“Bozulanlar”ı saymışsın; ilki keyfî emirlerdir!
Neferden emir beklenmez, Velî Ahî bunu bilir;
Nefsine gücü yetmeyen nasıl gayra emir verir?..
“Büyüdüm” mü sanıyorsun, biraz çocuktur her şâir:
Ondaki sâfiyet henüz bitmemiştir; bundan, zâhir…
Nice mısrâlar yazıldı “yaşlı çocuklara” dâir.
Kullandırma bu hâlini, sakın, kötü niyetliye!
Kucaklamak, sevmek varken; vurmak, kırmak, sermek niye?
Verdiğin “sır” âşikâre; deme: “gizliden gizliye”…
Iraz’da bâzı hissiyât bulunur ifrât hâlinde:
Muhabbet, şevk ve irtibât derece-yi kemâlinde;
Pervâsızlık, fedâkârlık görülmez mi celâlinde?
Sen yine çocuk kal Ahî: ahbâba takılma; bırak!
Taşlanacak nice şey var; dostları bundan tut ırak.
Âşık usandırırmış naz; şakadan doğarmış firak…