Ottowa Üniversitesi İnsan Hakları Merkezi Direktörü Prof. Dr. John Packer, Myanmar'da Arakanlı Müslümanların sistematik olarak hedef alındığını belirterek "Myanmar'da adaletin hiçbir izi yok." dedi.
Yardımeli Derneğince Ankara'da düzenlediği bir programa katılan Prof. Dr. Packer, Arakan'daki son duruma ve atılabilecek adımlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Packer, Arakanlı Müslümanlara yönelik insan hakları ihlallerini "yavaş yavaş ilerleyen bir soykırım" olarak niteledi.
Birçok defa Arakan bölgesine gittiğini belirten Packer, bölgedeki insanların "devlete karşı tehlike oluşturmayan, Myanmar'ın parçası olmak isteyen ve örgütlü olmayan bir topluluk" olduğunu ifade etti.
Packer, Myanmar'daki Arakan Müslümanların ikiden fazla çocuk yapmasının yıllardır yasak olduğunu hatırlattı. Ülkede Arakanlıların bu tip yöntemlerle "yasa dışı yaşayan bir topluluk" haline getirildiğini anlatan Packer, "Arakanlılar sistematik olarak hedef alındı. Naif veya aptal olmaya gerek yok, ne olduğu gayet açık." şeklinde konuştu.
Myanmar devletinin kendi insanına saldırdığını ve onları başka ülkelere kaçmaya zorladığını dile getiren Packer, devletin Arakanlıları temel gereksinimlerinden yoksun bıraktığına dikkati çekti.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra "Dünyada hiçbir devlet kendi halkını hedef alamaz" ilkesinin benimsendiğine işaret eden Packer, Myanmar'ın Arakanlılara yaptıklarının uluslararası hukukta karşılığının olması gerektiğinin altını çizdi.
Arakanlı mültecilere yardım eden ülkelerin de mağdur edildiğini vurgulayan Packer, Myanmar'ın devlet sorumsuzluğunun faturasını diğer ülkelere ödetmesinin adalete sığmadığını aktardı.
Şu anda yapılanların sorumlularının yargılanmasının uzak bir ihtimal olduğunu söyleyen Packer, "Myanmar'da adaletin hiçbir izi yok. Devlet, bu insanların vatandaşlığını almış ama bu konuda yargılayacak hiçbir merci yok. Sorumluların hesap vermesi ise gelecekte küçük bir ihtimal." şeklinde konuştu.
Packer, Arakan'da yaşananların telafisinin çok zor olduğunu, Myanmar devletinin ancak devletlerin diplomatik baskısı veya uluslararası adalet kurumları yoluyla yargı önüne çıkarılmasının mümkün olduğunu kaydetti.
Arakan Sorunu
Myanmar'da 1970'lerden bu yana zulüm ve sistematik baskıya uğrayan Arakanlı Müslüman nüfusun büyük çoğunluğu, topraklarını terk ederek bölge ülkelere göç etti.
Ülkede 1982'de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden Arakanlı Müslümanlar, "devletsiz" sayılıyor. Birleşmiş Milletler tarafından "eziyet gören dini azınlık" olarak kabul edilen Arakanlı Müslümanlar, hem şiddet olaylarına hem de yasal, ekonomik ve toplumsal ayrımcılığa maruz kalıyor.
Arakan'da 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.
Arakan'daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017'de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemlerini başlatmış ve 10 bine yakın kişiyi katletmişti.
Etnik temizliğe dönüşen saldırılarda 350'den fazla köy, ordu ve fanatik Budistler tarafından yok edilirken, 700 binden fazla Arakanlı Müslüman dağlık bölgeler, nehir ya da deniz üzerinden komşu Bangladeş'e sığınmak zorunda kalmıştı.
AA