Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, üniversitelerde, öğrenci memnuniyetine yönelik yeni uygulamalar yapılacağını belirterek, "Bu sene öğrenci esaslı bir memnuniyet anketi düzenlemek istiyoruz. Bu memnuniyet anketi, devlet ve vakıf olmak üzere bütün üniversitelerde geçerli olacak. Öğrenci esaslı, online sistemde düzenlenecek." dedi.
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesinde düzenlenen "YÖK 100/2000 Doktora Öğrenci Buluşmaları"nın ardından gazetecilerle bir araya gelen Saraç, üniversiteye girişte 14 programda özel yetenek sınavının kaldırılarak sadece merkezi yerleştirmeyle öğrenci alınması kararının bir yıl ertelenmesine ilişkin bir soruya, söz konusu kararla ilgili açıklamalarında eğitimde fırsat eşitliği ve sosyal adalet kavramlarına özel önem verdiği vurgusunu yaptıklarını hatırlattı.
"YÖK 100/2000" gibi projeler kapsamında çalışmaların geri dönüşlerinin kısa sürede gerçekleşeceğini kaydeden Saraç, "5-6 ay sonra 200-300 kişi mezun olacak, bunlar yerleşecek ve sonra akranlarıyla yarışma noktasında daha üstün olacaklar ve doktora alanlar, mezun oldukları yerlerde başkaca doktora yapmış olup, mezun olan kimselerde olmadığı için ön plana çıkmış olacaklar." şeklinde konuştu.
Üniversitelerde, öğrenci memnuniyetine yönelik yeni uygulamalar yapılacağını da ifade eden Saraç, özellikle tıp alanıyla ilgili sene içerisinde denetlemelere başladıklarını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eğitim ve öğretimlerini denetliyoruz. Öğrencilerimizin memnuniyet konusunda ise bu sene öğrenci esaslı bir memnuniyet anketi düzenlemek istiyoruz. Bu memnuniyet anketi, devlet ve vakıf olmak üzere bütün üniversitelerde geçerli olacak. Üniversiteler yönetimleriyle bilgileri paylaşılmamak kaydıyla, öğrenci esaslı, online sistemde düzenlenecek."
"Fırsat eşitliğini gözetmeye devam edeceğiz"
Saraç, üniversitelere girerken yetenek sınavında yeterliliğin neden kalktığının sorulması üzerine, "Üniversitelere girerken uygulanan yetenek sınavlarına ilişkin söylenecek çok şey var ama biz, bunun ideolojik bir şeye doğru çekilmeye başladığını hissettik ve gördük. Onun için bu hususta aldığımız kararın arkasında biraz da bu vardı. Özellikle basınımızın belli bir kesiminin uyguladığı bu yaklaşım doğru değil. Biz orada doğru bir açıklama yaptık, 'Sosyal adalet ve fırsat eşitliğini gözetmeye devam edeceğiz.' dedik, bu önemli bir husustur. Birileri için söylemde önemli bir husus, bizim ise icraatımıza yansıması gerektiği için önemli bir husustur, bu kavramı bizim gerçekleştirmemiz lazım." diye konuştu.
Basında çıkan bazı haberler karşısında üzüldüğünü dile getiren Saraç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizim esas üzerinde durmamız gereken sosyal adalet, fırsat eşitliği gibi kavramlar, bu ülkenin asıl gövdesidir, bizim için çok önemlidir. Bizim hedefimiz ise her alanda orta direği incitmeden önündeki yolları açmamız lazım. Çok veli ve çocuklar, (üniversite sınavı öncesinde) özel kurslara gidildiğini ama bu arada dershanelere gidildiğini ifade ediyorlar ama dershaneler kalkmıştı değil mi? Bunun nedenini o hocalara sormak lazım. Burada öğrenci ve velilerin hazırlıklarının neye göre olduğunu ve yakınmalarını çok ciddiye aldık, çünkü onların durumları bizim için önemlidir. Bu nedenle bu çalışmayı bir sene erteledik. Bu öğrencilerin 2 seneleri olduğu anlamına geliyor. Böylece bu, 'temel matematikte bir şeyler yapabilme yetisini alabilirler' demektir. Biz, YÖK'de göreve başladığımızdan itibaren hedefimizde, yüksek öğretimi ideolojik kutuplaşmaların, kamplaşmaların, tartışmaların odağı olmaktan çıkaralım. Bahsettiğimiz husus temel matematik, sayısal becerilerdir yani sayısal becerilerin de bu programlara girilmesi için ölçümlenmesi lazım çünkü bütün alanlar kabiliyet gerektiriyor."
Vakıf üniversiteleri
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vakıf üniversitelerine ilişkin eleştirilerinin anımsatılması üzerine Saraç, vakıf üniversitelerinin birbirinin aynı olmadığını vurguladı.
Saraç, "Gerçekten medarı iftiharımız olan vakıf üniversitelerimiz var, diğer taraftan 'vergisiz kazanç kapısı' olarak gören diğer vakıf üniversiteleri de var. Bunlar iki şeye zarar veriyor, birincisi yüksek öğretim sisteminin bütününe, ikincisi de tarihimize, kültürümüzdeki zihinlerde nesilden nesle geçen köklü vakıf kavramına." değerlendirmesini yaptı.
Prof. Dr. Saraç, vakıf üniversitelerine ilişkin yaklaşık 4 senedir mevzuat çalışmalarını gerçekleştirdiklerini ve belli bir yönetmelik oluşturduklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Biz bunları tasnif ettik, kaynak aktarımlarıyla ilgili denetlemelerde her sene çok ciddi rakamlarda kaynak aktarımını tespit ediyoruz. 'Peki ne yapıyorsunuz?' dediğiniz zaman çeşitli uygulanan cezalar var. Öğrenci alımının durdurulması, bölüm açmanın durdurulması veya öğrenci kontenjanlarında kısıtlamaya gitmek gibi cezalar uygulanıyor. Ben ve ekibimin bu süreçte hassasiyet gösterdiği için en önemli husus ise dürüstçe ve şeffaf bir şekilde bu süreci gerçekleştirmektir, bunu başarıyoruz."
Vakıf üniversitelerinin denetlenmesine ilişkin soruya ise Saraç, "Şu veya bu vakıf üniversiteleri beni hiç ilgilendirmiyor, kuralları kamuoyuna açıklarsak o kurallar bizleri de bağlar ve bu durum da bizi mutlu ediyor. Etkilerden uzak bir şekilde yüksek öğretim sisteminde, çizdiğimiz rotada ilerlemeye devam ediyoruz." yanıtı verdi.
AA