Türk Tıp Öğrencileri Birliği (TURKMSIC) İstinye Üniversitesi ev sahipliğinde, ‘insan zekası, yapay zeka ve sağlık zekası’ başlıklı bir konferans gerçekleştirdi. Konferansta, insan zekası mı yapay zeka mı? sorusundan yola çıkan uzmanlar, yapay zekanın farklı disiplinlerde sağladığı kolaylıkları, çözümleri ve geleceğini masaya yatırdı.
Türkiye’nin yapay zeka teknolojisinde aldığı yolun da tartışıldığı etkinliğe ‘Kim Milyoner Olmak İster’ yarışmasını kazanan Arda Ayten’de konuşmacı olarak katıldı. Akademisyenler, yapay zeka teknolojisinde diğer ülkelerin gerisinde kalmamak için gençlere büyük görevler düştüğünü vurguladı.
Yapay zekanın aslında insan zekasının bir ürünü olduğunu ifade eden akademisyenler, doktorların işini elinden almayacağına aksine kolaylaştırıp yeni iş olanaklarını yaratacağını vurguladı. Etik ve ahlakı kurallara da dikkat çeken konuklar, yapay zekaya ne öğretilirse onu yapacağını söyledi. Yapay zekayla, teknolojinin ucuzlatılması, eşitsizliklerin giderilmesi, dezavantajlı grupların ihmal edilmemesi, verimsizlik ve israfın azaltılması hedefleniyor.
“İNSAN ZEKASI HİÇBİR ŞEYLE KARŞILAŞTIRILAMAZ”
Yapay zekanın insan zekasını hiçbir zaman geçemeyeceğini söyleyen Sağlıkta İşbirliği Platformu Başkanı Prof. Dr. Melih Bulut, yerli ve milli yapay zekaya ihtiyaç olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Bulut, “İnsan duygu, vicdan ve şefkat dolu bir canlıdır. Tabi ki kötü yanları da var ama insan zekası hiçbir şeyle karşılaştırılamaz. İnsan; zeka, beyin ve zihin olarak çok inanılmaz bir varlık” dedi.
“GENÇLERİN YAPAY ZEKAYA MUAZZAM İLGİSİ VAR”
Üniversitelerde öğrencilerin kurduğu yapa zeka kulüplerinin çok kıymetli olduğunu belirten Prof. Dr. Bulut, “Yapay zekanın ve teknolojilerinin sağlık alanında kullanılmasıyla ‘sağlık zekası’ kavramı oluştu. Türkiye yapay zekada çok hızlı gelişme kaydediyor. Çin, ABD ve Hindistan yapay zeka konusunda önde olan ülkeler. Türkiye de hemen onların arkasından geliyor. Gençlerin yapay zekaya muazzam bir ilgisi var. Öğrenciler bütün üniversitelerde yapay zeka kulüpleri kuruyor. Kendilerini hemen adapte ediyorlar ve üretim yapıyorlar. O yüzden hızla ilerliyoruz ve kendimizi geliştiriyoruz. Dünya çapında sağlıkta yapay zeka projeleri yapan arkadaşlarımız var” diye konuştu.
“YAPAY ZEKAYİ İYİ KULLANAN SAĞLIKÇI BAŞARILI OLACAK”
İlaç keşfinde yapay zekanın büyük kolaylık sağlayacağını aktaran Prof. Dr. Bulut, “Sağlıkta hastalığın teşhisi için yapılan testlerin süreleri yapay zekayla oldukça kısalacak. İnsan hayatını kolaylaştıracak. Gelecekte sağlıkta yapa zekayı iyi kullanan sağlıkçılar ve kullanamayan sağlıkçılar diye iki grup oluşacak. Kim yapay zekayı daha iyi kullanabilirse o başarılı olacak. Hastalıkların teşhisinde, tedavinin planlamasında, sağlık içi eğitimde, ilaç araştırmalarında yapa zeka önemli, büyük kolaylık sağlayacak. Örneğin, eskiden ilaç keşfi 12 yıl sürerken yapay zekayla bu aylara hatta haftalara indi. O yüzden yapay zeka özellikle sağlıkta son derece kullanışlı bir teknoloji” ifadelerini kullandı.
Gelecekte tıbbın bütün uzmanlık alanlarında yapay zekanın kullanılacağını söyleyen Prof. Dr. Melih Bulut, yapay zekanın meme kanserini doktorlardan daha doğru ve hızlı teşhis edebildiğini dile getirdi.
“SAĞLIKTA YAPAY ZEKA TEKNOLOJİYİ UCUZLATACAK”
Yapay zekada insana özgü vicdan ve şefkat duygusunun olmadığını belirten Prof. Dr. Bulut, ne verirseniz yapay zekanın onun karşılığını veren bir teknoloji olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Bulut, “Örneğin, yapay zekaya önyargı yüklerseniz, önyargılı olur. Ama herkese eşit davranan bir yapay zeka oluşturursanız mükemmel bir yapay zeka olur. Yapay zeka, geniş kitlelerin sağlık olanaklarından yararlanmasına da fırsat tanıyacak. Bir beklentim de teknolojiyi ucuzlatmasıdır. Sağlık teknolojilerine herkesin erişmesi kolay değil. Yapay zekayla bu problemin çözüleceğine inanıyoruz” dedi.
AKILLI SAĞLIK
Bilgi çağı kapanıp akıl çağının başladığını belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nilüfer Köylüoğlu ise, “Sağlık aklı gerektiriyor. Bütün sistemlerde akıllık davranabiliyorsak, koruyucu hekimliği çalıştırabiliyorsak, branşlar arasında multidisipliner yaklaşımı örebiliyorsak o zaman ileri hastalık evrelerine gitmiyoruz. Komplikasyonlar, ameliyatlar yerine daha erken evrede süreci yönetebiliyoruz. Sağlık bütçelerini daha akıllı bir şekilde yönetmeliyiz. Yapay zeka bunu yapabilmek için gerekli teknolojik altyapı olarak konumlandırılıyor. Diyabet giderek artıyor, insan nüfusu yaşlanıyor buna bağlı olarak kronik hastalıklar çözüm bekliyor. Yapay zeka bu sorunlara nasıl çözüm getirir bunlara çalışıyoruz” diye konuştu.
İNSANLIĞIN YENİ ELEKTRİĞİ; YAPAY ZEKA
İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Şebnem Özdemir de, insanlığın yeni elektriği olarak tarif edilen yapay zekaya henüz geçilmediğini, insanlığın ‘yapay dar zeka’ türünde olduğunu söyledi. Dr. Özdemir, “Yapay dar zeka tehlikeli çünkü amaç yanlışsa, yanlış öğretilirse yanlı ve yanlış sonuç elde edebilirsiniz. İnsanlık şu anda yapay dar zekanın bitişinin başlangıcındadır” dedi.
“İŞ BİRLİĞİ ŞART”
Teknolojik yarışın gerisinde kalmamak ve kırılgan olmamak için diğer ülkelerle ve kurumlar arasında iş birliğinin şart olduğunu vurgulayan Dr. Özdemir, yapay zekanın insandan daha zeki olduğunu ve veri girince her türlü sonunca ulaştığını dile getirdi.
İYİ VERİ TOPLAMADAN YAPAY ZEKA OLMAZ
Yapay zekayla birlikte ‘işimiz elimizden alınacak’ anlayışının doğru olmadığını vurgulayan Dr. Özdemir, tüm mesleklerin parçalanmaya ihtiyacı olduğunu söyledi. Eğitimin yapay zekaya en az yatırımın yapıldığı alan olduğunu aktaran Dr. Özdemir, toplumsal fayda için yapay zeka alanında okullarda çalışmalar yapılması gerektiğini ifade etti. Veri toplamanın önemine de değinen Dr. Özdemir, iyi toplanmış veri olmadan yapay zekanın geliştirilemeyeceğini belirtti.
DHA