafleti dağıtıp nur-u tevhidi göstermiş.
-Elbette bizlere lâzım ve millete elzem, şimdi resmen izin verilen din tedrisatı için hususî dershaneler açılmasına ve izin verilmesine binaen, Nur şakirtleri, mümkün olduğu kadar her yerde küçücük bir dershane-i Nuriye açmak lâzımdır.
-Gerçi herkes kendi kendine bir derece istifade eder, fakat herkes herbir meselesini tam anlamaz.
Hem iman hakikatlerinin izahı olduğu için, hem ilim, hem mârifet, hem ibadettir.
Eski medreselerde beş on seneye mukabil, inşaallah Nur medreseleri, beş on haftada aynı neticeyi temin edecek ve yirmi senedir ediyor.
***
Bugün 1926'dan başlatırsak 96 sene içinde yeryüzünün büyük kısmında Nur dersaneleri, insanlığın imanına hizmete ve dünya barışına katkı sunmaya devam ediyor.
Nur dersaneleri; Rus işgali altındaki Polonya'da uçan üniversiteler gibi, bir manevi kurtarıcılığı vatanımızda göstermiştir.
Bugün Türkiye Hıristiyan-Yahudi-Batı medeniyeti içerisinde tarihi kimliğinden kopup erimediyse, bunun ilk ve en önemli engelleyicisi Risale-i Nur okumaları ve nur dersaneleridir.
Vatanımızın her şehir, kasaba ve köyündeki, vatan, millet, iman, nur siraçları, Türkleri, aslı Türk olan Bulgar ve Macarlar gibi batılılaşıp erimekten kurtarmıştır.
Nur dersanelerinin bugününe gelirsek;
-Risale-i Nur dersaneleri aslını koruyarak, günümüz şartlarında daha aksiyoncu ve daha kuşatıcı duruma getirilmeli.
- Üstümüzdeki iktidar rehaveti, nemelazımcılık ve fetö zelzelesinin moral bozukluğunu atıp toparlanmalıyız.
- Cemiyetin her derdine derman olacak şekilde yeniden yapılanmalıyız. Özellikle birebir, yüzyüze ilişki ve dayanışmayı güçlendirmek zorundayız.
-Cemiyetimizdeki her problem alanında, nurcu dernek ve vakıflar söz sahibi olmalı.
- Trafik, çevre, adalet, uyuşturucuyla mücadele, evlilik, dersane, kurslar ve özel okul ilk akla gelen hizmet sahaları.
Dr. Cemil Şahinöz'ün yazdığına göre 2021 yıl itibariyle Almanya'nın en az 50 şehrinde en az 75 nur medresesi hizmet vermektedir.
Bu dersanelerin, yeniden ve ortak bir çizgi üstünde organize olmaları ise apaçık bir ihtiyaç olarak kendini göstermektedir.
Ancak; bu nurlu hizmet yüzyıl içinde sayısız badire atlattı ve tecrübeler kazandı.
Bu tecrübeler ve birikim ışığında yeniden ihlas ve şevkle daha dinamik ve özüne bağlı yeniliklere ihtiyaç duyulmaktadır.
Başarı ise önce, Allah'ın inayet ve yardımına, sonra mümin ve nurcuların gayret ve çabasına bağlıdır.
Özellikle Avrupa merkezli Rus işgali, aklı başında insanlara dünyanın gaddarlığını, insanlığın huzur ve barışa susadığını bir kez daha gösterdi.
Bizler ahir zamanda İsevi Mesihi ruhun, insanlığa iman ve İslami huzuru getirmesi için gayret ve niyazımızı artıralım.
Allah nurunu tamamlayacak ve Kur'an ışığı, tüm yeryüzünü bir kez daha ısıtıp ışıtacak inşaallah.
Son sözümüz;
"İnsanlar size karşı birleştiler, onların karşısında dehşet duyun" diyenlerin sözleri, onların imanlarını daha da artırdı: "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir" dediler.
الَّذِينَ قَالَ لَهُمُ النَّاسُ إِنَّ النَّاسَ قَدْ جَمَعُواْ لَكُم فَاخْشَوْهُمْ فَزَادَهُمْ إِيمَاناً وَقَالُواْ حَسْبُنَا اللّهُ وَنِعْمَ
الْوَكِيلُ