Tatil başladı. Çocuklar sevinçli. Bir de ödev verilmeyeceğini resmi ağızlardan duyunca havalara uçtular. En azından benim çocuklar bu şekildeler. Kitap okumayı da ödev olarak algılayan çocuğumun keyfine diyecek yok. Kitap okumayı ödev olarak görenlerden kendisi. Ne kadar uğraşsak da kitap okutturmak ayrı bir dert. Öğrenci velilerimin büyük çoğunluğu çocuklarının kitap okumadıklarından yakınıyorlar. Biz öğretmenleri kurtarıcı olarak görüyorlar. “Biz okutturmayı beceremiyoruz. Ne olur siz okutun.” Diye dert yanıyorlar bizlere. Artık eskisi gibi de değil. Kitapçılar kitaplarla dolu. Her çeşit kitap var. Ama nedense okuyucusu ile buluşmuyor. Aileler, çocuklarını kitaplarla buluştursalar bile çocuklar yine lakayt davranıyorlar. Çabuk sıkılıyorlar. Günümüz çocukları çok sabırsızlar. Kitap okumak uzun süreli bir iş olduğundan devamını getiremiyorlar.
Aileler ve eğitimciler olarak, kitap okumayı hayatlarının parçası haline getirmemiz gerekiyor. Bunun içinde ilk okumaları, ilk kitapları çok önemli. Çocukların ilk buluştukları kitaplar kendilerine hitap edecek, sıkmayacak şekilde olmalı. Daha sonra çocuğa “Beşikten mezara kadar ilim” düsturu öğretilmeli, okumanın sürekliliğine vurgu yapılmalı, bunun üzerinde durulmalıdır.
Okumak hayatın bir dönemine endekslenmemelidir. Hayatın her safhasına yer almalıdır. Ülkemizde bu kural yanlış anlaşılıyor ve yanlış uygulanıyor galiba. Kimimiz öğrencilik yıllarında bir dönem okumuşuz veya bir işe girmek için mecburiyetten okumuşuz. Hayatın bir parçası yapmamışız. Okumalarımız dönemsel kalmış.
Ailelerin ve eğitimcilerin yapması gereken çocuklarımıza okumanın bir süreç olduğunu öğretmek. Bizler, okumayı hayatımızın vazgeçilmez bir parçası yaparsak çocuklarımız da bundan örnek alacaklardır. Onların da vazgeçilmezi olacaktır okumak.
Çocuğa kitap okumanın bir yaşam tarzı olduğu öğretilmelidir. Nefes almak gibi, yemek yemek gibi zorunlu bir ihtiyaç olduğu yaşayarak gösterilmelidir.
Çocuklara bu alışkanlığı ister ödüllendirerek, ister yarışmalar yaparak kazandırın ne yaparsanız yapın ama kazandırın. “Okumak ibadettir” sözünü çocuklarımız için yaşam felsefesi yapabilirsek yaptıkları okumaları hem dünya hem de ahiret için fayda sağlayacaktır. Arkamızda okuyan bir nesil bırakmış olacağız. Çocuklarımız iyi şeyler okuduklarında sevabı bizlere de gelecektir. Aslında çocuklarımızdan çok bizim işimize yarayacaktır bu okumalar. Çocuklarımıza “Yaşasın kitap okumak yok!” yerine “Yaşasın kitap okumak var!” sözünü dedirtmeyi başardığımızda ilk emre muhatap olmada önemli bir adım atmış olacağız. O zaman bu tatil hep birlikte okuyalım, okutalım. Okumayı gündem yapalım.