Cenab-ı Hak (c.c), Alâk sûresi 1-8. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
[Mekke devrinde nâzil olmuştur, 19 âyettir.]
Bismillahirrahmanirrahim
1-Yaratan Rabbinin ismiyle oku!
2-(O,) insanı bir alak’dan yarattı.
3-Oku! Çünki Rabbin, en büyük kerem sâhibidir.
4-O, kalemle öğretendir.
5-İnsana bilmediği şeyleri öğretti.(*)
6, 7-Hayır! Şüphesiz insan, kendisini ihtiyaçtan kurtulmuş görmesinden dolayı gerçekten (isyân ederek) haddini aşar!(**)
8-Muhakkak ki dönüş, Rabbinedir.
(*) Bu sûrenin buraya kadar olan ilk beş âyeti, Kur’ân’ın ilk nâzil olan âyetleridir. (Kurtubî, c. 10/20, 118)
(**)“Hastalık, hayât-ı ictimâiye-i insâniyede (insanların cem‘iyet hayâtında) en mühim ve gāyet güzel olan hürmet ve merhameti telkīn eder. Çünki insanı vahşete ve merhametsizliğe sevk eden istiğnâdan (kendini hiçbir şeye muhtaç görmeme hâlinden) kurtarır. Çünki اِنَّ الْأِنْساَ لَيَطْغٰي۞اَنْ رَاهُ اسْتَغْنٰي [Şübhesiz insan, kendisini ihtiyaçtan kurtulmuş görmesinden dolayı gerçekten haddini aşar!] âyetinin sırrıyla, sıhhat ve âfiyetten gelen istiğnâda bulunan bir nefs-i emmâre (kötülüğü emredici nefis), şâyân-ı hürmet çok uhuvvetlere (hürmete lâyık çok kardeşliklere) karşı hürmeti hissetmez. Ve şâyân-ı merhamet ve şefkat olan musîbetzedelere ve hastalıklılara merhameti duymaz. Ne vakit hasta olsa, o hastalıkta aczini ve fakrını anlar, lâyık-ı hürmet olan kardeşlerine karşı hürmeti hisseder.” (Lem‘alar, 25. Lem‘a, 221)