Mehmet Kuru'nun haberi:
Kişilik özelliği sanılan bu durum aslında basit bir utangaçlık değil. Uzmanlara göre tedavi gerektiren gizli kalmış bir sosyal fobi.
Normal zamanlarda vâkıf olunan bilgileri, kimi insan toplum içinde ifade edemez. Kendisine sorulan soruyu cevaplarken bile sesi titrer. Karşı cinsle iletişim problemi yaşadığı gibi hakkını bile savunurken korku duyar. Uzmanlar, kişilik özelliği zannedilen bu durum için ‘gizli kalan sosyal fobi’ diyor. Yani sanıldığı gibi basit bir utangaçlık değil. Aksine tedavi gerektiren psikolojik bir rahatsızlık. Kişinin hayatını da olumsuz yönde etkileyen sosyal fobinin tedavi edilmesi gerekiyor.
Eskişehir Acıbadem Hastanesi’nden Psikolog Yelda Uçtu Öge, sosyal fobinin sıklıkla ergenlik dönemlerinde başlayan başkalarının varlığına ilişkin, mantıklı olmayan, ısrarlı bir korku olduğunu söylüyor. Bu korkunun kişiyi toplum içinde, utanma ve heyecanlanma durumlarının ötesinde ciddi bir şekilde sınırladığını belirtiyor. Öge, bu ruh halini şöyle anlatıyor: “Fobik kişi genellikle kalabalık ortamlardan çok, küçük gruplar içinde yer alır. Başkaları tarafından değerlendirilme korkusu yaşar. Eleştirileceği durumlardan kaçınmaya çalışır ve kaygı belirtileri göstererek utangaç bir tutum sergiler. Sosyal fobinin yaşamı sınırlamasıyla birlikte insanlarla ilişkileri, iş ve eğitim hayatı olumsuz etkilenir.”
Sosyal fobinin toplum içinde kadın ve erkeklerde eşit oranlarda görüldüğüne dikkat çeken Öge, bu fobinin temel özelliğininse başkaları tarafından incelenme ve yargılanma korkusu olduğunu belirtiyor. Bu yüzden fobik kişinin, çok insanla muhatap olacağı, eleştirilme ihtimali olan sosyal ortamlardan kaçındığını dile getiriyor. Öge, insanlarla ilişkilerden kaçınmanın dışında bedensel olarak sık sık terleme, ellerin titremesi, yüz kızarması, ani tuvalete gitme isteği gibi belirtilerin yaşandığını kaydediyor. Bazen bu belirtilerin panik nöbete dönüşebildiğinin de altını çizen Öge, sosyal fobisi olan kişilere tek başına kalma korkusu olan agorafobi, depresyon ve çekingenlik gibi kişilik bozukluklarının da eşlik edebileceğini vurguluyor.
“Peki, sosyal fobi sadece kalabalık ortamlarda mı ortaya çıkar?” sorusuna Öge şu yanıtı veriyor: “Sosyal fobinin ortaya çıktığı birçok an vardır. En çok yeni insanlarla tanıştırılma, yetkili kişilerle tanıştırılma, telefon kullanma, misafir kabul etme, bir işi yaparken izlenme, şaka yapılma, başkalarının önünde yazı yazma, tanıdık kişilerle yemek yeme, umumi tuvaletleri kullanma, topluluk karşısında konuşma, alışveriş yapma gibi durumlarda ortaya çıkıyor. Unutulmamalı, sosyal fobi tedavi edilebilen bir kaygı bozukluğudur.”
Zaman