Kamil Memiş'in haberi;
Bunun için en büyük görev, anne ve babaya düşüyor. Öncelikle karne gündemden düşürülmeli ve aile toplantısı yaparak bir yaz programı yapılmalı.
Çocuklar ve gençler, iple çektikleri üç aylık uzun bir tatile girdi. Bu üç ay, boş durma, tembellik olarak görülürse, günler, haftalar, hatta aylar su gibi akar gider. Ömürden giden üç ayın, kayda değer kazanımlar bırakmadan uçup gitmesi, çocukları mutsuzluğa, umutsuzluğa ve pişmanlığa sevk eder. Yaz tatili altın değerinde bir fırsat olarak görülürse, bu üç ay ciddi bir yenilenme, donanım ve gelişime vesile olur. Eksiklerimizi tamamlama ve ihmallerimizi telafi etme imkânı buluruz. Geniş zaman ve emek gerektiren birçok plan, hedef, iş ve etkinlik yaz tatilinde gerçekleştirilir.
Karne, gündemden düşmeli: Zayıf ağırlıklı karne için, objektif ve yapıcı bir değerlendirme yapılıp önlemler alınmalı. Artık geleceğe bakıp çocuğa sevgi, şefkat ve güvenle yaklaşmalı. Hele karne sonucuna göre, çocukları başkalarıyla kıyaslamaktan kaçınmalı.
Sanal dünyanın esiri olmasınlar: Yaz tatili için planları, hedefleri ve çok iyi değerlendirme derdi olmayan, bu konuda anne-baba desteğinden de mahrum kalan çocukları, televizyon, internet, bilgisayar oyunları ve cep telefonları esir alacaktır. Bu esaret, çocukları pasifleştirecek, gerçek hayattan koparacaktır. Zamanla fiziksel, zihinsel ve ruhsal rahatsızlıklar da baş gösterecektir. Bu nedenle çocuklara ilgi ve yetenekleri, yaş ve cinsiyetlerine uygun iş ve sorumluluklar verilmeli.
Yaz Kur'an kursuna gitme teşvik edilmeli: Çocuklar, hayatlarını şekillendirecek, anlamlandıracak bilgi ve alışkanlıkları, gönlün ve ruhun huzur kaynağı Kur'an'ı genelde yaz Kur'an kurslarında öğrenir. Anne-babalar, camiye göndermenin yanı sıra öğreneceklerinin ne anlama geldiği konusunda bilgilendirirse, çocuklarda camiye gitme ve öğrenme şevki artacaktır.
Anne-baba eline kitap almalı: Anne-babaların eline kitap alması, zaman zaman yolunu kitapçılara, kütüphanelere düşürmesi, çocukların kitap okumasına yardımcı olmada bir başlangıç olabilir. Kitap okuyan insanlarla tanıştırmak, yine ailecek bir kitabın müzakeresini yapmak da işe yarayacaktır.
Akrabalarla ilişkiler güçlendirilebilir: Uzun yaz tatili, akrabalarla ilişkilerin tazelenmesine, güçlenmesine, çocukların ruhlarının dinlenmesine, gönüllerinin ferahlamasına vesile olur. Yetişkinlerin sohbetlerine katılan çocuklar, kültürel değerlerimizin manasını ve ruhunu idrak edecek; toplumun birlik, beraberlik ve bütünlüğünü keşfedecek.
Geziler ve yaz spor kursları monoton hayatı renklendirir: Tebdil-i mekânda ferahlık vardır. Geziler, monoton hayata canlılık katar. Tarihî, manevî ve kültürel geziler, çocukların ruhunu dinlendirecek ve zihinlerini açacaktır. Yaz spor kursları da ataletten korur ve zinde kalmayı sağlar. Musiki ve diğer sanat dallarına ait kurslar ise ilgi ve yeteneklerin inkişafına, girişimcilik ve estetik duygunun gelişmesine vesile olur.
Mesleki bir deneyim sağlanabilir: Çocuklar, öncelikli olanlardan sonra (Kur'an öğrenme, arkadaşlık ve akraba ilişkilerini geliştirme, kitap okuma gibi), ilgisini çeken bir iş veya meslek hakkında deneyim kazanabilirler. Yaşına, ilgi ve yeteneklerine göre seçilecek bir işte kısa süreli çalışarak, her mesleğin kendine has özelliklerini, kolaylık ve zorluklarını keşfeder. Duruma göre harçlık da kazanarak alın terinin manasını, paranın nasıl kazanıldığını idrak edebilirler.
Tatilin başı, ortası ve sonunda mutlaka aile toplantısı yapılmalı
Ailelerin 100 gün gibi uzun bir yaz tatilini programsız geçirmeleri, zamanlarını heba etmeleri anlamına geliyor. Fatih Üniversitesi Rehberlik Uzmanı Eğitimci Sosyolog Abdulrezzak Çil, bunu çözmenin en önemli yolunun tatilin başında, ortasında ve sonunda üç aile toplantısı ile gidişâtı kontrol altına almak ve özel yaz aile takvimi yapmak olduğunu belirtiyor. Abdulrezzak Çil, "Daha mutlu ve huzurlu olmak için, zamanın içinde akan bir kuru dal olmak yerine zamanın içinde kaptanı belli olan bir gemi olmayı tercih etmek gerekir." diyor.
Zaman