Çamaşır suları, bulaşık deterjanları, çamaşır deterjanları, ağartıcılar, perdeler ve tüller için özel deterjanlar, yüzey temizleyicileri, yağ sökücüler, tuz ruhu, kezzap, toz savar spreyler, tuvalet ve banyo için özel temizleyiciler, sıvı sabunlar, dezenfektanlar ve daha neler neler…
Bugün sıradan bir hanede bile bahsettiğimiz ürünlerin bir veya birkaçı illa ki bulunuyor. Sağlıklı olmak daha doğrusu sağlıklı kalmak adına 'iyi niyetle' yapılan eylemlerden biri olan temizlik işlemleri, kullanılan malzemelerin içeriklerine bakılmaksızın uygulandığında insan yaşamını tehlikeye sokuyor hatta bazen hayatından ediyor!
Bugün ev ve çevre temizliğinden aşina olup gönül rahatlığıyla kullandığımız pek çok "deterjan" içerisindeki kimyasallar yüzünden sağlığımızı kısa veya uzun vadede olumsuz etkileyebiliyor. Ayrıca doğaya, hayvanlara ve diğer canlılara da büyük zararlar veriyor.
Türkiye'de kadınların esaslı bir temizlik aracı gördüğü deterjanlar, özellikle titiz hanımlar tarafından adeta "baş tacı" ediliyor.
Kovid-19 pandemisiyle mücadelede de temizlik ürünlerine ilgi her geçen gün artıyor. Farklı temizlik ürünlerin bir arada gereğinden fazla kullanımı ise hem uygulayıcısı hem de hane halkının sağlığını riske atıyor.
Kimyasal kirlilik
Toz, krem veya sıvı olarak üretilen, petrol türevlerinden sağlanan temizleme ve arıtma özellikli temizlik maddeleri olan deterjanlar, sabun dışındaki temizleyicilerin tümünü kapsıyor.
Sağlıklı olmanın öncelikli şartlarından biri olan temizlik işleminde, evsel temizlik ürünlerini (deterjanları) cömertçe kullanmanın daha sağlıklı bir ortam sağlayacağı düşüncesi ise maalesef gerçeği yansıtmıyor.
Uzmanlar, evlerimizi mikroptan, kirden arındırmak isterken kullandığımız evsel temizlik malzemeleri yüzünden hane içinde "kimyasal kirliğe" sebep olunabileceğini belirterek, ikaz ediyor.
Temizlik ürünlerinin ambalajındaki etiketlerin iyi okunup kullanım şartlarına mutlaka uyulması gerektiğini belirten uzmanlar, ebeveynlerden özellikle "Çocukların erişemeyeceği yerde bulundurun" ikazı olan ürünlere karşı daha hassas davranmalarını istiyor.
Bilerek veya bilmeyerek ihmal edilen bu uyarılar neticesinde bilinçsizce yapılan temizlik işlemleri ise maalesef faydalı değil, zararlı oluyor.
Araştırmalar dikkat çekici
Dünyada özellikle Avrupa ve Amerika'da yapılan pek çok araştırmada kimyasalların, insan hayatını olumsuz yönde etkilediği ispatlanmış durumda.
Bu konuda yapılan en çarpıcı araştırmalardan biri geçmişte Amerikan Çevre Koruma Kurumu (US Environmental Protection Agency – EPA) tarafından yapıldı.
EPA'nın araştırmasına göre, temizlik ürünleri dışarıdan gelen toksinlere göre üç kat daha fazla kanserojen etkiye sahip! Bu araştırmanın insanı dehşete düşüren diğer bir ayrıntısı ise "26 saniye" tespiti!
EPA'nın açıklamasına göre, soluma, yutma ve temas yoluyla vücuda geçen bu kimyasallar, temizleyici ürünlere maruz kaldıktan sadece 26 saniye sonra bütün organlarda görülebiliyor.
Ev içindeki ulaşılabilirlikleri, kullanım sıklığı ve kullanım amacına bakarak "zararsız" gibi algılansa da uygunsuz miktarda ve şekilde kullandığında, sağlığa ciddi zararlar verebilen temizlik malzemelerinin içerikleri, yanlış kullanım şekleri ve vücuda etkileri hakkında bakın uzmanları neler anlatıyor…
"Sağlıklısı az kullanmak"
Halk Sağlığı Uzmanları Derneği üyesi Prof. Dr. Çağatay Güler, "Toplumda yanlış iki kanı var 'azı iyi ise çoğu çok daha iyi' zannedilir. Oysa vitaminlerin bile çoğu ölümcül dahi olabilir. Yani bir şeyin azı iyiyse çoğu, çok daha iyidir anlamına gelmez! Bu tehlikeli bir yaklaşımdır. İkincisi, deterjanlarla kirlerin yumuşaması ve suyla kolayca akıtılmasını sağlaması içindir, bunları hiçbir zaman kullandığımız makineleri üreten firmanın önerdiği miktar üzerinde kullanmak yararlı değildir. İster makinede ister elde olsun deterjan kalıntılarının insan vücuduna girmesi olumlu etki yaratmaz. Bir deterjan yıkanan kap kacak üstünde kalıntı bırakıyorsa hemen servise haber vermek gerekir. Elden geldiğince deterjanların az kullanılması halk sağlığı açısından önemlidir" diye konuşuyor.
"Ev kadınlarımız kimyasal havuz içinde yüzüyor"
Evlerdeki temizlik malzemelerinin çokluğu ve fazla kullanıma dikkat çeken Prof. Dr. Güler, şunları söylüyor:
Ev kadınlarımız adeta kimyasal havuz içinde yüzüyor. Her şeyi nasıl kullanacağını ise bilmiyorlar. Evler birbirine karıştırılmaması gereken maddelerle dolu. Neredeyse her eşya için ayrı bir temizlik malzemesi ile dezenfekte işlemi yapılıyor.
Bu kimyasal maddelerin kullanımında çok dikkat etmek gerekir. Türkiye'de maalesef abartılı temizlik malzemeleri kullanıyoruz. Tüm bunların arkasında çok büyük bir reklam potansiyeli var ve pek tabii ki reklamcıların arkasına alan büyük bir kimya sanayi bulunuyor.
Sağlıklı bir bireyin bile yanlış kullanılan temizlik malzemeleri yüzünden çeşitli problemler yaşayabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Güler, "Temizlik malzemelerini kullanırken çok dikkat etmeli. Temizlik malzemelerin içindeki kimyasallar birbirine karıştırılırsa sağlık değil, sorun yaratır. Yanlış uygulama insanın sindirim, deri ve solumun sistemini etkiler. Örneğin ağızdan sindirim sisteminden giren kimyasal emilirse hemen her organ etkileyebilir. Bazı kimyasallar da deriden etki ederler, alerjiye ve daha pek çok farklı hastalığa sebep olur. Bu sebeplerle temizlik malzemelerini kullanırken eldiven kullanmak, gerekirse maske takmak ve yiyecek ürünlerinden uzak tutmak sağlık için önemli bir tedbir olacaktır" tavsiyesinde bulunuyor.
"Yaşamsal tehlikeye yol açar"
İnsanların hastanelerde gördüğü bazı uygulamaları sivil hayatlarına taşımamaları gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Güler, "Bazen bazı uzmanlarınız servislerinde aldığı tedbirler kapsamında hastalarından dezenfekte etmesi için ellerini bir takım kimyasal maddelere batırmasını isteyebilir. Fakat bu durum o servis için özel bir durumdur. O uzmanın önerdiği yapılması gereken bir uygulamadır ama bunu asla hastane dışındaki büyük kitleye uygulatamazlar. Bu çok büyük bir hayati yaşamsal bir tehlikedir! Ülkemizde bu ikisi birbirine karıştırılıyor" diyor ve ekliyor:
'Hastanede yapılan uygulama, dışarıda yararlı olur' diye düşünmek doğru olmaz, aksine öyle bir uygulama yaşamsal tehlikeye yol açar! Veyahut da çocukların varlıklarını tehlikeye düşürür. Neden? Çünkü biz temiz el istiyoruz ama mikropsuz el istemiyoruz.
Mikropların bir kısmının hiçbir zararı yok. Su ve sabunla yıkamak yeterlidir. Bunu da abartmadan tuvaletten önce ve yemekten sonra el yıkamak yeterlidir. Çocukları bu şekilde eğitmek yeterlidir.
Pandemide öyle bir algı oldu ki, sanki dezenfektanları devamlı yaparsak çevresini daha iyi korurmuş gibi… Bu çok yanlıştır. Su ve sabun yoksa ancak o zaman uygulanabilir.
"Hakem laboratuvarı kurulmalı"
Halk sağlığını etkileyebilecek tüm ürünlerin tarafsız bir laboratuarda incelenmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Güler, "Maalesef ülkemizde araştırma yapacak laboratuar potansiyelimiz yok! Yani bahsettiğim tarafsız, tüketici için laboratuar olması lazım. Şu veya bu firmanın şubesi veya bir resmi kurumun laboratuarı olmaz. Tarafsız hakem laboratuarların kurulmalı" diyor.
Prof. Dr. Güler, ayrıca yazılı ve görsel basının halk sağlığı konusunda ilgisizliğine de sitem ediyor.
"Temizlik ürünleri birbirine karıştırılmamalı"
Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü öğretim üyesi ve Türkiye Kimya Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Bahattin Yalçın da vatandaşın özellikle pandemi döneminde deterjan kullanımını yoğunlaştırdığını belirtiyor.
İnsanların temizlik malzemeleri satın alırken merdiven altı denilen ürünlerden uzak durmasını ve orijinal ambalajında bulunan ürünleri tercih etmesini tavsiye eden Prof. Dr. Yalçın, "Evsel temizlik ürünleri alırken açık veya merdiven altı dediğimiz malzemeler olmamasına çok dikkat edilmelidir. Ürünü alırken öncelikle etiketleri incelemeli, etiketteki kullanma talimatına uyulmalıdır. Ayrıca Sağlık Bakanlığı'nın geliştirdiği yeni uygulamalarında çeşitli sistemler var. Etiketler üzerine konulmaya başlayan kodlar gibi mesela. Bu kodlar tüketicinin ürünün denetimlerini bizzat kendisinin yapmasını sağlıyor. Bu tür uygulamaları kullanmak tüketicinin faydasına olacaktır" diye konuşuyor.
Türkiye'de ev temizliğinde yapılan en büyük hatanın temizlik malzemelerinin birbirine karıştırılarak kullanılması olduğunu vurgu yapan Prof. Dr. Yalçın, "Temizlik yaparken evin daha temiz olması için özellikle de tuvalet ve banyo temizliğinde kullanılan çamaşır suyunun, farklı kimyevi temizlik ürünleriyle birlikte karıştıranlar olabiliyor. Bu tür uygulamalar son derece tehlikeli sonuçlara neden olabilir. Mesela yine yağ, pas ve kireç çözücü ürünler çamaşır suyuyla karıştıranlar olabiliyor. Bu çok büyük hatadır. Çünkü bu karışımlar sonucu zehirli gazlar ortaya çıkarak hayati tehlikesi olan zehirlenme, yanık ve ölümlere yol açabilir. Ev hanımları evsel temizlik malzemelerini kullanırken özelliklerine çok dikkat etmeli. Kezzap tuzruhu veya çamaşır suyu gibi maddelerin kesinlikle bir arada kullanmamalıdır. Bu tür karışımların ölüme bile sebep olduğunu bilmelidir" ifadelerini kullanıyor.
"Çamaşır suyu ile sebze yıkayanlar var"
Ev temizliği sırasında pencere ve kapıların açılarak ortamın iyice havalandırması gerektiğini belirten Prof. Dr. Yalçın, şunları söylüyor:
Özellikle çamaşır suyu ile yapılan temizliklerde ortamın havadar olması çok iyi olur. Mümkün olduğunca temizlik esnasında ve sonrasında ev iyice havalandırılmalıdır. Çünkü çamaşır suyundaki sodyum hipoklorit ve tuz ruhundaki hidroklorik asit birleşince klor gazı ortaya çıkıyor. İki maddenin karışması; nefes darlığı, astım benzeri hışıltılı solunum, gözlerde yanma bulgularıyla ortaya çıkan solunumsal zehirlenmeye yol açıyor.
Tuz ruhunun zararlı etkisini göstermek için bir kullanıcı, teneke kutuyu tuz ruhu içerisinde eritip Dailymotion kanalında videosunu yayımlamıştı
Evsel temizlik ürünlerinin çocukların ulaşabileceği yerlerde tutulmaması ve şişelerinde etiketli ve kontrol edilebilir olmasının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Yalçın, "Bir de bazen yediğimiz sebze ve meyveleri temizliğinde çamaşır suyu kullananlar olduğunu duyuyoruz. Bu konuda dikkat edilmesi gerekiyor, öncelikle böyle bir uygulama doğru değil. Olur da çamaşır suyu ile sebze meyve yıkarsanız çok iyi yıkama yapılması, salata malzemelerinin iyice durulanması gerekiyor. Çünkü klor son derece zehirli bir gazdır. Klorun bazı ürünlerinin kanserojen etkisi vardır" şeklinde konuşuyor.
"26 saniyede etkiliyor"
Amerikan Çevre Koruma Kurumu'nun (EPA) ev hanımları üzerinde yaptığı bir araştırmada, evsel temizlik ürünlerinin kansorejen etkiye sahip olduğunu tespit ettiğini belirten Prof. Dr. Yalçın, "EPA ayrıca evsel temizlik ürünlerinin 26 saniye gibi kısa bir sürede insana etki ettiğini ortaya çıkarmış. Yani soluyarak, yutarak veya temas yoluyla geçebiliyor. Çamaşır suyu tek başına bile yoğun miktarda kullanıldığında ve bunu soluduğumuzda boğazınızda iltihap ve mide iltihap yapıyor. Gözleri tahriş ediyor. Bunların içinde genelde Petro-kimyasal ürünler de var. Cam ve tuvalet temizleyici ürünlerde amonyak kullanılıyor. Yani her birinin bazı hedef organlarda etkisi var. Kimi baş ağrısı, kimi akciğerinde olumsuz etki yapıyor" diyor.
Temizlik işlerinde yapılan hatalardan bir diğerini ise Prof. Dr. Yalçın şöyle anlatıyor:
"Lavabo tıkandığında vatandaş aldığı lavabo açıcıyı kullanma biçimi de çok yanlış. İçinde sodyum hidroksit dediğimiz kostik yani yakıcı bir madde bulunur. Bu da deriyle temas ettiğinde yakar. Halkımız bunu alıp hemen lavaboya boşaltıp üzerine kaynar suyu döküyor.
Oradan çıkan buhar mesela, kapalı bir ortamdaysanız veya dikkat etmezseniz derinizde yanmaya sebep olur. Göze sıçrasa körlüğe neden olabiliyor. Yüzey temizleyici olarak kullanılan maddelerde amonyak vardır. Uygunsuz kullanıldığında akciğerde tahrişe sebep olur.
Bilhassa, yaşlı insanlarımız, kronik akciğer, astım, kalp rahatsızlığı olan insanlarımız bunları kullanmamaları veya kullanırken çok daha dikkatli olması gerekir. Dolayısıyla buradaki yüzey temizleyicisiyle birlikte çamaşır suyu uygularsanız çakacak klor gazı ortama yayılır ve ciddi bir solunum problemine yol açar.
Kireç sökücü, tuz ruhu ve çamaşır suyunu karıştırıyorlar, birçok insan bu yüzden hayatını kaybediyor. Bu konularda televizyonlarda halkın anlayacağı yayınlar yapılarak bilgilendirilmeleri gerekir. Bakın mesela bebek eşyalarını temizlemek için bilinçsizce kullanılacak bir çamaşır suyu, bebeğe fazla zarar verir."
Prof. Dr. Yalçın, evsel temizlik ürünü satışlarının kontrollü yapılması gerektiğine dikkat çekerek, "Üretici firmaların denetiminin ağır olması ve çeşitli standartlara bağlı üretilmesi gerekiyor" şeklinde konuşuyor.
"Ürün etiketini okuyun"
Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Toksikoloji Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Özlem Atlı-Eklioğlu da tıpkı diğer tıp uzmanları gibi temizlik ürünlerini kullanmadan önce etiketindeki talimatların mutlaka okunması ve uygulanması gerektiğini vurguluyor.
Basit gibi gelse de bu eylemi yapmayarak gelişi güzel temizlik malzemelerinin kullanımının ciddi sağlık sorunlarına sebep olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Eklioğlu, "Deterjan, yağ çözücü ve dezenfektan gibi temizleyicilerin içlerinde amonyak, etilen glikol monobutil asetat, sodyum hipoklorit, trisodyum fosfat gibi zararlı kimyasalları barındırıyorlar. Bu sebeple içeriklerine bağlı olarak yanlış veya aşırı kullanımda; cildi, gözleri, burnu ve boğazı tahriş etme potansiyeli var. Ayrıca bu temizlik ürünleri eğer yutulursa çok zehirleyici olabiliyorlar. Hatta bu kimyasalların bazılarının sahip olduğu tatlı koku evimizdeki hayvanları çekerek onlara da zarar verebiliyor. Bu sebeple temizlik ürünleri etiketindeki miktarlarda ve yerlerde kullanmalı" diyor.
"Temizlik yaparken kendinizi koruyun"
Temizlik yaparken kişinin kullandığı malzemelerin kimyevi maddeler içerdiğini unutmayarak kendini korumaya alması gerektiğini anlatan Doç. Dr. Eklioğlu, "Temizlik yaparken mutlaka kauçuk eldiven kullanmak gerek. Ayrıca, kapı ve camlar açıkken bu temizlik maddelerini uygulamalı ve asla ama asla iki farklı temizlik ürününü karıştırmamak son derece önemli. Örneğin birinde amonyak birinde klor- çamaşır suyu gibi- var ise bunlar karıştırılır ve eğer solunursa çok çok zararlı kloramin dumanları oluşabiliyor" açıklamasını yapıyor.
Temizlik için evde veya çevrede kullanılabilen her türlü maddenin dikkatli uygulanması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Eklioğlu, "Cam temizleyicilerin ki bunların içinde de amonyak ve izopropanol bulunuyor. Yine göz, burun, cilt ve boğazı tahriş edici ve yutulduğunda bilinç kaybına giden bir dizi etkiye sebep oluyorlar. Bu noktada önemli olan şey ve her zaman yinelediğimiz gibi ürünlerin üzerindeki etikette bulunan güvenlik talimatlarını okuyup uygulamaktır. Yine otomatik bulaşık makinesi deterjanları da cilt üzerinde tahrişe ve yanıklara sebep olabiliyorlar. Olası yutulma hallerinde yine zehirleyici etkiye sahipler. Ayrıca fırın temizleyicilerinde de sodyum veya potasyum hidroksit gibi tahriş edici kimyasallar bulunabildiği için her zaman önlük, eldiven gibi tüm güvenlik gereçleri ile uygulamak ve dumanını solumamak çok önemli" diyor.
Antibakteriyel temizleyicilerin mutfakta gıda temasından kaynaklı bakteriyel riskleri ortadan kaldırmak için kullanıldığına dikkat çeken Doç. Dr. Eklioğlu, "Kesme tahtası ve benzeri mutfak gereçlerinde bu tür maddeler kullanılabiliyor. Ama bunların da tahriş edici potansiyelleri mevcut. Bu nedenle kullanırken lateks bulaşık eldiveni giymek ve mümkün olduğunca az maruz kalmak, cildimize temas eder ise bol su ile yıkamak önerilebilir" uyarısında bulunuyor.
Halkın temizlik malzemelerini kullanmadan önce etiketini ve kullanım şartlarını okumayı alışkanlık etmesi gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Eklioğlu, "Ancak bu sayede kullandıkları kimyasallar hakkında farkındalığa ulaşabilirler" diyor. Özellikle yaşlı, hamile kronik ve alerjik hastalığa sahip bireylerin temizlik maddelerinin kullanımda ekstra dikkatli olmalarının söyleyen Doç. Dr. Eklioğlu, bu malzemelerin çocukların ulaşamayacağı yerlerde saklanması gerektiğine dikkat çekiyor.
"Parfüm kokusu temizlendiğini göstermez"
Gündelik yaşamdaki zararlı kimyasalları eksiltme girişimi "Zehirsiz Ev" platformunun kurucusu ve aynı isimli kitabın yazarı Mercan Yurdakuler ise, "Çoğu zaman bulaşık deterjanının bir damlası, bulaşık makinesi tabletinin yarısı, diş macununun mercimek kadar kullanılması yeterliyken daha iyi temizlesin, daha çok köpürsün diye temizlik ürünleri gereğinden fazla kullanılıyor" diyor.
Ayrıca Yurdakuler, "Birçok kişi sağlık açısından son derece sakıncalı sentetik parfümlerle kokulandırılmış çeşitli ürünlerin bıraktığı güzel kokuyu da iyi yapılmış bir temizlik sanıyor! Hâlbuki bu koku da kimyasal kirlilikten başka bir şey değil. Gerçek temizliğin bir kokusunun olmaması gerekiyor. Dikkat edilmeden yapılan bu tür hatalar birçok uzmanın da belirttiği gibi zehirlenmelere çeşitli alerjik reaksiyonlara ve daha pek çok sağlık sorununa nerden olabiliyor" şeklinde konuşuyor.
Sağlıklı olmak adına yapılacak temizlik işlemlerinin sadece su ve sabunla da olabileceğini hatırlatan Yurdakuler bunun için geçmiş kuşakların referans olarak gösteriyor. Yurdakuler şöyle devam ediyor:
Her iş için ayrı bir temizlik ürünü geliştiren deterjan sektörü oluşmadan önceki kuşakların ne kullandığına bakmalıyız. Yani, sabun, karbonat, çamaşır sodası, sirkeyle de iyi bir temizlik mümkün.
"Evinizi, Arap sabunuyla temizleyin"
Temizliğe "Az, çoktur" felsefesiyle yaklaşan Yurdakuler, kurduğu platform üzerinden doğaya zararı olmayan malzemelerle yapılabilecek temizlik ve kişisel bakım ürünü tarifleri de paylaşıyor.
Bu konularda atölyeler ve söyleşiler düzenleyen Yurdakuler, Kovid-19 pandemisi sebebiyle toplumumuzdaki hijyen takıntısının artığına dikkat çekerek, "Pandemi süreciyle birlikte bir anda her şeyi çamaşır suyuyla ya da antibakteriyel ürünlerle temizlemek meşru hale geldi. Hâlbuki virüsün yağ içeren kılıfını parçaladığı için sıradan bir sabunla ellerinizi, Arap sabunuyla da evinizi temizlemeniz yeterli" diyor.
Çamaşır suyu, bu iş için aşırı kuvvetli ve sağlık açısından son derece zararlı bir ürün olduğunu vurgulayan Yurdakuler, "Antibakteriyel sabun ve ıslak mendiller de virüsleri değil, bakterileri yok ediyor! Antibakteriyel sabunun antibakteriyel kısmı değil, yağı çözen sabun kısmı işe yarıyor, ıslak mendillerin ve dezenfektanlarınsa sadece alkol içerenleri" şeklinde konuşuyor.
The Independentturkish