Üç aylar yaklaştı derken ramazana ramak kaldı; zamanın ne kadar hızlı aktığının farkında mıyız ve o farkındalıkla vakti değerlendiriyor muyuz?
Kesretin boğduğu, ayrıntının ayarttığı, meşguliyetin esir ettiği demde hakikati tefekkür etmek, Hakkı zikretmek, hizmete gayret ve ihlasla istikameti devam ettirmek; Rahman ü Rahim’in büyük bir lütfu, Cemal-i Binihayiyenin Keremi…
Kusurlarıyla meşgul olmak, günahına üzülmek, kalbi zandan, kinden korumak, zihni boş şeylerden temizlemek…
Risale-i Nur nasıl anlaşılır, ona nasıl talebe olunur, ondan ötesi Kur’an talebesi olmanın yolu nedir? Üç ayların zirve ayı Ramazanda bütün bunları düşünme, idrak etme ve akıl ve kalbin zirvesine taşıma; bundan büyük gündem, bundan büyük iş, bundan büyük kazanç var mı? Ucu sonsuzluğa çıkıyorsa küçükse de büyük, büyükse de büyük.
Siyasetin, ekonominin, anarşinin, zevkin, sefahatin, dünyalaşmanın pik yaptığı devirde beş farz namazı cemaatle kılmak, ardından tesbihatı yapmak, Risale okumak, birkaç ayda bir hatim yapmak…
Gözü, gönlü haramdan korumak, ağıza girene çıkana, helal lokmaya dikkat etmek…
Kısacası nefsi tezkiye, kalbi tathir etmek; Ramazan geldi hoş geldi, bereketle, hidayetle, şifa ile geldi…
Kur’an ayı ramazanda en çok meşgul olunacak şey Kur’an meşguliyeti değil midir? Hira’yı idrak etmek, Kadir gecesini ihya etmek; zamanın kalbine inmek, kalbin zamanına çıkmak…
Risale-i Nur okuyanlar Kur’an’ı Kerim’i anlamak için okurlar; Said Nursi’yi sevenler onda temessül eden Muhammedi (a.s.m.) Nurdan dolayı severler. Kimse başka zan etmesin, kimse yanlış hüküm vermesin.
Nefsini tezkiye, kalbini tathir edenlerle ittihat-ı İslam kurulur ve medeniyet adımları atılır; kuru laf ebelerinin lakırdı kelamlarıyla değil.
Ülke ve ümmet olarak içinden geçtiğimiz sıkıntıların çözümü kalpten geçiyor, akıldan geçiyor, tezkiyeden geçiyor, tathirden geçiyor. Yeniden Kur’an ve sünnete sımsıkı sarılmaktan geçiyor.
O su zehirli su. Şişkinlik yapıyor, gevşetiyor, içi boşaltıyor, savurup bir kenara fırlatıyor.
O suyun ne suyu olduğunu bilmek bugünkü Talut olmak, Caluta karşı çıkmak, Davudi duruş göstermek…
Ferasetle bilinir o su, iman nuru ile fark edilir.
Bu zamanın farz ibadeti ittihat-ı İslam; Ramazan bunun için bir fırsat, bütün Müslümanların Kur’an etrafında toplanması bir fırsat, sünnette buluşmak bir fırsat.
Bu iklimde fırsatları iyi değerlendirirsek esen rüzgârlar dünya dengeleri değiştirir de yeryüzüne umumi sükûn ve barış getirir umudu ve duasındayız.
Evet, yaklaşan nedir?