Dostumuz mu, hasmımız mı hiç birine bakmadık,
Koştuk hemen yardıma, aç açık bırakmadık.
Geçmiş ecdadımız da, aynı şeyi yapmışlar,
Gelip sığınanları; yolda bırakmamışlar.
O, orda can verirken, seyretmek yaraşır mı?
Bir el atıp desteklesen, eline bulaşır mı.
Bugün ona, yarın sana, bu işler sıra ile,
Bilinmez neden geldi, çekilen bunca çile.
Hangi hâl fetva verdi, akıl almaz vahşete,
Ehl-i Vicdan kapılmaz mı, bu hâllerden dehşete.
Müslüman, Müslüman’ı, Allah deyip vuruyor,
Uyan Ey Ehl-i İslâm, düşman tuzak kuruyor.
Karıncayı incitme; der ise sana dinin,
Nedir ki kardeşine, hiç dinmeyen bu kinin.
Bir cana kıymak, tüm canlara kıymaktır,
İman gömleğini de, kafadan sıyırmaktır.
Bunlar kanayan yara, vicdanlar kan ağlıyor,
Bu gaflet, bu tefrika ciğerleri dağlıyor.
Gelip de sığındılar, açmayalım mı kucak,
Görüyorsun; aç-susuz, çıplak gezer yavrucak.
Bir empati yaparak, koy yerine kendini,
Kime anlatacaksın, deva bulmaz derdini.
Anne-Baba olarak, hiç çaresiz kaldın mı?
Evlâtların halinden, kendine pay aldın mı?
Kim gelirse sahip çık, bölüş onla ekmeğin,
Bil ki boşuna gitmez, yoluna sarf ettiğin.
Hepimize yeter dünya, Rabbim öyle yaratmış,
Yeryüzünü bizler için, nimetlerle donatmış.
Bereketini koyar, merak etme içine,
Ülkenin gölgesinde; güller gibi geçine.
Dünyaya örnek oldun, duada tüm insanlar,
Senin yardımlarınla; mutmain tüm vicdanlar.
Büyük Devlet olduğunu, Devletlere gösterdin,
Tüm Dünya İnsanına; unutulmaz ders verdin.
Allah’ım razı olsun, Payidar etsin seni,
Zirveye yerleştirdin, Boynu Bükük Ülkeni.