Eskinin gerçekçi eleştirisini ve yeniliği yaşlılardan bekleyemezsiniz. Onlar eskinin güzelliklerini aktarmakla, güzel hatıralarla yenilere moral destektirler.
Hesap sormak ya da sorgulamak yenilerin işidir.
Bu açıdan eskiler danışma makamıdır; icraat makamı olamazlar; enerjileri tükendiğinden icraat noktasında güçsüz ve bu yüzden huysuzdurlar.
Hele hele yaşlılarla yeni bir yapıyı hiç kuramazsınız; riskin sıfıra yakın bir dönemindeki kişilerin yenilik yapması beklenemez.
Sonucu elde etmiş olan kişi mevcudu kendine dönüştürmekten başka farkılık yapamaz.
Yeni bir yapı için yeni kişiler gerekir.
Yaşlılara sadece büyük bir değer olarak yüksek bir makam verilmelidir; icraat onlara bırakılmamalıdır.
İktidarı yaşlı olan bir yapıdan daha da kötüsü muhalefeti yaşlı olanıdır.
Muhalif yaşlı komplekslidir, yılların biriktirdiği eleştiriler zamanla kişiselleşmiştir.. yaşanmışlıklar kalıplaşmış, iç esneklik azalmıştır.. doğrular sert, yanlışlar bütünleşmiştir.. değişim tahammülü kalmamıştır... Fikrin kaynağı uzaklaşmış, hadisat göz önünde yığılmıştır.. fikriyatin kaynağı bu uzaklıkla neredeyse görünmez olmuştur. (Ki muhalefet olgusu başlı başına sorundur; kardeş kardeşe sadece muavin olabilir.)
Yaşlılar için en güzeli ve kolayı fedakarlık yapabilmeleridir; gençlere benzemeye çalışmamaktır, aklı hissiyata mağlup ettirmemektir.
Gençler fedakarlık makamı değildir, iş yapma makamında sonuna dek zorlamak vardır; neticeye gelmiş yaşlılar için tevekkül bu durumda gençleri tamamlamalıdır.
Hiçbir güç yeni güçten daha güçlü değildir.
Hiç bir akıl taze akıldan daha etkili değildir.
Eskilerin huysuz ihtiyar sohbetlerinin dışına çıkmalarını beklemek gençleri de bir süre sonra yaşlandıracaktır.
En sevimli ihtiyar, geçmişin hadisatını ibretle ve aynı heyecanla gençlere anlatandır. Bu durumda en sevimsiz ihtiyar da, katacağı yeni bir şey olmadan ayağa kalkıp yenilik peşine düşendir.
Eski araçlarla yeni şeyler yapılamaz; eski usulle yeni sözler söylenemez.
Dün dünde kalmıştır cancağızım... yeni şeyleri bırakalım da yeniler söylesin...
Ey yaşlılar, demeliyiz: Siz destek verin, dua edin; kılıç Fatih'te olsun, ama halk sizi kral zannetsin.
Netice olarak: Seccadeyi terketmeyiniz... biraz da, kenara çekiliniz...