Utandıran rapor

İnsaniyetimiz alarm veriyor. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı "Yaşlı Raporu", çarpıcı gerçekleri gözler önüne serdi.

Rapora göre; genç nesil yaşlılarına gereken ihtimamı göstermiyor, pekçok yaşlı "huzurevi tavsiyesini" çocuklarından alıyor, yaşlıların büyük bir bölümü kendisinin evlatlarına "fazla geldiğini" düşünüyor. Anne babasına huzurevini reva gören aile mensupları ise yaşlılıklarında "huzurevine düşmeyi" kesinlikle istemezken, çocuklarının kendilerine bakacaklarını umut ediyor.
 

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, toplumun hastalıklı tarafına ayna tuttu. Genel Müdürlüğün hazırladığı "Yaşlı Raporu", Türk ailesinin pekçok hasletini modernleşme salgınıyla kaybetmeye başladığını gözler önüne serdi. Rapor, "çekirdek aile" uygulamasının giderek yaygınlaşmasının, evlerde "yaşlıları yük olarak gören" anlayışı güçlendirdiğini ortaya koydu.

GEÇMİŞ NESLE SORUMLULUK AZALIYOR
"Yaşlılara Sunulan Sosyal Hizmetlerin Değerlendirilmesi" başlıklı raporda, Türkiye'nin yaşlı nüfusunun bu yıl içerisinde yüzde 3'lük bir artış göstereceğinin beklendiği belirtilerek, bunun yaşlı hizmeti ile ilgili düzenlemelerin önemini daha da arttıracağı kaydedildi. Raporda, Türk ailesinin önemli hasletlerinden birisi olan "yaşlılara vefa" duygusunun giderek kaybolduğu, şu satırlarla anlatıldı: "Göçün ivme kazandırdığı kentleşmeyle birlikte toplumda gelişen çekirdek aile yapılanması, bu yapılanmayla birlikte geçmiş nesle karşı duyulan sorumluluğun giderek azalması, çalışan kadın nüfusundaki artış, her sosyo-ekonomik sınıfın kendine özgü sosyal ve ekonomik sorunları evde yaşayan yaşlıyı giderek yalnızlaştırmaktadır. Ayrıca ülkemiz genç bir toplumdan, yaşlanmakta olan bir topluma dönüşmektedir. Türkiye'de, bu dönüşümün en sağlıklı biçimde yaşanabilmesi için bugünden bazı önlemlerin alınması gerekmektedir."

YAŞLILARIN YÜZDE 85'İNİN YAKINI VAR
Huzurevlerinde kalan yaşlılara ilişkin istatistiki bilgilerin yer aldığı raporda, şu değerlendirmeler sıralandı: "Yaşlıların yarısına yakınını kadınlar oluşturmaktadır. Yaşlıların büyük bir kısmı duldur. Kadınlar arasında dul olanlar erkeklere göre daha çoktur. Huzurevi sakinlerinin yarısından fazlası ilkokul mezunu değildir. Yaşlıların çoğunun (yüzde 85) aileden en az bir yakını yaşamaktadır. Hiç kimsesi olmayan yaşlı yüzde 14 oranıyla çok azdır. Yaşlının huzurevine ilk yerleştiği dönemde sıkça gerçekleşen ziyaretlerin zamanla azaldığı; ailenin yaşlıyla olan bağlarının zayıfladığı; hizmet sağlayıcıların acil bir durumda bile yaşlı yakınını bulmalarının oldukça zor olduğu durumların sıkça yaşandığı belirtilmiştir."

EVDEKİ YAŞLILAR "YÜK" GİBİ GÖRÜLÜYOR
Raporda, yaşlıların huzurevini kendi evleri olarak benimsediklerine de dikkat çekilerek, şöyle denildi: "Ziyaret edebilecekleri yakınları olmasına ve huzurevindeki bazı sıkıntılarına rağmen, çocuklarının evinde misafirlik duygusuyla rahat edemedikleri, genelde daha az konforlu olmasına karşın kendilerine ait hissettikleri huzurevindeki odalarını tercih ettikleri anlaşılmaktadır. Huzurevi sakinlerine göre başvuru nedenleri yalnız yaşamanın zorluğu (yüzde 54), aileye yük olmama isteği (yüzde 32), gündelik yaşamda kendine bakamama ve sağlık sorunları (yüzde 26) şeklinde sıralanmaktadır. Aile bireyleriyle anlaşamama ve istenmemeden kaynaklanan aileye yük olma duygusu hem hizmet sağlayıcılar hem de yaşlılar tarafından oldukça sık dile getirilmiş; ayrıca yaşlıların çoğu bu nedeni nitel görüşmelerde belirtirken 'fazla gelme' duygusunun rahatsızlığını da hissettirmiştir. Ailesi olduğu halde huzurevinde kalmaya karar veren yaşlılar açısından bakıldığında; çekirdek aile tipine dönüşen Türk toplumunda, yaşlının 'aile reisi' olmaktan çıkmasının, etrafına yük olmaya başlamasının huzurevine başvurma nedenlerini oluşturduğu anlaşılmaktadır. Bazı yaşlılar çocukları, kardeşleri olduğu halde hiçbiri yanına kabul etmediği ve kalacak yeri olmadığı için huzurevine gelmek zorunda kalmışlardır."

YAŞLIYA "HUZUREVİ TAVSİYESİ" AİLEDEN
Raporda, huzurevlerini gidiş için çocuklar, diğer aile fertleri ve yakın çevrenin belirleyici olduğuna dikkat çekildi. Yaşlının huzurevi hakkında bilgilenmesinin en çok çocuklar, aile ve yakın çevrenin tavsiyesi (yüzde 52) ile gerçekleştiği kaydedilen raporda, halk arasındaki söylemler, huzurevi ziyaretleri, basın, SHÇEK, internet, Yaşlı Dayanışma Merkezleri gibi kaynaklardan edinilen bilgilenmelerin de huzurevini tercih etmede rol oynadığı dile getirildi.

BİZ BÜYÜKLERİMİZE BAKMADIK, ÇOCUKLARIMIZ BİZE BAKAR!
Yaşlı yakınlarıyla gerçekleştirilen görüşmelere ilişkin değerlendimelerin de bulunduğu SHÇEK'in "Yaşlı Raporu"nda, ibretlik yaşlı yakını beyanları da yer aldı. Raporda, "Yaşlılıklarında zorunlu kalmadıkça huzurevine gelmek istemeyen çoğu yaşlı yakını (yüzde 38), çocuklarının kendilerine bakacağını, olanaklarının yeterli olacağını umut etmektedir" ifadesi kullanıldı. Raporda, huzurevlerine ilişkin olumlu bazı görüşlere rağmen hemen herkesin nihaî görüşünün ise "Yaşlıların hayatlarını sürdürmeleri gereken en ideal yerin evleri ve ailelerinin yanı olduğu" vurgulandı.
Vakit

Toplum Haberleri