Yazarlar Parlamentosu'ndan ifade özgürlüğü çağrısı

Nobelli yazar V.S. Naipaul'un 'onur konuğu' olarak çağrılmasına ve Naipaul'un gelememesine tepkilerin gölgesinde, 25 Kasım'da başlayan Avrupa Yazarlar Parlamentosu dün yayımlanan deklarasyon ile sona erdi

Nobelli yazar V.S. Naipaul'un 'onur konuğu' olarak çağrılmasına ve Naipaul'un gelememesine tepkilerin gölgesinde, 25 Kasım'da başlayan Avrupa Yazarlar Parlamentosu dün yayımlanan deklarasyon ile sona erdi.

"İstanbul 2010 Deklarasyonu" başlığıyla yayımlanan metin, önce katılımcılara okundu. Bazı ifadelere itirazlar gelince, metinde düzeltmeler yapıldı. İngiliz yazar Hari Kunzru tarafından okunan deklarasyon, oyçokluğuyla kabul edildi. Naipaul'un Türkiye'ye gelememesine sebep olan tartışmaların kınandığı metinde, ifade özgürlüğüne vurgu yapıldı: "Avrupa Yazarlar Parlamentosu'na katılan biz yazarlar, edebiyatı dünyamızın sınırlarını genişleten bir unsur olarak görüyoruz. Edebiyatın, metinler ve yazarlar arası diyalog aracılığıyla farklı bakış açılarının yaratıcı bir biçimde buluştuğu ve çatıştığı bir alan olduğu inancını paylaşıyoruz. Dünyada, Avrupa'da ve Türkiye'de yükselen hoşgörüsüzlük çerçevesinde, V.S. Naipaul'un katılımının olanaksız kılınmasını kınıyoruz."

İSTANBUL 2010 DEKLARASYONU

Her türlü kültürel ve edebî etkinliğin özgürlüğü esastır. İfade özgürlüğünün önüne çekilen doğrudan ya da dolaylı duvarlar ortadan kaldırılmalıdır. İfade özgürlüğüne karşı sansürün ve şiddetin engellenmesi için güçlü bir sivil toplum ve kamu desteği oluşturulmalıdır.

Yayınlama özgürlüğünü engellemeye yönelik uygulamalar kaldırılmalı; Avrupa'da ve Türkiye'de yazar, çevirmen ve yayıncıları korkutma ve sindirmeye yönelik ceza kanunları ve yasal düzenlemeler gibi tüm baskı yöntemlerine karşı çıkılmalıdır.

Diller üzerinde baskı kurulması kabul edilemez. Herkes kendini özgürce ve dilediği dilde ifade edebilmelidir. Merkez ile çevre arasında var olan hiyerarşiyi aşacak yöntemler bulunmalıdır. Edebî coğrafyanın belirlenmesinde çevirinin rolü çok önemlidir. Çeviri, sınır ötesi okuryazarlığın en önemli aracıdır. Bu amaçla azınlık dilleri ve 'küçük' diller daha çok desteklenmeli, bu diller arasında yapılacak çeviriye ayrılan fonlardan var olanlar korunmalı ve yeni kaynaklar yaratılmalıdır.

Ana akım dışı bağımsız edebiyatın üretilebilir ve erişilebilir olması için güçlü adımlar atılmalıdır. Yok olmakta olan edebî türler korunmalıdır. İfadenin "tektip"leşmesini önleyecek, yayın çeşitliliğini özendirecek politikalar üretilmelidir.

Dijital ortam, düşünce ve ifade özgürlüğü açısından önemlidir. Dijital ortam potansiyel bir demokratikleşme alanıdır. Devletler tarafından bilgi ve fikir akışını önleyici denetleme ve sansür stratejileri geliştirilmesine karşıyız. Doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmak ve yazar haklarını korumak için yeni yöntemler oluşturulmalıdır.

Siyasi, etnik, dini ve milli sınırlar yazarları engellememelidir. Kültürel çeşitliliği ve kültürel etkileşimi destekliyoruz.
Zaman
 

Edebiyat Haberleri