İstanbul Üniversitesi (İÜ) - Cerrahpaşa Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Selçuk Hünerli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzaktan eğitimin ardından yüz yüze eğitime geçilen dönemi geride bırakan öğrencilerin dinlenmesinin, onların hem zihinsel hem de fiziksel sağlıkları açısından önemli olduğunu söyledi. Öğrencilerin tatil döneminde pandeminin ilk başlarında uzaktan eğitim sırasında alıştıkları telefon, tablet ya da bilgisayarlarında zaman geçirmeyi ve eğlenmeyi tercih edeceklerini belirten Hünerli, "Bu araçlarda oynanan oyunların çekiciliği, özellikle çevrim içi oynanan oyunlarda arkadaşlarıyla beraber olabilme, yüz yüze eğitim sırasında bu ortamlardan uzak kaldıkları için yaşadıkları özlem, öğrencileri tatillerinin tamamını sayısal oyunlar oynayarak geçirmeye yönlendirmektedir." dedi.
Teknolojik araçların çocuk gelişimine olumsuz etkilerine dikkati çeken Prof. Dr. Hünerli, şunları dile getirdi:
"Çocukların beyinlerinin bu ortamlarda yoğun ve yapay uyarıma uyum sağlamasını, halen gelişmekte olan bilişsel sürece sahip bir çocuktan ekran süresini yönetmesini beklemek de gerçekçi değildir. Saniyede 25, 30 ya da 60 kare geçen ve titreşim oranları yüksek ekrana yetişme hızında olmayan çocukların beyinleri, normal hayatın da bu hızda aktığını düşünerek hareketlerini o hıza uydurmaya çalışacaktır. Bu durum durağan şeylere odaklanamama ve gerçek hayattaki akışı takip edememe gibi sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir."
"Ebeveynlerin ekran sürelerini yönetebilmeleri gerekmektedir"
Çocuk beyninin yetişkinler gibi gerekli bağlantıları oluşturamayacağını ve kopuk, kesik dikkat aralıkları geliştirebileceğini ifade eden Prof. Dr. Hünerli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her çocukta aynı olmamakla birlikte günde 2 ya da 4 saatten fazla televizyon izleyen çocukların etkilenen beyinlerinde kurdukları bağlantılar tembelleşir ve televizyonun olumsuz etkisiyle tek bir konuda odaklanmakta zorlanarak dikkat sürekliliğini kaybedebilirler. Ayrıca duruş bozuklukları, görme sorunları ve obeziteyi de bu sorunlar arasında saymak gerekir. Uzun süreli ekran karşısında kalmak çocukların çevreye ilgisini kaybettirebilir, etraftakilerden uzaklaşabilir, izlediği her şeyi gerçekmiş gibi kabul edip, yanlış tutumlar sergileyebilir, düşünme ve yorum yapabilme yeteneklerini yitirebilir, yanlış ifadeleri ve argo sözcükleri benimseyip kullanabilir."
"Teknolojik araçlar ödül-ceza aracı olarak kullanılmamalı"
Prof. Dr. Hünerli, Amerikan Pediatri Akademisinin 0-2 yaş çocukların herhangi bir teknolojik ürüne maruz bırakılmamaları gerektiğini, 3-6 yaş çocukların günde 20 dakikadan fazla, 6-12 yaş çocukların bir seferde 20 dakikadan fazla olmamak şartıyla günde 1 saat, 12-18 yaş grubunun ise en fazla 2 saat ekran karşısında kalmasını uygun bulduğunu aktardı. Hünerli, bu sürede çocuğun mobil araçlarla neler yaptığının kontrol edilmesinin ve tek başına olmamasının da önemine işaret etti.
"Teknolojik araçlarla geçirilen zamanın ödül, ceza aracı ya da çocuk bakıcısı olarak kullanılmaması gerekir." diyen Prof. Dr. Hünerli, "Bu aygıtların çocukların bütün boş zamanını doldurmasına izin verilmemelidir. Ekran karşısında yemek yemeye izin vermemeli, mümkünse bütün aile birlikte yemek yemelidir. Televizyon ya da dijital yayın platformlarında belirlenmiş program bittiğinde kapatılmalıdır ve ortamdan uzaklaşması sağlanmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Ebeveynler ve öğretmenlerin, her şeyden önce çocuklara rol model olduklarını ve gereken durumlarda kendi alışkanlıklarını, çocuklarının gelişimlerine bağlı olarak düzenlemeleri gerektiğini öneren Prof. Dr. Hünerli, çocuklarla kaliteli zaman harcayarak verimli bir tatil dönemi geçirmenin zor olmadığını sözlerine ekledi.
"Akranlarıyla buluşturun"
İÜ - Cerrahpaşa Temel Eğitim Bölümü Sınıf Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammet Baştuğ, pandeminin etkisinin yoğun olduğu bu dönemin oldukça zor geçtiğini belirtti. Öğrencilerin yarıyıl tatilinin verimli geçmesi için önerilerde bulunan Baştuğ, şunları kaydetti:
"Hangi yaşta olursa olsun çocukların kendisini en rahat hissettiği, ifade ettiği ve gelişme fırsatını bulduğu yer akranlarıdır. Bundan dolayı çocukların akranlarıyla zaman geçirebileceği ortamları geliştirmek gerekir. Çocuklar için en değerli olan akranlarıdır, arkadaşlarıdır. Onları en değerli olanlarıyla buluşturun. Birlikte yürüyüş yapma, oyun oynama, yemek hazırlama, film izleme, sohbet etme gibi etkileşimi yüksek basit etkinlikler yapılarak ebeveyn-çocuk etkileşimi artırılabilir. Eve ve ekrana bağımlı çocuklar artıyor. Bundan dolayı onların evden çıkması, sokaklarda, doğada bazı etkinlikler yapması sağlanmalıdır. Özellikle doğa çocukların yetişkinlerle iletişim kurmasını kolaylaştırır."
"Çocukların okuma ilgilerini keşfedin"
Prof. Dr. Baştuğ, öğrencilerin kendilerine bir okuma listesi oluşturması ve tatilde her gün okumaya zaman ayırması gerektiğini vurguladı. Çocukların ilgilerini çekmeyen kitapları okumaya motive olamayacaklarının altını çizen Baştuğ, "Çocukların okuma ilgilerini keşfetmelerini sağlayın ve onları ilgi alanlarındaki kitaplarla buluşturun. Başlangıç düzeyinde okuyucu olan öğrenciler için tek başına kitap okumak sıkıcı gelebilir. Bundan dolayı ebeveynlerle etkileşimli okuma ortamları ve zamanları oluşturmak önemli." dedi.
Sınava hazırlanan öğrencilerin ise ağır akademik stresten kaçmak için çalışmaya ara vermesinin sıkıntı yaratabileceğinin altını çizen Baştuğ, şunları söyledi:
"Bu durum onların çalışma ve öğrenme düzenlerinin bozulmasına ve performans kayıplarına neden olabileceği için yarıyıl tatili sınav açısından tehlikeli olabilir. Diğer taraftan bazı öğrenciler, yarıyıl tatilindeki fazla zamanda hem öğrenme hem de dinlenme dengesini kurabilecekleri için sınavlar açısından kendilerine bir fırsat yaratabilirler. Sınava hazırlanan öğrencilerin yarıyıl tatilinde kısa tekrarlar, alıştırmalar ve okuma etkinlikleri ile öğrenmeyi sürdürmeleri yararlı olacaktır."
"Çocuklar yarı yıl tatilinde de yabancı dille zaman geçirmeli"
İÜ- Cerrahpaşa Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi İngiliz Dili Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Yabancı Diller Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Tuncer Can, çocukların yarı yıl tatilinde yabancı dille zaman geçirmesinin yararına işaret etti. Dilsel etkileşimin yararlarından bahseden Doç. Dr. Can, "Yabancı dili akıcı bir biçimde, örnek olabilecek düzeyde ve bunu sürekli yapacak yabancı dili iyi bilen ve konuşan bir kişi çevresinde bulunmadığı sürece çocuğun yabancı dili edinmesine olanak yoktur." dedi.
Doç. Dr. Can, çocukların yarı yıl tatilinde yabancıl dille ilgili neler yapabileceklerine ilişkin şu tavsiyelerde bulundu:
"Çocuklar, yabancı dilde öyküler, masallar ve çocuk kitapları okuyabilir, yabancı dilde şarkılar öğrenebilir ve ailesiyle söyleyebilir. Çocuklarla yabancı dilde oyunlar oynanabilir, bu oyunlar yabancı dilde bilgisayar oyunları da olabilir. Her gün bir yabancı cümle öğrenip ailesiyle paylaşabilir. Çocuklar kendi anadillerinde izledikleri çizgi filmleri, yabancı dilde de izleyebilir. TV'deki dil seçeneği yabancı dile ayarlanabilir. Bilgisayar, tablet ve telefon gibi teknolojik aletler yabancı dilde kullanılabilir. Çocuklar, tatillerinde günlük yabancı dilde video bloglar (vlog) hazırlayabilir, bunlar ailece izlenebilir ve okuldaki öğretmenlerle paylaşılabilir. Üç boyutlu oyun motorlarında/animasyon uygulamalarında senaryolar yazıp avatarlar kullanarak kısa videolar üretebilir. Çocuklara mobil teknolojilerle erişilen yabancı dil uygulamaları önerilebilir, bunlar tatil boyunca her gün kullanılarak belli bir düzeyi atlaması istenebilir."
aa