"Hz. Ayşe O'nu Kur'an'la özdeşleştirerek, 'O yürüyen bir Kur'an'dı' demiştir" diyen Mustafa Armağan Peygamber Efendimiz'in bizim yaşantımızda olması gerektiği yere vurgu yaparken, Coşkun Aral da "O'nun ilettiği mesajları her zaman düşünmeliyiz" diyor.
HER ANIMIZDA HATIRLAMALIYIZ
Coşkun Aral (Belgesel yapımcısı): 'Dinlerin ortaya çıkışından bu yanına insanın ailesine yakınlarına çevresine saygılı olması gerekiyor. İslam'ın doğuşuna kadar diğer dinlerde hep bir yakınları kayırma çabası olmuştur. Hazreti Peygamber'in dünyaya gelişi bu yüzden çok önemli... Her zaman anmak ve hatırlamak gerekiyor. Onun ilettiği mesajları her zaman düşünmeliyiz. Şunu vurgulamam gerekir. Mevlit günü dua edelim tövbe edelim ama sonrasında günah işleyelim diye bir şey olamaz. Bu hassasiyeti her zaman göstermeliyiz.
O'NU DAHA YAKINDAN TANIYORUZ
Nazlı Ilıcak (Gazeteci Yazar): "Kutlu Doğum Haftası'nın bir haftaya yayılması son derece yerinde ve önemli... Bu vesileyle Kur'an'ı anmış bir kere daha anlamış oluyoruz. Hem de Peygamberimiz'in aziz hatırasına da saygı göstermiş oluyoruz. İslam'dan uzak kesimler de, bu vesileyle İslamiyet'in güzelliklerini daha yakından tanıma fırsatı elde etmiş olacaklardır'
İYİ Kİ O'NA ÜMMET OLMUŞUZ
Hasan Celal Güzel (Eski Devlet Bakanı): 'Yüce Yaratan'ın tüm kâinatı onun yüzü suyu hürmetine yarattığını söylediği bir Resul... Güzelliğin, iyi ahlakın timsali bir insan... İyi ki ona ümmet olmuşuz. Şükür ki Müslüman olarak dünyaya gelmişiz. O'nun adı geçince bir Müslüman'ın heyecanlanmaması mümkün değil. Allah, onun rızasını kazanmış, şefaatine nail olmuş kullarından eylesin bizleri...'
O MÜSLÜMANLARIN İLK DEVLET BAŞKANI
Selahattin Yazıcı (Tüm İlahiyat Fakülteleri ve Yüksek İslam Enstitüsü Merkezi Derneği Başkanı): 'En başında Kur'an müjdesi Hazreti Peygamber'e gelmiştir. Ancak işin bir başka tarafı daha vardır. Son Peygamber, bizim aynı zamanda ilk devlet başkanımızdır. Her alanda örnek insandır. O Allah'ın sevgilisi olmuştur. Yüce Allah'ın 'Habibullah' lafzına mazhar olmuştur. Allah, 'Resule itaat eden bana itaat eder' buyurmuştur'
VAHŞETİ 'YÜREK İNKILABI' İLE DEĞİŞTİRDİ
Yavuz Bahadıroğlu (Tarihçi Yazar): 'Peygamber Efendimiz, vahşet ve dehşet üzerine yürüyen hayatı vahye dayalı olarak gerçekleştirdiği bir yürek inkılabı ile değiştirmiş, kim nefret ve vahşetin hükmettiği yüreklere cennet doldurmuştur. Terör ve savaşların için bunalıp, gitgide tükenen insanın yeni bir yürek inkılabına en o günkü kadar ihtiyacı var. Her kutlu doğumun bu anlamda bir mutlu oluşa vesile olması lazım. Mübarek olsun'
ONUN BİLDİRDİĞİ İSLAM AHLAKI, İNSANLIĞIN REÇETESİDİR
Dr. Kerem Kınık (Yeryüzü Doktorları Derneği Başkan Yardımcısı): 'Kendisiyle birlikte semanın beşere bakan kapılarının kapandığı, en kâmil ve doğru yolun tebliğcisi ve peygamberi efendimizin mübarek veladetleri tüm insanlık için en büyük nimettir. Onun bize bildirdiği tevhid inancı, İslam ahlakı ve beşeri incelik bugün coğrafya, milliyet ve din ayırt etmeksizin tüm insanlığın ihtiyaç duyduğu en önemli reçetedir. İnsanlar arasında mütevazı olan, her konuştuğu doğru olan, dönünce gövdesiyle dönen, diğer insanların dertleri ile dertlenen, zalimin karşısında, mazlumun yanında olan gerçek bir insan ve Son Peygamber'in ümmeti olmak bizim için en büyük mutluluktur'
O SADECE BİR ELÇİ DEĞİL
Mustafa Armağan (Tarihçi Yazar): "Bu dünyada yaşıyor oluşumuzun gerekçesini bizlere o verdi. Aksi halde tabiattaki diğer varlıklar gibi gayesiz, sadece ömrümüzün günlerini doldurarak yaşayacaktık. O'nun sadece elçi olduğunu söylüyorlar, eksik söylüyorlar. Evet O elçiydi, Resul'dü, Allah'ın Resul'ü. Aynı zamanda Allah'ın kelamını getirdi, tanıttı ve onu nasıl okunup, yaşanacağını öğretti. O'nu aradan çıkardığımızda Kur'an da en büyük güvencesini kaybeder. Yani Kur'an'ın Kur'an olduğunu söyleyen de yaşayan da Efendimizden başkası değildi. Hz. Ayşe O'nu en güzel şekilde, Kur'an'la özdeşleştirerek, "O yürüyen bir Kur'an'dı" demiştir."
O'NU YENİDEN ÖĞRENMELİYİZ
Yrd. Doç. Dr. Ali Satan (Marmara Üniv. Fen Edebiyat Fak. Öğretim Üyesi ): "Hz. Muhammed, hakkında kesin bilgilere sahip olduğumuz, hayat kronolojisinin hemen her şeyine vakıf olduğumuz tek peygamberdir. Kutlu Doğum Haftası vesilesi ile öncelikle Müslümanlar onu yeniden öğrenmeli ve bilgiden muhabbete geçmeye çalışmalılar diye düşünüyorum. İkincisi, hakkında her şeyi bildiğimiz Peygamberi, bilmeyenlere de anlatma görevi idrak edilip bunun yol ve yöntemleri üzerine ciddi çalışmalar yapılmalıdır. Üçüncüsü ise dindar olmayan aydınlar da Hz. Peygamber üzerinde düşünüp eserler kaleme almalılar."
SÜRGÜN ÜLKEDEN BAŞKENTLER BAŞKENTİNE (IV)
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim
Güneşi bahardan koparıp
Aşkın bu en onulmazından koparıp
Bir tuz bulutu gibi
Savuran yüreğime
Ah uzatma dünya sürgünümü benim
Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil
Ayaklarımdan belli
Lambalar eğri
Aynalar akrep meleği
Zaman çarpılmış atın son hayali
Ev miras değil mirasın hayaleti
Ey gönlümün doğurduğu
Büyüttüğü emzirdiği
Kuş tüyünden
Ve kuş sütünden
Geceler ve gündüzlerde
İnsanlığa anıt gibi yükselttiği
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Bütün şiirlerde söylediğim sensin
Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım
Salome'nin Belkıs'ın
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin
Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
Ey gönüllerin en yumuşağı en derini
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Yıllar geçti saban olumsuz iz bıraktı toprakta
Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında
Çatı katlarında bodrum katlarında
Gölgendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba
Hep Kanlıca'da Emirgan'da
Kandilli'nin kurşuni şafaklarında
Seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında
Şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Ey çağdaş Kudüs (Meryem)
Ey sırrını gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha)
Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında
Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında
Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında
Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
Verilmemiş hesapların korkusuyla
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
(...)
(Sezai Karakoç)
haber7