Çocuk doktoru ve çocuk nöroloğu Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin, yarın karne alacak öğrencilerin arasında, ailelerin istedikleri notlara ulaşamayanların da olacağını belirterek, çocuğun notları ne olursa olsun, verilecek tepkinin ailesine olan aidiyet duygusunu zedelememesi ve öz güvenini kaybettirmemesi gerektiğini bildirdi.
Prof. Dr. Keskin, yaptığı yazılı açıklamada, okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisedeki yaklaşık 16 milyon öğrencinin yarın karne alacağını hatırlattı.
Günümüzde okul başarısının yaşam kalitesi açısından önemli olduğunu ifade eden Keskin, bu önemin zaman zaman yaşamsal değerde, adeta ''olmazsa çok kötü şeyler olacak'' şeklinde algılandığını, böyle olunca da ev içi ilişkiler dengesinin bozulabildiğini belirtti.
Her çocuğun akademik kapasitesinin aynı olamayacağını vurgulayan Prof. Dr. Keskin, şu bilgileri verdi:
''Şimdi çocuklar karneleriyle eve gelecek. İyi not alanları mutlaka onore etmek gerekir. Peki diğerleri? 'Düşük not alan çocuklar için ne yapmak gerekir' diye soruyor aileler. Almaya söz verdiğimiz hediyeleri almayarak, bazı yaptırımlar koyarak, kötü davranarak cezalandırmaya gitmek çocuğun ev içindeki aidiyetini sarsar, bu da yeni başarısızlıkların önünü açar. Öncelikle ailelerin aidiyet kaybının, başarıdan daha önemli olduğunu anlaması gerekiyor.''
Başarısız çocukların iki ana gruba ayrıldığını anlatan Keskin, şunları kaydetti:
''Birincisi akademik seviyeleri buna elvermeyen çocuklar. Bu çocuklar gayret gösterir fakat yüksek not alamaz. Bu çocuklara 'Evet karnen kötüydü fakat sen gayret gösterdin. Senin çalıştığını gördüm' denilmeli. Diğer grup ise ergenlik gibi etkenlerin de etkisiyle tamamen dersleri reddedenler. Çocukta övülebilecek ders çalışma gayreti dahi olmayabilir. Fakat bu çocuğun da mutlaka olumlu yanları vardır. Aile bu olumlu yanları nedeniyle çocuğunu sevdiğini söyleyerek aidiyeti işlemeli çocuğu yanına çekebilmeli onu uzaklaştırmamalıdır. Çocuğun notları ne olursa olsun verilecek tepki onun ailesine olan aidiyet duygusunu zedelememeli, öz güvenini kaybettirmemeli.''
-Tatil nasıl geçirilmeli-
Prof. Dr. Keskin, tatillerin aile bireylerinin birlikte olması için bir fırsat oluşturduğunu, bunun için de pahalı aktivitelerin şart olmadığını vurguladı.
Ebeveynlerin, kendilerinin de yapmaktan hoşlanacağı aktivitelere çocuklarını dahil etmesi, tatilin çocuğa yeni bir motivasyon kazandırılması için de değerlendirilmesi gerektiğini belirten Keskin, çocukların zoraki yapılan işler ile severek yapılan işleri kolayca ayırt edebildiğini aktardı.
Hayatın koşturmacası arasında bir nefes almanın önemli olduğunu ifade eden Keskin, şöyle devam etti:
''Aileler, tatillerin, çocukların zihninde, geleceğe aktarılacak hoş anıları barındıran zaman dilimleri olmasını sağlamalı. Eğitimcilerin ise çocukların olumlu yönlerini bularak bu yönde gelişmesine katkıda bulunması gerekir. Bir çocuk her konuda başarılı olamayabilir. Fakat mutlaka pozitif olduğu bir alan vardır. Bu alandaki çalışmalarının beğenildiği söylenerek öz güveni desteklenmelidir. Bu konuda zor olan genellikle karne notundan memnun olmayan gruba nasıl hitap edileceğidir. Bu grubun kendini iyi hissetmesi için başarılıların başarısını gölgede bırakmak gibi bir yaklaşım da doğru olmaz. Notlar ve onur belgeleri kesinlikle hak edene verilip başarılıların motivasyonları mutlaka gözetilmelidir. Karneleriyle mutlu olmayanlar için ise onların da olumlu yönleri vurgulanarak öz güven kaybının önüne geçilmelidir.''
Rotahaber