OECD ülkelerinde en az 13 yıl okul eğitimi verilirken Çin, Endonezya, Suudi Arabistan ve Türkiye’de nüfusun yüzde 90’ı, ortaokul-lise terk arasında yani 8-10 yıl eğitim görüyor.
Türkiye, üniversite eğitimine devam edenlerin sayısı açısından OECD ve kuruluşlarına üye ülkeler arasında sondan üçüncü oldu. OECD ülkelerinde en az 13 yıl okul eğitimi verilirken Çin, Endonezya, Suudi Arabistan ve Türkiye’de nüfusun yüzde 90’ı, ortaokul-lise terk arasında yani 8-10 yıl eğitim görüyor. OECD ülkelerinin büyük bölümünde eğitim hâlihazırda çocukların çoğunluğu için 5 yaşın oldukça altında başlıyor. OECD ülkelerinin üçte birinde erken çocukluk eğitiminde okullaşma 4 yaşında start alıyor. Türkiye’de öğretmen maaşları onyılda ikiye katlanmasına karşın Deneyimli bir lise öğretmeni Türkiye’de yılda satınalma gücü paritesine göre 27 bin 237 dolar kazanırken, OECD kazanç ortalaması 49 bin 721 dolar olarak belirlendi.
TüRKİYE'DE HEM EĞİTİMDE, HEM İSTİHDAMDA OLMAYAN KADINLARIN ORANI ERKEKLERİN İKİ KATI
OECD’nin “Bir Bakışta Eğitim 2012” raporu yayımlandı. Rapora göre, hem eğitimde hem istihdamda olmayan kadınların oranı Türkiye’de erkeklerin iki katı. 15-29 yaş arası kadınların yüzde 52’si, erkeklerin yüzde 20’si ne okuyor ne de çalışıyor. Bu rakamlarla Türkiye eğitim dışı kalan ve istihdam edilmeyen kadın oranı açısından OECD ülkeleri arasında birinci sırada yer alıyor. Rakamlara hemen aile kurdukları için işgücü dışında kalan kadınlar da dâhil edildiğinde Türkiye’nin birinciliği pekişiyor.
OECD’de bugünün gençlerinin ortalama yüzde 39’unun gelecekte dört yıllık üniversite eğitimini tamamlaması bekleniyor. Avustralya, Danimarka, İzlanda, Polonya ve İngiltere’de üniversiteye gitmesi beklenen gençlerin oranı yüzde 50’ye, Türkiye, Meksika ve Suudi Arabistan’da ise yüzde 25’e karşılık geliyor.
ÜNİVERSİTEYE GİDEN SAYISINDA SONDAN üÇüNCü
Türkiye OECD ve sadece bağlı kuruluşlarına üye ülkeler arasında yapılan sıralamada, 2010 itibarıyla üniversite eğitimine ulaşan kişilerin nüfusa oranı açısından sondan üçüncü sırayı aldı. Türkiye söz konusu ülke grubundan sadece Brezilya ve Çin’i geçti. üniversiteye devam eden vatandaşlarının sayısı itibarıyla en öndeki 10 ülke Kore, Japonya, Kanada, Rusya, İrlanda, Norveç, Yeni Zelanda, İngiltere, Avustralya, Lüksemburg oldu.
Kore’de nüfusun yüzde 67’si, Japonya ve Kanada’da yüzde 59’u üniversiteye gidiyor. Türkiye’de ise ilk ve ortaöğretimden sonra yükseköğretime devam edenlerin oranı yüzde 20’ye yaklaşıyor. Türkiye’yi Brezilya’da yüzde 12, Çin’de ise yüzde 6 ile izliyor. Çin’deki rakam 10 yıl öncesinin verilerini yansıtıyor.
LİSEDE DURUM
Rapora göre, önemli adımlar atılmasına karşın kimi ülkeler lise eğitimine katılanların sayısı açısından OECD ortalamasının oldukça altında. Örneğin Brezilya, Çin, Meksika, Portekiz ve Türkiye’de 25-34 yaş arasındakilerin kabaca yarısı lise eğitimi almamış durumda.
Tüm OECD ve bağlı kuruluşlarına üye ülkelerde üniversite mezunları oranları 1995-2010 arasında arttı. Artış özellikle 1995-2000 arasında hızlanıp yatay hale geldi. Geçen üç yıl içinde üniversite mezunu oranları yüzde 39 civarında kaldı. 1995’ten bu yana en yüksek artışlar Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Slovak Cumhuriyeti, İsviçre ve Türkiye’deydi, bu ülkede üniversite mezunu sayılarında yıllık artışlar yüzde 8 oldu.
İrlanda, Polonya ve Türkiye’de üniversite mezunlarının istihdam oranları, lise mezunlarına göre önemli ölçüde yüksek. İrlanda’da yüzde 15, Polonya’da yüzde 19, Türkiye’de yüzde 16 istihdam oranı bulunuyor.
İRLANDA VE TüRKİYE HARİÇ YAŞLI üNİVERSİTELİLERİN GELİRLERİ YüKSEK
OECD ortamında, İrlanda ve Türkiye hariç, tüm ülkelerde üniversite eğitimi almış yaşlı kişilerin kazançları görece yüksek. Lise eğitimine devam etmemiş olanlar için kazanç dezavantajı yaşla birlikte artıyor. Lise eğitimi almamış kadınlar, Brezilya, Yunanistan, İsrail, İtalya, Lüksemburg, Portekiz, Türkiye, İngiltere ve ABD’de özellikle dezavantajlı durumda, çünkü bu kadınların gelirleri, lise eğitimi almış kadınlardan yüzde 70 daha az.
Almanya, Yunanistan, İrlanda, Türkiye ve İngiltere hariç tüm ülkelerde üniversite eğitimi almış yaşlı bireyler görece daha yüksek gelire sahip bulunuyor.
üniversite eğitimi, 300 bin dolar toplam gelir vaadinin, bu düzeydeki öğretimi tamamlamak için güçlü bir motivasyon oluşturduğu Portekiz ve ABD’de önemli net dönüş getiriyor. üniversite eğitiminin sağladığı kazanç, üniversite eğitimi almış bir erkeğin çalışma hayatı boyunca 52 bin ile 74 bin dolar arası gelir elde edeceği Danimarka, Estonya, Yeni Zelanda, İsveç ve Türkiye’de düşük bulunuyor.
Şu andaki okula kayıt oranları sabit kalırsa 20-29 yaşındakilerin okullaşma oranlarının 2015 yılında 2005’e göre, Avusturya ve Yunanistan’da yüzde 30, Türkiye’de yüzde 70 daha fazla olması bekleniyor. Macaristan, Japonya, Polonya ve Portekiz’de ise bu yaşlardaki öğrenci sayısında yüzde 15 düşüş bekleniyor.
TüRKİYE'NİN DİPLOMASI ORTAOKUL, LİSE TERK
Hemen hemen tüm OECD ülkelerinde en az 13 yıl okul eğitimi veriliyor. Belçika, Norveç ve İsveç’te nüfusun yüzde 90’ı, 15 yıl ya da daha fazla eğitimde kalıyor. Aksi yönde olarak Çin, Endonezya, Suudi Arabistan ve Türkiye’de nüfusun yüzde 90’ı, 8-10 yıl arasında eğitim alıyor.
OECD ülkelerinin üçte birinde, 2005’ten bu yana 15-19 yaş arası okullaşmada en büyük artış 2009-2010’da meydana geldi. İzlanda, İrlanda, İspanya, Türkiye ve İngiltere’de okullaşma oranları yüzde 3’ten fazla arttı. Tüm bu ülkeler aynı zamanda 2008-2009 yılları arasında, genç işsizlikte önemli artış deneyimi yaşadı.
ERKEN ÇOCUKLUKTA OKULLAŞMA
OECD ülkelerinin büyük bölümünde eğitim hâlihazırda çocukların çoğunluğu için 5 yaşın oldukça altında başlıyor. Genel olarak OECD ülkelerinin üçte birinde (yüzde 79) erken çocukluk eğitim programlarında okullaşma 4 yaşında start alıyor. Oran, Avrupa Birliği üyesi OECD ülkelerinde ortalama yüzde 83’e yükseliyor. Erken çocukluk eğitiminde Belçika, Fransa, Almanya, İzlanda, İtalya, Japonya, Lüksemburg, Meksika, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, İspanya ve İngiltere’de yüzde 95’le spektrumun üst ucunda, Avustralya, Brezilya, Kanada, Finlandiya, Yunanistan, Endonezya, Polonya, İsviçre ve Türkiye’de yüzde 60’la diğer ucunda yer alıyor.
Çin, Fransa, İsrail, Meksika ve Türkiye’de öğretmen başına 20’den fazla; Şili, İzlanda, Yeni Zelanda, Slovenya ve İsveç’te ise 10’dan az öğrenci düşüyor.
2010 yılında Belçika, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Finlandiya, Almanya, Macaristan, Lüksemburg, Polonya, Slovak Cumhuriyeti ve Slovenya’da 15-19 yaş arası öğrencilerin yüzde 90’ından fazlası eğitim içinde bulunuyordu. Meksika ve Türkiye’de ise aynı dönemde eğitimde bulunan çağ nüfusu yüzde 61’den azdı.
2010’da Almanya, Japonya, Kore, Meksika, Hollanda, İsviçre ve Türkiye hariç genç kızlar, yaşıtları erkeklere oranla daha uzun süreyle eğitim aldı. İzlanda, Norveç ve İsveç’te genç kızlar yaşıtları erkeklere oranla eğitimde bir yıl daha fazla süre geçiriyor.
OECD'DE MEKSİKA TüRKİYE KADINLARIN EĞİTİMDE EN AZ KALDIKLARI İKİ üLKE
Meksika ve Türkiye 15-29 yaş arası kadınların eğitimde en az kaldıkları iki ülke. Meksika’da kadınlar 5, Türkiye’de ise 4.3 yıl eğitim sistemi içinde kalıyor. Bu iki ülke aynı zamanda kadınların işgücü dışında en uzun kaldıkları ülkeler. Kadınlar Meksika’da 5.1, Türkiye’de 7 yıl işgücü dışında kalıyor. Rakamlar Meksika ve Türkiye’de kadınların eğitimlerinin ardından, işgücüne katılmak yerine aile kurmalarından kaynaklanıyor.
İrlanda, İsrail, İtalya, Meksika, İspanya ve Türkiye’de 15-29 yaş arası kadınların yüzde 20’den fazlası ne eğitimde ne de istihdam içinde yer alıyor.
Brezilya, İsrail, Meksika ve Türkiye’de; istihdamda bulunmamaları ya da işgücü içinde yer almamalarından dolayı, kadınların eğitim sistemine girmemeleri yönünde daha güçlü bir eğilim var.
TüRKİYE'DE MAAŞLAR KATLANDI AMA
Rapora göre OECD ülkelerinde, 2010 itibarıyla, skalanın en üstünde yer alan, 10-15 yıl deneyimli bir lise öğretmeninin, kamu kurumlarında, özel tüketim satın alma gücü paritesine göre, dolar cinsinden yıllık ücreti şöyle (dolar):
“Türkiye 27 bin 237, Avustralya 47 bin 445, Avusturya 66 bin 487, Belçika 68 bin 278, Kanada 55 bin 191, Şili 32 bin 665, Çek Cumhuriyeti 24 bin 117, Danimarka 58 bin 256, İngiltere 44 bin 145, Estonya 17 bin 357, Finlandiya 45 bin 377, Fransa 51 bin 560, Almanya 76 bin 433, Yunanistan 38 bin 934, Macaristan 22 bin 963, İzlanda 29 bin 399, İrlanda 60 bin 758, İsrail 31 bin 543, İtalya 45 bin 653, Japonya 58 bin 75, Kore 74 bin 43, Lüksemburg 128 bin 181, Hollanda 66 bin 403, Yeni Zelanda 43 bin 116, Norveç 42 bin 766, Polonya 20 bin 629, Portekiz 54 bin 158, İskoçya 48 bin 188, Slovak Cumhuriyeti 13 bin 680, Slovenya 34 bin 74, İspanya 54 bin 269, İsveç 41 bin 675, İsviçre 90 bin 734, ABD 55 bin 199, OECD ortalaması 49 bin 721, AB 21 ortalaması 50 bin 139, Arjantin 18 bin 15, Endonezya 2 bin 849.”
Bazı ülkelerde görece yatay maaş skalaları bulunuyor. Örneğin, Türkiye’de eğitimin her kademesinde en yüksek ve en az ücretler arasındaki makas yüzde 30’dan az.
2000-2010 arası öğretmen maaşları reel anlamda birçok ülkede arttı. Danimarka, Estonya, İrlanda, Portekiz ve İskoçya’da maaşlar eğitimin her kademesinde en az yüzde 20 yükseldi. Çek Cumhuriyeti ve Türkiye’de maaşlar geçen onyıl boyunca ikiye katlandı. Sadece Fransa ve Japonya’da öğretmen maaşları reel anlamda yüzde 5 düştü.
33 OECD ülkesi ve veri elde edilen diğer G20 ülkelerinde anaokullarında, iki ülke hariç öğretmenlerin yüzde 94’ü kadın. Fransa ve Güney Afrika’da kadın anaokulu öğretmenlerin oranı yüzde 83 ve yüzde 77.
İlkokullarda ise dokuz ülke hariç öğretmenlerin yüzde 74’ü kadın. Kanada’da ilkokul öğretmenlerinin yüzde 72’si, Suudi Arabistan’da yüzde 50’si, Türkiye’de yüzde 52’si kadın öğretmen.
TheLira