Türkiye’de, maal’esef, kànunlar raflar içindir;
Her kişiye uygulanmaz: zayıflar, saflar içindir.
Meclis’den “mevzûât” çıkar, ta’kîbi me’mura kalmış;
Holdingler, şirketler muaf: varsa esnaflar içindir.
Ayak üstü tirilyonlar kazanılır, vergisi yok;
Garibin beş kuruşundan hesab soranlar ne de çok!
Bordro mahkûmlarıdır nâmûsuyla vergi veren;
İpin ucu ele geçmiş, fark etmez aç veyâhut tok…
Basın, yayın, oda, birlik, dernek, vakıf, sendikalar;
Tartışmayla geçer nice ay, gün, saat, dakîkalar.
Kıyâmetler koparılır yasalar çıkarılırken;
Bir ağızdan haykırarak hazırlanır vesîkalar…
Yasa, masadan kasaya girince hep râhatlanır;
Bütün işler halledilmiş, dünyâ dümdüz, insan sanır…
Kâğıt üzerinde yürür denetlemeler, teftîşler;
Kavîye işlemez bunlar, ne onu - ne bunu tanır!
Ne mer’îdir; ne mülgàdır; derdi mi yok vatandaşın?
Yetkililer koymuyor hiç elini altına taşın!
Ekmek torbaya girecek, un kepekli olacakdı!
Nice benzer konu gelir akla, hele düşün – taşın…