Eser O’nun, Sanat O’nun, Yol O’nun,
Söyleyecek dil mi kaldı, ey gönül,
Cevap vermek; gayet acı zor gönül.
Sırat köprüsü, uzun ve ince,
Bir ah! Ettim; günahımı görünce,
Bir düşünce hâsıl oldu; pek ince,
Boşa geçmiş bunca ömür, vay gönül.
Düştüm, düştüm, parçalanıp toz oldum,
Günahımla el âleme söz oldum,
Yandım, yandım, bir kaskatı köz oldum,
Katran, katran, sağdı beni ey gönül.
Olmaz dedim bu dünyada; bilmedin,
Vefasızlık sebîl olmuş; görmedin,
Kapım çalıp hiç hatırım; sormadın,
Fânî dedim; dinlemedin ey gönül.
El terazi göz mizan, yol dedik,
Bir kurala bağlamadan, ol dedik,
Olmayınca bir bilene, sor dedik,
O da nâçâr, bakan olmuş vay gönül.
Bakıyorsun görmüyorsun, boş bakan,
Söylüyorlar duymuyorsun, hey nâdân,
Her şeyi hikmetle, yapmış Yaradan,
Yanlışların, bini aştı ey gönül.
Ey gönül, güzel bak, güzel gör artık,
Belin de bükülmüş, kolların sarkık,
Tükenmiş olduğunu, kabullen artık,
Kalpler O’nun zikriyle; mutmain gönül.