Rabbinize vuslatınızın üzerinden tam elli altı yıl geçti. Bir otel odasından ebedi diyara yolcu edildiniz. Ramazanın ve Kadir gecesinin nurunun bütün kainatı kapladığı bir gecede, ahir zamandaki mukaddes vazifenizi en kamil manada yapmanın huzuru ve sükuneti içinde, ebedi âleme kanat çırptınız.
Bu elli altı yıl içinde çok şeyler oldu. Biliyorum, tasarrufunuz devam ediyor. Yaktığınız iman meşalesi, kahraman ve fedakâr talebelerinizin ellerinde dünyanın her tarafına ulaştırıldı.
Sizi, o zamanlarda anlamayanlar veya anlamak istemeyenlerin, sizin yaktığınız bu iman meşalesine hayran hayran baktıklarını sevinç ve saadet ile görüyorum. Etrafta gözleri kamaşan insanlar var. Bazı yarasa tabiatlılar ise, artık yavaş yavaş ortadan kaybolmaya başladılar.
Ülkemizin sathında müsbet manada değişen o kadar çok husus var ki, bunların hepsini burada yazmanın mümkün olmadığını biliyorum. Vasiyetinizin yerine gelmesi ile ‘’Nurefşan’’ külliyatınızın Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından neşredilmeye başlanmasının, yeni bir devrin müjdesi olarak kabul ediyor ve Allah’a şükrediyoruz.
Sizin çok büyük bedeller ödeyerek sistemleştirdiğiniz ve bu milletin vicdanına tevdi ettiğiniz görüş ve düşünceleriniz, doğudan batıya ülke sathına yayılan çok sayıda Üniversite ve ilim yuvasında sempozyum ve panellere konu oluyor, çok sayıda ve farklı görüşte bilim adamının müzakereleri ile insanlarımızın dikkat ve istifadelerine arz ediliyor.
TBMM kürsüsünde sizi seven ve Üstad olarak kabul eden bazı talebeleriniz, eserlerinizden dersler yapıyor, çeşitli konulardaki görüş ve düşüncelerinizi nezih bir üslupla milyonlarca insana aktarmaya gayret gösteriyorlar.
Adınızın anılmasının yasak olduğu günlerden, büyük bir hürmet ile anıldığı ve mekteplere verildiği günlere kavuştuk. Bugün ülkemizin sathında onlarca ilim ve irfan kuruluşu resmi olarak sizin adınız ile anılıyor ve buralarda sizin görüşlerinizin aktarıldığı toplantılara zemin teşkil ediyor.
Bazı ilçelerde Milli Eğitim Müdürlükleri Kur’an tefsiri mahiyetindeki eserlerinizi konu alan yarışmalar düzenliyor ve bunun geniş bir rağbete mazhar olması için büyük gayret gösteriyorlar.
‘’Bediüzzaman Dede’’ diye sizi anlattığım çocuklarım, ev bark sahibi oldular. Şimdi onlar kendi çocuklarına ‘’Bediüzzaman Dedelerini’’ anlatıyorlar.
Bu tabloyu şükran duyguları ve gözlerim yaşararak seyrediyorum. Cennetin ‘’Reyyan’’ kapısından oruçluları içeriye aldığı gibi, iman ve Kur’an hizmetlerinde sebat ve sebkat kazanmış kahramanların hangi kapıdan huzura varacaklarını merak ediyor ve Rabbimin bizleri de bu nurani kafile içine dahil etmesini ve Muhammed-ül Emin’e (ASV) komşu eylemesini niyaz ediyorum.
Yasemin ve nergiz çiçeklerinin yumuşaklık ve letafetini andıran üslubunuzun derinliklerinde ve ulvi manalarında küçülüyor, küçülüyor ve adeta kayboluyorum. Sonra da huzur bahşeden ve cihan paha olan ulvi sözlerinizin hayat veren ikliminde, kendimi yeniden buluyor, var olduğumun, mümin olduğumun idraki ile Rahim olan Rabbime hadsiz hamd-u senalar ediyorum.
Bir tuba-yı cennet çekirdeği taşıyan iman hakikatlerinin hayatımıza kattığı manaları hatırlıyorum. Manasız bir şekilde devam edip giden hayatımızın bu büyük manalarla nasıl büyük bir güzellik kazandığını mesrurane idrak ediyorum. Cennete düşen bir damla olan ve ‘’Tuana’’ tabir edilen şeffaf bir rahmet damlası eşliğinde huzur-u Kibriya ile müşerref olmayı ne kadar da arzuluyorum.
Nurdan şulelerin ruhuma huzmeler halinde indiğini hissediyorum. Ruhumu arındıran ve aydınlatan bu şulelerin, ‘’Nursima’’ şeklinde tezahür etmesini, imandan ve edepten derslerle bütünleşmesini bütün varlığım ile istiyor ve dergah-ı Bari’ye iltica ediyorum.
Rabbimin ‘’Halilim’’ dediği İbrahim Peygamberin davetine uyarak Urfa’ya gelip ebedi alemdeki dostlarınıza kavuşmanın üzerinden elli altı sene geçti ama, İlahi bir inayete mazhar olmuş ve bütün insanlığı aydınlatma istidadında olan nurlarınızın, bütün cihanı kuşatmasının kuvvetli emmarelerini görüyor ve verdiğiniz müjdelerin tahakkuk etmeye başladığını büyük bir sevinçle müşahede ediyorum.
Sizi çok seviyorum. Allah biliyor ki, sizi seven ve ‘’Üstadı’’ olarak kabul eden herkesi de çok seviyorum. Sizi çok özlüyorum.