Yaşlanma ve Manevi Bakım çalıştayı yapılacak

Bediüzzaman Said Nursi’nin “İhtiyarlar Risalesi” eseri perspektifinden “Yaşlanma ve Manevi Bakım” konulu çalıştay yapılacak.

Hospital Türk, Risale Akademi ve AKAV tarafından düzenlenecek olan çalıştay İstanbul’da 30 Mayıs 2015 tarihinde Adile Sultan Kasrı’nda başlayacak.

Çalıştay için bir davet mektubu yayınlandı. Şöyle:

“Kâf hâ yâ ayn sâd. Bu âyetler, kulu Zekeriya’ya Rabbinin rahmetini zikirdir. Hani o Rabbine gizlice niyaz ederek demişti ki: 'Ey Rabbim, artık benim kemiklerim yıprandı, başım ihtiyarlıkla tutuşup saçlarım aklandı. Sana ettiğim dualarımda da, ey Rabbim, ben hiç mahrum kalmadım.” (Meryem, 19/1-4).

İhtiyarlar Risalesi, Bediüzzaman Said Nursi’nin 1934’te Isparta’da telif ettiği Yirmialtı Rica’dan (Ümit) oluşan bir eseridir. 130 parça eserlerinden “Gençlik Rehberi”, “Hanımlar Rehberi” ve “Hastalar Risalesi” gibi, İhtiyarlar Risalesi de spesifik olarak “ihtiyarlama olgusu” üzerinden, yaşlanan, yaşlanmakta olan veya yaşlanacak olan insanlara yaşlanmanın güzelliklerini gösteren müstesna bir eserdir.

Bediüzzaman Said Nursi’nin üç hayat devresinde ikisi olan ve Eski Said’ den Yeni Said’e geçiş döneminin ipuçlarını, yüreğinin kapılarını sonuna kadar açarak deşifre eden bu eser, adına bakıldığında ihtiyarlarla paylaşılan ders gibi gözükse de, satırlarında bir o kadar gençler için de mesajlar barındırıyor. Onun için “İhtiyarlar Risalesi gençler için yazıldı; Hastalar Risalesi de sağlıklı insanlar için.” cümlesi sıklıkla ifade edilir.

Bediüzzaman, İhtiyarlar Risalesiyle, ihtiyarlık merdivenine tırmanmakta olan insanlara ihtiyarlığın manevi bir kazanç kapısı olduğunu ifade etmektedir. Bu bağlamda, ihtiyarlık dönemi, kişinin aczini ve zaafını anlamanın tam zamanı olup, çaresizliğin ve yapıştıklarını bırakmak zorunda kalmışlığın psikolojik yıpranmışlıktan kaynaklanan ümitsizliğin zirvesi olan bu dönemin en iyi ilacının Yirmialtı Rica’da sözünü ettiği iman-ı Billah ve Sünnet-i Seniyyeye ittiba olduğunu vurgular.

Yine bu risale ve bu risaleyi tamamlar nitelikteki Yirmibirinci Mektub Risalesi (Mektubat) ile toplumsal hayatın geleceğinde önemli bir oranda yer alacak olan ihtiyarlara insanların dikkatlerini çekerek anne-baba hukuku (veya ukuku) başta olmak üzere tüm yaşlı insanların manevi bakım açısından desteklenmesi gereğine vurgu yaparak topluma görevler yükler.

Aslına bakılırsa, sonradan yaratılan her şey –başta insan- zamanın etkisine maruzdur. Zamanın yıpratıcı bir özelliği vardır. Her şey zamanla yıpranma eğilimindedir. Bu Allah’ın biz insanlara dünya üzerindeki fanilik ve fena damgasını düşünüp öğüt almamız için vazedilmiş bir özelliğidir. Bu nedenle eşyalar, evler, arabalar gibi, her şey bakım ister. Bakmazsanız zamanla çürür, bozulur, yıpranır ve sonunda vücut olgusundan ayrılır.

İnsan da böyledir. Ruh itibariyle yüzü ahirete müteveccih, cisim itibariyle bu dünyanın bir misafiri olan insan da bakım ister. Çocukken bize bakıldığı gibi, gençken kendi kendimize baktığımız gibi, yaşlanınca da bakıma muhtaç oluruz.

Yaşlılık dönemi, dünya yüzündeki fena ve fani damgayı görmenin tam zamanıdır. Bu dönemle ilgili olarak, korkmak, ürkmek, kaçmak, bu damgayı gören bir mü’min için söz konusu değildir; çünkü onun Rabb-i Rahimi ahiret yurdunu onun için hazırlamıştır; onun için bir dar-ı mükafat vardır. Ebedi bir gençlik onu beklemektedir. Korkmak boşunadır.

Gafletimiz ve dalaletimiz nedeniyle gözümüze çekilen gaflet perdesini şu ayet ne güzel aralamaktadır:

“Allah sizi bir za’ftan yarattı, sonra (bu) za’fın ardından bir kuvvet kıldı, sonra bu kuvvetin ardından da bir za’f ve yaşlılık verdi. Dilediğini yaratır. O, bilendir, güç  yetirendir.” (Rum Suresi, 54)

“Evet, Biz onları ve atalarını yararlandırdık; öyle ki ömür onlara (hiç bitmeyecekmiş gibi) uzun geldi.” (Enbiya Suresi, 44)

“Ve Allah, sizi yarattı. Sonra sizi vefat ettirecek. Ve sizden kim, ömrünün en rezil devresine (hidayetten dalâlete) geri döndürülürse bu, bir şey konusunda ilim sahibi olduktan (hidayeti öğrendikten) sonra bilemediği (idrak edemediği) içindir. Muhakkak ki Allah, en iyi bilendir, kadir olandır (her şeye gücü yetendir).” (Nahl, 70)

“Allah sizi yarattı, sonra sizi öldürüyor, sizden kimi de, bildikten sonra bir şey bilmesin diye, ömrün en aşağı ucuna (yaşlılığa) geri çevrilir. Şüphesiz Allah bilendir, herşeye güç yetirendir.” (Nahl Suresi, 70)

“Ey insanlar! Eğer öldükten sonra dirilmekten şüphe içinde iseniz, artık muhakkak ki biz, sizi bir topraktan, sonra bir nutfeden, sonra bir alakadan, sonra da (ne) yaratılmış (ne de) yaratılmamış (henüz kemâle ermemiş) bir mudgadan yarattık ki, size (kud reti mi zi)açıkça gösterelim. Artık dilediğimizi muayyen bir vakte kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak çıkarırız; sonra da gücünüz kemâle ersin diye (sizi büyütürüz). İçinizden kimisi(yaşlanmadan) vefât ettirilir, kiminiz de ömrün en rezîline (bunaklık çağına) ulaştırılır ki, biraz bilgiden sonra bir şey bilmez olsun! Ve (sen) yeryüzünü kupkuru görürsün; fakat onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman, harekete geçer, kabarır ve her çift (her cins) güzel bitkiden yetiştirir.” (Hac,5)

Değerli Bilim İnsanı,

Yalnızlaşma hissinin zirvesinde olan, çürüyen bir bedene ve ebediyet isteyen bir ruha sahip olan, hayatını, şöhretini, gençliğini, sağlığını ve dünyayı kaybetme aşamasına gelen; evlerin bereketi olan ve belaların def’i evde bulunmasına bağlı ihtiyarlarımızı anlamaya ve onlara hayırlı evlatlar olduğumuzu göstermeye –kendi geleceğimizi de düşünerek- mecburuz.

TÜİK-2014 verilerine göre, yüzde 43.6’ sını erkek, yüzde 56.4’ ünü kadın nüfusun oluşturduğu, toplamda 6 milyonu aşan (% 8) ve bu oranın 2023 yılında yüzde 10'u aşması beklenen “yaşlanmakta olan” bir ülkede yaşıyoruz. Öte yandan, yaşlı nüfus artarken mutlu yaşlılarımız ise azalıyor. Mutlu yaşlılarımızın mutluluk nedenleri ise önce aileleri (%71,4) ve sonra da çocukları (%14,7).

Bu verilerin de ipuçlarını gösterdiği gerçekleri de dikkate alarak, “İhtiyarlar Risalesi Işığında Yaşlanma ve Manevi Bakım” çalıştayına, hazırlayacağınız bir tebliğ ile katılımınızı bekler saygılar sunarız.

KONULAR

  1. İnsan ömrünün safhaları içinde ihtiyarlık döneminin yeri
  2. İhtiyarlar Risalesi bağlamında ihtiyarlığa Gerontolojik yaklaşım ve İhtiyarlar Risalesi’ nin Gerontolojik yorumları
  3. İhtiyarlar Risalesi’ nin psikoloji (gerontopsikoloji), sosyoloji (gerontososyoloji) ve psikiyatri (Gerontopsikiyatri) alanlarına ilişkin yaklaşımları
  4. İhtiyarlık ile ilgili olarak Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şeriflere bir bakış
  5. İhtiyarlık ve Ölüm düşüncesine yaklaşım
  6. 26. Lem’a’ da İhtiyarlık dönemine ışık tutan Esma-ül’ Hüsna incelemesi
  7. İhtiyarlıkta düşünme biçimi nasıl değişiyor?
  8. İhtiyarlıkta sürekli öğrenme (hayat boyu öğrenme) nasıl sürdürülmelidir?
  9. İhtiyarlar Risalesi, Alzheimer hastalığı başta olmak üzere, bilişsel hastalıklara (unutkanlık vb.) karşı nasıl deva olur?
  10. Evde yaşlı bakımı nasıl olmalıdır? (Çekirdek ailede anne-baba ve çocukların yaşlılarla ilişkisi nasıl olmalıdır?)
  11. İhtiyarlar Risalesi ve 21. Mektup ışığında ihtiyarlara manevi bakım nasıl olmalıdır?
  12. Yaşlılıkta Kur’an-İman hakikatlerine hizmet nasıl olmalıdır?
  13. İhtiyarlar Risalesi’ nde geçen eski Said-Yeni Said dönüşümlerinin anlatımının tarihsel açıklamaları
  14. İhtiyarlar Risalesi’ nde söz edilen RİCA’ ların analizleri
  15. İhtiyarlar Risalesi, Huzurevleri ve Yaşlı Bakım Merkezlerinde nasıl kullanılmalıdır?
  16. Ahirzaman’ da ihtiyarların dinine tabi olmak nedir?
  17. Anti-Aging açısından İhtiyarlar Risalesinin yorumlanması
  18. İhtiyarlar Risalesi Gençlere Ne Söylüyor?

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.

Nur Talebeleri Haberleri