Türkiye'de üniversiteden mezun olan öğrencilerin en büyük sıkıntısı pratik yapmadan mesleğe başlamak. Öğrenciler dört yıllık eğitim hayatlarında hep teorik eğitim aldıkları için sahaya çıktıklarında işe adapte olma noktasında zorluk yaşıyorlar. Öğrencilerin sektöre hazırlanmasında bilgiyi pratiğe dökme noktasında vakıf üniversitelerinin rolüne değinen Nişantaşı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Levent Uysal, "Devlet üniversitelerinin gelişmesinde vakıf üniversitelerinin katkıları büyük. Vakıf üniversiteleri uygulama merkezleri açıyor. Örneğin, Nişantaşı Üniversitesi'nde Gastronomi Bölümü’ne ait bir laboratuarımız var. Mezun olacak öğrencilerimiz sektöre adım atmadan hangi ürünle karşılaşacaksa, hangi makineyi kullanacaksa bizler o makineyi alıyoruz ve onlar da önceden burada deneyim elde ediyorlar. Ardından staja ya da part-time işe girdiklerinde, 'Bunu zaten okulumda kullanıyordum' deyip iş konusunda kendilerini ilerletebiliyorlar" ifadelerini kullandı.
"EĞİTİM KURUMLARI SEKTÖRLE SENKRONİZE OLMALI"
Eğitim kurumlarının pratiği bilgiye çeviren öğrenciler yetiştirmek için, uygulama merkezleri açmaları ve tamamen sektörle iç içe müfredat oluşturmaları gerektiğini ifade eden Levent Uysal, "Gerekli insan kaynağının alt yapılarını hem teknolojik hem mesleki olarak kurgulayacak bireyler yetiştirilmeli. Eğitim kurumları sektörle senkronize olmalı ki, sektörün istediği insan kaynağına ve kaliteye hizmet verebilsin" şeklinde konuştu.
"AKADEMİSYENLER ÖĞRENCİLERİN SORULARINA CEVAP VEREBİLMELİ"
Nitelikli öğrenci yetiştirme konusunda akademisyenlerin de bazı özelliklere sahip olması gerektiğini ifade eden Uysal, "Akademisyenler meraklı öğrencilerimizin sorularına cevap verebilecek alt yapıya sahip olmalı. Günümüzde öğrenci soruyor, hoca cevaplıyor. Artık internet çağındayız. Eskiden hoca sorardı öğrenci cevaplardı. Nişantaşı Üniversitesi'nde artık öğrenciler soruyor, hocalar cevaplıyor. Bizim üniversitemizde her şey iletişim, pozitif enerji, pozitif ayrımcılığa dayalı. Nişantaşı Üniversitesi tamamen bu ilkelerin üzerine kurgulanmış bir yükseköğretim kurumudur" diye konuştu.
“ÜNİVERSİTELER, İŞ GARANTİSİ DEĞİL, İŞ TECRÜBESİ VEREBİLİR"
Hiçbir üniversitenin öğrencilerine iş garantisi veremeyeceğini vurgulayan Uysal, "Öğrenciler beş yıl bu okulda okuyor. İngilizce alt yapısı var, çok iyi mesleki eğitim almış ama hiçbir iş tecrübesi yok. Sarı sayfaları açtığında diyor ki; 'Üç yıl,beş yıl deneyimli gastronomi, muhasebe, dış ticaret uzmanları arıyoruz.' Ama o yaşanan beş yıl boyunca öğrencimiz sadece okula geldi. Bizler ise öğrencilerimizle iş dünyasını tanıştırdığımız, çalışma mekanizmalarını kurduğumuz ve insan kaynakları atölyesinden destek aldığımız yapılar kuruyoruz. Üniversiteler olarak biz hiç kimseye iş garantisi veremeyiz. Biz ancak iş tecrübesi verebiliriz. Teoriyi pratiğe dönüştüren mezunlar yetiştirmeliyiz ki cuma günü diplomasını alan öğrenci pazartesi işine başlayabilsin. Hatta okurken çalışan insan kaynağı yetiştirmeliyiz. Nişantaşı Üniversitesi olarak birinci odağımız bu" şeklinde açıklamalarda bulundu.
İHA