Üniversite öğrencisi olmak isteyenler için 5 Ocak tarihi, 2015 ÖSYS sürecinin başlangıcı anlamına geliyor. 15 Mart’taki Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nın (YGS) başvurularının başlayacağı 5 Ocak’a sayılı günler kala üniversite adayları çalışmalarını hızlandırırken gelecek hayalleri kurmaya da devam ediyor.
ÖSYS maratonunun ilk durağı olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nda ter dökecek adayların ortak müfredattan sorumlu olacaklarını belirten eğitim yazarı ve Nişantaşı Üniversitesi İcra Kurulu Üyesi Burak Kılanç, çapraz testlerin önemine vurgu yaptı.
Başvuru sırasında meslek lisesi öğrencilerinin YGS’ye girmelerinin yanı sıra sınavsız geçiş hakkını da kullanabileceklerini hatırlatan Kılanç, “Mart ayında gerçekleştirilecek YGS’nin ardından 180 baraj puanını aşan adaylar, 13-21 Haziran tarihleri arasında gerçekleşecek Lisans Yerleştirme Sınavı oturumlarına girebilecekler” dedi.
Üniversiteye girişte YGS’nin yüzde 40, LYS’nin ise yüzde 60 oranında etkili olduğunu belirten Burak Kılanç, “YGS’nin önemli olmadığı gibi bir algı var ancak ben bu sınavın etkisinin göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Sınavda tüm adayların ortak sorumlu olduğu müfredattan sorular çıkıyor. Bu noktada çapraz testler, oldukça önemli. Yani, sayısal hedefi olan bir aday sözel soruları, sözel hedefi olan bir aday ise sayısal soruları kaçırmamalı. Çünkü bir net bile binlerce kişinin önüne geçmelerini sağlayacak. Adaylar son 2 buçuk aylarını iyi değerlendirmeli” diye konuştu.
“PUANLARA KONSANTRE OLSUNLAR”
Sınava hazırlanan öğrencilerin alacakları puanlara konsantre olmaları gerektiğini hatırlatan Burak Kılanç, “Tercih dönemine gelindiğinde adaylar, puanları kadar güçlü olacak. O nedenle yüksek puan almaya odaklanmaları kendi faydalarınadır.
Çalışmalarından arta kalan vakitlerde ise aile büyükleri ve öğretmenleriyle meslek ve üniversite seçimi konusunda fikir alışverişinde bulunabilirler. Hedefleri doğrultusunda giderken de gerçeklerle yüz yüze gelmekten kaçınmamalılar. Bu süreçten başarıyla çıkmak için çok akıllıca davranmak gerekiyor. Başarısızlıkları tespit edip hemen önlemini almalılar ve eksikliklerini tamamlamalılar” ifadelerine yer verdi.
“TERCİHLER 10-15 GÜNE SIKIŞTIRILMAMALI”
Meslek ve üniversite tercihinin kolay bir süreç olmadığını söyleyen Kılanç, “Tercih döneminde öğrenciye yardım etmesi gereken aile, rehber öğretmenler, alan öğretmenleri ve eğitim yöneticileri gibi faktörler var. Adaylar genç yaşlarda olduğu için kendi başlarına bu seçimleri yapmaları hayat tecrübeleri dikkate alındığında mümkün değil. Adaylar, bir yandan kendilerini tanımak diğer yandan da daha fazla net çıkarmak için çabalıyorlar. Bu nedenle lise 1’den itibaren öğrencileri meslekler ve üniversiteler hakkında bilgilendirmek gerekiyor. Çünkü tercihler, 10-15 günlük koşturmalı bir sürece sıkıştırılmayacak kadar önemlidir” şeklinde konuştu.
2014’TE 922 BİN KİŞİ ÜNİVERSİTELİ OLDU
2014 yılında 2 milyon 86 bin kişinin ÖSYS’ye başvurduğunu ve 922 bin kişi üniversiteyi kazandığına dikkat çeken Burak Kılanç, “ÖSYS’ye başvuran 2 milyon 86 bin kişiden 1 milyon 900 bin kişi tercih yapma hakkı kazandı ve bunların arasından 1 milyon 240 bin kişi tercih yaptı. Tercih yapan öğrencilerin içinde, açık ve örgün öğretimleri sayarsak 922 bin kişi üniversiteli oldu. Yani tercih yapma hakkını kazanan her 100 kişiden 35’i tercih yapmadı. Bu durum, master ve doktora seviyesinde ilginç bir tez konusu olabilecek ülke gerçeğidir. Yine 2 milyonun üzerinde başvuru bekliyoruz” dedi.
“ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ DE SINAVLARA GİRİYOR”
Üniversite sınavına başvuran her 100 kişiden 30’unun ‘üniversiteli’ olduğunu belirten Kılanç, “Üniversite mezunu ya da öğrencisi olan kişiler, ülkemizde tercih süreçlerinin bilinçli şekilde işlememesinden kaynaklı memnuniyetsizliklerinden dolayı yeniden sınavlara giriyor. Öyle görünüyor ki gençlerimizi doğru mesleğe ve üniversiteye yönlendirme açısından sıkıntı yaşıyoruz. Yükseköğretim Kurumu, geçtiğimiz yıllarda çift anadal ve yatay geçiş konularında kolaylaştırıcı önlemler alarak bu duruma çözüm bulmaya gayret etti” ifadelerini kullandı.
Haberler