Bismillahirrahmanirrahim
Hidayet-i Kur’âniyyenin nesîminden
(1)
İ’lem eyyühe’l-aziz!
Şu âlem, görünen ve görünmeyen bütün tabakat ve envâiyle Lâ ilâhe illâ Hû diye tevhidi ilân ediyor. Çünkü aralarındaki tesanüt böyle iktizâ ediyor.
Ve o tabakat ile envâ, bütün erkânıyla Lâ rabbe illâ Hû diye ilân-ı şehadet ediyor. Çünkü aralarındaki müşabehet böyle istiyor.
Ve o erkân bütün âzâsıyla Lâ mâlike illâ Hû diye şehadetlerini ilân ediyorlar. Çünkü aralarındaki temâsül böyle iktizâ eder.
Ve o âzâ, bütün eczâsıyla Lâ müdebbire illâ Hû diye şehadet eder. Çünkü aralarında teâvün ve tedahül vardır.
Ve o eczâ, bütün cüz’iyatıyla Lâ mürebbiye illâ Hû diye olan şehadetini ilân eder. Çünkü, aralarındaki tevâfuk, kalemin bir olduğuna delâlet ediyor.
O cüz’iyat bütün hüceyratıyla Lâ mutasarrife fi’l-hakikati illâ Hû diye şehadet eder. Ve o hüceyrat bütün zerratıyla Lâ nâzime illâ Hû diye ilân-ı şehâdet eder. Çünkü, cevâhir-i fert arasındaki haytın bir olduğu böyle iktiza eder.
Ve o zerrat bütün esîriyle Lâ ilâhe illâ Hû cevheresiyle ilân-ı tevhid eder. Çünkü, esîrin besâteti, sükûnu, intizam ile emr-i Hâlıka sür’at-i imtisali böyle iktizâ eder. (Mesnevi-i Nuriye, Şemme)
Bediüzzaman Said Nursi
1)Peygamberlerin Efendisi Muhammed’in risaletini âlemlere rahmet kılan Âlemlerin Rabbine hamd olsun. Allah, ona ve bütün âl ve ashabına rahmet etsin.
SÖZLÜK:
âl ve ashab : sülâle ve arkadaşlar
âlem : dünya; evren, kâinat
âzâ : uzuvlar, organlar
cüz'iyat : fertler, kısımlar
delâlet etmek : delil olmak, işaret etmek
eczâ : bütünü oluşturan parçalar
envâ : çeşitler, türler
erkân : rükünler, temel unsurlar
eyyühe'l-aziz : ey aziz
hamd : şükür ve övgülerini sunma
hidayet-i Kur'âniyye : Kur’ân’ın hak ve doğru yola erdirmesi
iktizâ etmek : gerektirmek
ilân-ı şehadet : şahitliğini ilân etmek
i'lem : bil
Lâ ilâhe illâ hû : Allah’tan başka ilâh yoktur
lâ mâlike illâ Hû : her şeyin hakiki sahibi olan Allah’tan başka ilâh yoktur
Lâ müdebbire illâ Hû : idare eden, ilmiyle her şeyin sonunu görüp ona göre hikmetle iş yapan Allah’tan başka ilâh yoktur
Lâ mürebbiye illâ Hû : terbiye edici olarak Allah’tan başka ilâh yoktur
lâ rabbe illâ Hû : her bir varlığı terbiye edip idaresi ve tasarrufu altında bulunduran Allah’tan başka ilâh yoktur
müşabehet : benzeyiş
nesîm : hoş ve hafif rüzgâr
Rab : her bir varlığa muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah
rahmet : İlâhî şefkat ve merhamet
risalet : peygamberlik
şehadet : şahitlik
şemme : en küçük miktar; bir defacık koklama; Mesnevî-i Nûriye’de yer alan bir risale
tabakat : tabakalar, katmanlar
teâvün : yardımlaşma
tedahül : iç içe olma
temâsül : benzerlik
tesanüt : dayanışma
tevâfuk : uygunluk, denk gelme
tevhid : Allah’ı bir olarak bilme ve ilân etme