Ömer Çiftçi'nin Haberi
RİSALEHABER- Daha önce Jibrayil Brown olarak bilinen Jibrayil Sadık, 2008 yılında düştüğü hapishanede Kelime-i Şahadet getirerek İslam ile şereflendi. Fakat onun hikayesi 2003 yılında başlıyor.
Gençlik yıllarında siyahi çeteler içinde bulunan Sadık, uyuşturucu ve şiddet olaylarına bulaşmış ve tam anlamıyla dibi görmüş bir gençti. 2000 yılında başladığı uyuşturucu satıcılığı yolunda 2003 yılında İngiltere'de hapis cezasına çarptırıldı. İflah olmaz bir genç olan Sadık, hapis kararını bile gülerek karşılamış.
Fakat bir süre sonra gerçekler yüzüne vurmaya başlamış. Hapis hayatının zorlukları ile karşılayan Sadık, o zamanki adıyla Brown, zaman içinde çöküntüler yaşamaya başlamış. Sadık, o dönemi şöyle değerlendiriyor; “En zor şey arkadaş ve aile etrafında olmuyordu. Oldukça yalnızdım."
Hapishanedeki günleri içinde araya mesafe koyduğu Müslümanların ibadetlerini ve Kur'an-ı Kerim okumalarını uzaktan seyretmeye başlamış. Yaşam tarzına birebir zıt olan bu insanların yaptıkları zaman içinde ilgisini çekmiş. Onlardan, kendisine Kur'an-ı anlatmalarını istemiş.
Kur'an'a ilgisi olmasına rağmen İslamiyet'i kabul etmekten hep uzak kaldığını belirten Sadık, zaman içinde eski durumundan utanmaya başladığını fark etmiş. Çıkmadan önce ise bu işleri tamamen bırakıp, Kelime-i Şahadet getirerek Müslüman olmuş.
2008 yılında Müslüman olan Sadık, 2009 yılında hapishaneden çıkmış. Pek çok insan için hapishaneden çıktığı günler işsizlik ve psikolojik bunalım gibi sorunlar ile geçse de, Sadık İslamiyet sayesinde bu süreci çabucak atlatmış. Eğitimlere gidip bir spor antrenörü olan Sadık, şimdi Müslüman olma kararından son derece memnun.
Sadık'a göre fitness gibi bir spor için çok disiplinli olunması gerekiyor. İslamiyet ise ona bu disiplini sağlıyor. Eski serseri günlerinin geride kaldığını söyleyen Sadık, yeni hayatını İslam dinine borçlu olduğunu söylüyor.
Hackney Gazette'nin haberine göre Sadık'ın Hristiyan ailesi başlangıçta bu kararına şaşırsa da, onun İslamiyet sayesinde geldiği noktadan da son derece etkilenmişler. Sadık'ın anne ve babası da bu sayede Kur'an-ı Kerim'e ilgi duymaya başlamış.