Selanik’te başlayan süreç Sincan’da sonlandı. Nisanda başladı nisanda bitti. Selanik’ten hareket eden Harekât Ordusu en son Sincan sokaklarında balans ayarı yapmıştı. O tanklar nice insanın ruhunu ezmiş, zihnini dağıtmış, kalbini tarumar etmişti.
Rumi 31 Mart, miladi Nisanda Beyazıt Meydanı Üniversite önünde nice insan darağacında sallanmıştı. 28 Şubatta da nice öğrenci üniversite kapısından içeri alınmamış bir nevi zihnen idam edilmişti.
Başta halife varken kimi “şeriat isteriz” diye bağırmış ihtilal sonrasında “sen şeriat istemiştin” diye nice insan idam edilmişti. Son soğuk şubatta cami avlusunda “kahrolsun şeriat” denilmişti.
Halife varken şeriat istemek, sonrasında şeriat istedin diye idam edilmek; yüz yıl sonra cami avlusunda şeriata kahırla bağırmak… Bu ne çarpıklık, bu ne çelişki, bu ne zihni keşmekeş, bu ne kalbi kuruluk, bu ne fikri dağınıklık? Yüz yıl öncesi yüz yıl sonrası nisan yağmuru kadar kısa ve birbirine o kadar yakın ve de benzer. Tarih mi tekerrür ediyor kafalar mı aynı nakaratı tekrar tekrar söylüyor?
Sahi Selanik’le Sincan birbirine çok mu yakın, çok mu uzak? Zembereğini yitirmemiş zihinler, hafızasını kaybetmemiş dimağlar için hiç de uzak değil; az önce az sonra gibi.
Bugün Bir Paşa şubat soğuğunu Sincan koğuşunda hissediyor mu acaba? Okul önündeki çocukların çığlıkları kulaklarına geliyor, travma geçirenleri ruhunda hissediyor mu? Hissediyor olsaydı yüz yıl öncesindeki dedelerine örnek almaz, bu acıları yaşatmaz, kendi de acınası hale düşmezdi. Adalet acımaz, hukuk şefkat etmez; kin de gütmez, intikam da almaz. Sadece hükmü uygular, sadece hakkı yerine getirir.
Ya bir numarayı bilen bir bilen var mı? Her ihtilalin bir numarası ve o numarayı taşıyan biri vardır. O numaraları dağıtmak, çekmeceye koymak, oyunu mat etmek, sahneyi kapatmak için son bir hamle gerekiyor; cumhuru cumhurca yönetecek sivil bir anayasa yapmak.
Yüz yıllık serüveni bitirmek, darbeleri son darbeyi vurmak, yeniden eksenini bulmak, Cumhuriyeti sağlam temellere oturtmak, demokrasiyi kurum ve kuruluşlarıyla yerleştirmek, hukuk ve adalet ilkelerini hâkim kılmak, lider sultalarını sonlandırmak için…
Evet, Usta, ustalık devrini göster; acil ihtiyaç Anayasayı geciktirme, aceleye getirip de eksik yapma. Bu milletin yüz yıl daha travma geçirmeye vakti yok.