Âmâlimiz efkârımız ikbâl-i vatandır
Serhadimize kal´a bizim hâk-i bendedir
Osmanlılarız ziynetimiz kanlı kefendir
Gavgâda şehdetle bütün kâm alırız biz
Osmanlılarız can verir nâm alırız biz
Kan ile kılıçtır görünen bayrağımızda
Can korkusu geçmez ovamızda dağımızda
Her gûşede bir şir yatar toprağımızda
Gavgâda şehdetle bütün kâm alırız biz
Osmanlılarız can verir nâm alırız biz
Top patlasın ateşleri etrafa saçılsın
Cennet kapusu can veren ihvâna açılsın
Dünyada ne bulduk ki ölümden de kaçılsın
Gavgâda şehdetle bütün kâm alırız biz
Osmanlılarız can verir nâm alırız biz
Namık Kemal
Osmanlıya dönüş ama nasıl? Sultan Abdülhamit’i anıyoruz güzel. Neden o? Neden hepsi değil de sadece o? Sultan, Erdoğan’a benziyor mi? Saflığı ile benziyor. İyi niyeti ile benziyor. Erdoğan teslim oldu mu tam teslim olur ama bir de o safça “ne istediniz de vermedik” diyecek kadar iyi niyetine bel bağladığı insanların onun başında olduğu sisteme yaptıklarını görünce işte Kuyucu Murat Paşa’yı bile geçecek duruma gelir.
İkinci kalkışım gibi hezeyanlar telaffuz ediliyor, birincisi ve mevhum ikincisi hiçbir ideali olmayan bir hareketin Türkiye’yi bölmek, birbirine düşürmek gibi çok aykırı bir gayesi var. Ama Apo da Fetö da maşa olduğunun farkına varamayacak kadar hırs ile gözü dönmüş insanlar.
Osmanlı sadece imparatorluk olarak yıkılmadı. Komiteler, Osmanlı ruhunu, Osmanlı devletini ayakta tutan temaları, kuralları, ruh nitelikli özellikleri tek tek dağıttılar. Hala yılmadılar, Osmanlıdan kalan onun devamı bir devleti yıkmak için yine durmadan dinlenmeden fesad üretiyorlar.
Farklı renkleri bir araya getirip yeni bir sanat eseri, armoni meydana getirmektir Osmanlı. Farklı renklerden oluşmuş bir mermer tabakasındaki renkleri tekrar geri döndüremezsiniz. Ama Osmanlıyı meydana getiren o farklı renkleri bir arada kavgasız, döğüşsüz birlikte tutan Türklerdir, Türklerin siyasi mimarisidir. Bu yüzden en büyük darbe Türklere vurulmuştur, çünkü Türkler uyanırsa yine o harika armoniyi bir araya getirirler. Bugün endişe budur. Türkler dirilirse, Türkiye dirilirse yeniden dünyaya hükmeden bir güç haline gelir. Zavalla Apo ve Fetö nerede olduğunuzu görüyor musunuz?
Sultan Abdülhamid imparatorluğu zor da olsa otuz yılı aşkın yıkılmaktan kurtardı. O gün sahnede olan İngilizlerdi. Selanik’te bir komite ile güya 31 Mart’ı bastırayım derken kargaşadan Sultan Abdülhamit’i tahttan indirdiler. Artık tencerenin kapağı düşmüştü, bundan sonra tufandı, öyle de oldu. Ama bu büyük millet yine toparlandı. Ayağı kalktı ama o İngiliz komiteleri, Müslüman milletleri birbirine bağlayan ve Türk’ün dini iradesini temsil eden hilafeti kaldırdılar. Anası ölünce civcivler nasıl oraya buraya kaçışırsa Osmanlı yıkılınca yavruları olan İslam milletleri oraya buraya kaçıştı durdular ama hala şaşkın bir köşede bekleşmedeler.