Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Genel Başkanı ve Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Dilci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dijital bağımlılıkla toplumun tüm kesimleriyle mücadele edilmesi gerektiğini belirtti.
Dernek olarak 45 soruda bireyin dijital bağımlığını ölçen "Dijitalaniz" adlı programı geliştirdiklerini anımsatan Dilci, "Geliştirdiğimiz dijitalaniz tekniğiyle Türkiye ölçekli tanılama faaliyetlerine destek verebiliriz. 10 dakika gibi kısa sürede bireyin dijital bağımlılık haritasıyla ilgili bölgesel, kurumsal, aile veya birey odaklı raporlar sunabilmekteyiz." dedi.
Dilci, bu raporlarla da kişiye özgü analizler yaptıklarını dile getirerek, yetkililerin talep etmesi halinde her türlü akademik bilgi ve birikimi paylaşmaya hazır olduklarını ifade etti.
Dijital bağımlılığın tanı ve tedavi aşamasında anne, baba ve öğretmen eğitiminin öne çıkması gerektiğine dikkati çeken Dilci, "Toplumu temsil eden ve eğitimde başrol oynayan kesim, bu konuda gerekli bilinçlendirme ve hassasiyeti kendinde toparlayabilirse belirli kurumlara da bu kadar yük düşmeyecektir. Milli Eğitim Bakanlığımız da bu konuda çalışmalar yapmaktadır." diye konuştu.
"24-35 yaş arasında dijital oyun bağımlılığı üst sevide"
Prof. Dr. Dilci, dijital bağımlılığa her yaşta rastladıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Özellikle 24-35 yaş arasında dijital oyun bağımlılığı üst sevide. Yine okul çağı çocuklarında televizyon karşımıza çıkmakla beraber cep telefonu üzerinden çizgi film ve diğer oyunlar karşımıza çıkıyor. Dijital bağımlılık oranıyla ilgili Kayseri'de yaklaşık 10 devlet okulunda bin 800 kişi üzerinde yaptığımız çalışmalarımızı ilgili bakanlıklarımıza rapor halinde sunmayı planlıyoruz. Her geçen gün bağımlılık oranımız artmaktadır. Yeni bir dijital bağımlı nesil karşımıza çıkmaktadır. Buna karşı önlemlerin ivedi alınması ve sözde değil özde eylemlerin yapılması gerekmektedir."
Yaptıkları çalışmanın sonuçları hakkında değerlendirmelerde de bulunan Dilci, "10 devlet okulunda yaptığımız çalışmaya göre, özellikle çocukların bağımlılık oranının her geçen gün arttığı, sadece ders amaçlı değil, kullanım amacı dışında takıntı halinde dürtüsellik boyutunda ciddi yoksunlukların yaşandığı görülmektedir. Olumsuz içeriklerden ciddi bir şekilde etkilendikleri, rol model, davranış ve tutumlarda birtakım özdeşim kurma ve özdeşim transferlerinin olduğunu söyleyebiliriz." ifadelerini kullandı.
"Çocuklar anne ve babayı rol model edinmekte"
Dilci, dijital bağımlılıkta ailelerin yeterince bilinçli olmadıklarını, sadece çocukların değil, yetişkinlerin de ciddi oranda kullanım bozukluğu yaşadıklarını söyledi.
Ebeveynlerin işten arta kalan zamanlarında ve fırsat buldukları iş ortamında bile sürekli sosyal medya ve diğer dijital nesnelerle temas halinde olduklarına dikkati çeken Dilci, şöyle konuştu:
"Hatta internet ortamının olmadığı veya kesintisinin olduğu yerlerde ziyareti kısıtlama eğilimindedirler. Dijital bağımlılık çocuklarda mı, ailelerde mi daha fazla sorusunun cevabı birbirine yakın diyebiliriz. Çünkü çocuklar anne ve babayı rol model edinmektedir. Anne ve babada gördükleri eylem ve davranışları kendi davranış kalıpları içerisine sığdırmakta ve sürdürmektedirler."
Prof. Dr. Dilci, toplumun büyük kesiminin başta televizyon olmak üzere dijital nesnelerle temas halinde olduğuna işaret ederek, "Ebeveynler ve çocuklar, yüzde 55-65 arasında değişen oranda dijital nesnelerle gün içerisinde 3 saatin üzerinde zaman geçirmektedirler. Toplumun en az yüzde 55'i dijital nesnelerle temasta." dedi.
aa