Elhamdülillah mümin ve müslümanım. Bu ruh bu bedende, bu can bu bedende, bu akıl bu dimağda ve başta ve bu iman bu kalpte oldukça Kur’an'ın ve Hz. Muhammed'in (asm) tarif ettiği Allah'a iman etmeye devam edeceğim. Her asra hitap eden Kur’an’ımızı bu asrın idrakine göre tefsir eden Bediüzzaman Said Nursi'nin kitaplarını okumaya devam edeceğim. Her şeyin sahibi olan Allah'tan başka bizi bu davamızdan kimse ayıramayacaktır.
Bediüzzaman’ın eskimez talebelerinden birinin dediği gibi “birine Üstad dedim isabet ettim Elhamdülillah.” “Ekmeksiz yaşarım ama hürriyetsiz yaşayamam” diyen birine Üstad diyorum. Bu zata üstadlık helal olsun.
Fikirlere karşı gelemeyenler. Fikir ile mücadeleye edemeyenler her zaman olduğu gibi yine belden aşağıya vuruyorlar. Güneş balçıkla sıvanamaz.
"İslamiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez. Gündüz gibidir; göz yummakla gece olmaz, gözünü kapayan sadece kendine gündüzü gece yapar." (Münazarat) Ancak kişisel hatalar ve olaylar üzerinden bir davayı çürütmek istiyorlar.
Bu dün de böyleydi bugün de.
Herkes insan, nisyandan alınmıştır. Mayası ve hamuru acz ve kusur. İnsan beşerdir, şaşar. Bu tüm insanlar için böyledir ancak Cenab-ı Hakk'ın koruduğu insanlar (peygamberler gibi) bundan müstesnadır.
İnsanlığın başladığı tarihten bu yana tüm insanlar nereden geldik, nereye gidiyoruz ve niçin geldik sorularına cevap arıyor? Bu cevaplara tam ve mukni cevap bulamayanlar her zaman şaşmaya ve sapıtmaya mahkumdur. Ölümü öldüremeyenler veyahut ölümün hakikatini bulamayanlar yine ölmeye ve sapıtmaya mahkumdurlar. Kalplerini, akıllarını, ruhlarını ve vicdanlarını tatmin ve ikna etmeyenler yine sapıtmaya mahkumdurlar.
İnsanın refah düzeyini yükseltmekle ancak bedenin ihtiyaçlarını temin edersiniz. Refah düzeyinin yükselmesi ile kalp, akıl, vicdan ve ruh tatmin olamaz.
İnsanın nefis denen içinde bir düşmanı var. Bu nefsi de terbiye ve helal dairesinde tatmin etmedikçe bu dünyada huzur bulunmaz. Bir şeyi inkar etmekle o var olan şey yok olmuyor.
Şeytanın en büyük hilesi kendisine tabi olanlara kendisini inkar ettirmektir. Ya altın ölçeğini kabul edeceksin ya da altını inkar edeceksin. Altını inkar mümkün olmadığına göre buna göre en iyi mihengi bulmak zorundasınız. Ya bir Allah'ı kabul edeceksiniz ya da sonsuz ilahları kabul etmek zorundasınız. Ya bir doğruyu ya da sonsuz doğruları kabul edeceksiniz. Ya nefsinin kölesi olacaksın ya da Allah’ın kulu veya Abdullah! Ya İslam ya sonsuz sayıda din! Ya Allah ya sonsuz sayıda tanrılar. Ya ölmek ya da ölmemek. Yol iki görünüyor, maalesef üçüncü yol daha da beter. Dünyada da cehennem, ahirette de cehennem! Vesselam.