Fatih Budak, çıkardığı dördüncü albümü “Es-Selâm” üzerine Arzu Konan'ın sorularını cevapladı.
Budak, Yeni Asya'ya verdiği röportajda Bediüzzaman hazretlerinin vecizesine yer verdiği "O erler" isimli eserin hikayesini anlattı. Fatih Budak konuşmasının devamında "Sadece bu eserde değil albümdeki diğer eserlerde de Üstad'ımızın ve Nur talebelerinin, üzerinde hassasiyetle durdukları konuları ele almaya çalıştık" dedi.
İşte o röportajdan bir kaç soru...
Albüm ismi çok iç açıcı. Bana, bu isimle sanki bizlere bir duâ sunuyorsunuz gibi geldi. Selâmet diliyormuşçasına. Siz neden bu ismi seçtiniz, “Es-Selâm” dediniz. Biraz bahseder misiniz?
Es-Selâm; Yüce Rabbimizin mübarek isimlerinden bir isim. Ama bana göre, her şeyin başlangıcı ve kökeni olan bir isim. Selâm, selâmet, İslâm, esenlik… Dünyadaki bütün güzellikler, adını bu mübarek isimden alıyor kanaatimce. İki Müslüman karşılaştıkları ve ayrılacakları vakit, selâmlaşıp birbirlerine duâ ediyor; olması gereken bu çünkü. Biz de bu albümümüzle, yeryüzündeki bütün insanlığı ve hassaten ümmet-i Muhammed’i duâlarla selâmlıyoruz. Albümün içerdiği eserlere bakıldığı vakit, bu duâ ve selâmlama, çok daha iyi anlaşılacaktır diye düşünüyorum.
Albüm dördüncü albümünüz ve yedi eser yer almakta. Bu eserler Türkçe, Arapça ve İngilizce eserlerden oluşuyor. Neden üç dilde yaptınız?
Biraz önce de ifade ettiğim gibi; bu albüm bir selâmlama, bir duâ ve işin özü itibariyle, kâinat üzerinde yaşayan herkese, kâinatın sahibi olan Yüce Rabbimizi anlatma gayreti. İşte bu sebepledir ki; Türkçe eserler dışında, yeryüzünün tamamına hitap edebilmek adına, evrensel olarak bilinen Arapça ve İngilizce eserlere de albümümüzde yer verdik. Arapça; konum itibariyle İslâm’ın dili, Kur’ân-ı Kerîm’in dili ve hassaten ümmetin dili. Yine İngilizce; evrenselliği ve dünyaca bilinirliği açısından tartışılmaz bir dil. İşte bütün bu nedenlerden dolayı ve gayemiz de bütün insanlığa ulaşmak olduğu için, üç dilde bir çalışma gerçekleştirdik. Rabbim, tesirini çoğaltsın inşallah.
Bir eserde Bediüzzaman Hazretlerinin de vecizesine yer vermişsiniz. Sizdeki Bediüzzaman’ın yerini biraz anlatır mısınız? Vecizesi albüme nasıl katıldı?
Evet, muhterem Üstadımızın “Bir hayat için yalana tenezzül etmeyiz” ifadeleri, “O Erler” isimli eserimizde yer aldı. Bu eserdeki gayemiz, Üstad’ın bir ömür gayret sarf edip hizmet aşkıyla yetiştirmeye çalıştırdığı imanlı gençliği ve o gençliğin ruhunu bir nebze de olsun anlatabilmekti. Dolayısıyla gaye bu olunca, Üstadımız’ın bu veciz ifadesi de bu eserde yer almış oldu. Sadece “O Erler” eserine bakmamak gerekir elbette. Albümdeki diğer eserlerde de Üstadımız’ın ve Nur Talebelerinin, üzerinde hassasiyetle durdukları konuları ele almaya çalıştık.
Bendeki Bediüzzaman’ın yeri sorunuza gelecek olursak… Yiğit, namıyla anılır derler. Bediüzzaman; zamanın benzersizi, zamanın harikası. Ömrünü, iman hakikatlerini anlatmaya ve insanlığın imanını kurtarmaya adamış ve bu uğurda nurlu eserler kaleme almış, talebeler yetiştirmiş bir mübarek kul. Günümüz dünyasında ve tabi ki günümüz Türkiye’sinde yaşanan imanî, ahlâkî ve mânevî yozlaşmaya bakacak olursak; Üstad’ın ne kadar haklı olduğunu ve bizlerin de Üstad’ın izinde, aynı aşk ve heyecanla gayret sarf etmemiz gerektiğini, bir kez daha anlamış oluruz diye düşünüyorum.