Zamanın durduğu, hayatın bittiği, Kamal Atatürk’ün ölümüyle her şeyin mânâsızlaştığı gün. Saatler bile dokuzu beş geçe durdu ve bir daha hiç çalışmadı, çalışmamalı!
Günlerdir Ankara merkezli hummalı bir anma hazırlığı, artan bir hızla devam ediyor: Çok parlak, akıllara durgunluk veren bir anma olması için bütün imkânlar seferber ediliyor. O kadar ki, deprem veya savaş gibi büyük âfetlerde hizmet versin diye camilere bağlanan merkezî siren sisteminin yarın dokuzu beş geçe çalınması bile ciddi ciddi konuşuldu.
Kocaeli Çayırova illçesi kaymakamlık yazısı ile teşebbüsün varlığı sosyal medyaya düşünce artan itirazlar ile teşebbüsten geri adım atılıp üstü kapatıldı. Oysa bu bir ilk olacaktı, bütün camilerde yükselen siren sesleri bütün gözleri yaşartacak, gerçek bir mâtem havası meydana getirecekti. Olmadı, teşebbüs sahipleri korkak çıkıp vaz geçtiler. Yazıklar olsun, diyebilirsiniz!..
Tam bu cami ve siren meselesi unutulacak iken sosyal medyaya Ak Parti Muğla İl Gençlik Kolları’nın kısa anma videosu düştü. Görüntüler ne ise de videonun metni bir başka tuhaftı. Tuhaftı, çünkü Her Müslüman’ın Allah’ın vasfı olarak bildikleri, Allah için hissettikleri Kamal Atatürk için kullanılmıştı.
İşinin ehli birinin seslendirdiği metin şöyle: “Öyle biri vardır ki, hiç görmesen de her ân hisseder, hep çok seversin! Öyle biri vardır ki, küçük bir çocuğun yüzünde, gençliğin geleceğinde, her aldığın nefeste hissedersin! Öyle biri vardır ki, baktığın her yerde onu ve eserlerini görür, daima özlersin! Saygı ve özlemle anıyoruz!..”
Vakıa çok daha önceleri de Kamal Atatürk’e uluhiyet isnad edip, “Tanrı” ilân edenler olmuştu ama onların çoğunun İslâmiyetle de Müslümanlıkla da başları dertte idi. Devrin salgını gibi kol gezen Kemalizm’in bu ilk kurbanları arasında öne çıkan Behçet Kemal Çağlar, iki dehşetli cürme imza atmış ve alkışlanmıştı.
Şair Çağlar’ın Allah’ın yerine Kamal Atatürk’ü koyan Türkçe ezan naziresi ile Hz. Muhammed (A.S.V)’ın yerine yine Kamal Atatürk’ü koyan Türkçe mevlidine bir çok kaynaktan ulaşabilirsiniz. Sizi araştırma zahmetinden kurtarmak için her iki şiiri de verebilirim ama lüzumsuz meşgul etmemek için kısa iki iktibasla iktifa edeceğim:
“Atatürk ekber!
Atatürk ekber!
Ancak O var Atatürk!
Evliya odur, peygamber odur, sanatkâr Atatürk.” diye başlayıp devam eden ezan hezeyanını mevlid ile tahkim eder:
“Hak Teala çün yarattı Türk’ü ilk Dedi,
‘Üç kıta da olsun ona mülk.’
Mustafa nurunu alnına koydu,
‘Bil! Kemal’in nurudur, ol nur!’ dedi.”
Geçti böyle nice ay, nice sene,
Vakt erişti bin sekiz yüz seksene Ger dilesiz,
bulasız oddan necat, Mustafa-yı ba-Kemal’e essalat!”
Şuur ve iz’anı çatlatan, insanlığın yüz karası bu putperestin yalnız olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bir çok şâir ve yazarın yürüdüğü bu habis yola sizleri sürükleyecek değilim, haya ederim. Ne var ki, hakikat bu…
AK Parti Muğla gençlik kollarını, Behçet ve emsallerinden ayıran mümeyyiz fark: İtibardan düştükten üç çeyrek asır sonra bütün samimiyeti ile putperestliği geri getirmeleri değil, yola İslâmî hayatı ihya ve İttihad-ı İslâm dâvâsı ile çıkmış bir partinin şemsiyesi altında bu hamleyi gerçekleştirmiş olması.
Asıl dehşete düştüğüm şey, Müslüman kimliği altındaki büyük bir partiye istinad ederek böyle bir hezeyanın nasıl fütursuzca ortaya konabildiğidir. 15 Temmuz travmasını bir türlü aşamayan, hayat korkusu ve gelecek endişesi yaşayan Ak Partililerin eski darbeci ve Kemalistlere sarılmasını anlamıyorum. Kefenimizle yola çıktık külhanbeyliği hoş da, korku eseri bu zavallılığı ne yapacağız?
Ak Partinin yaptığı ister takiyye, ister ihtida olsun; geldiği nokta sekeratın başladığı yerdir; hiçbir güç arzu ettikleri ikbali artık temin edemez. Zirâ, bu âlenî irtidadın geçiştirilebilecek tarafı yok, izahı da mümkün değil. Yine de tavır ve cevablarını merakla bekliyorum; dikkatle de tâkib edeceğim!
İlgili linkler:
https://twitter.com/AKGencMugla48/status/1192740289645031424?s=19 https://twitter.com/oncekelam/status/1191966473071341570 https://twitter.com/oncekelam/status/1192093804825845762