Ahmet Bilgi'nin haberi:
RİSALEHABER-Yeni Zelanda'da cuma namazı kılan Müslümanlara ateş açan teröristin yaptığı katliamda ilk belirlemelere göre 49 kişi şehit oldu.
Terör saldırısı ile ilgili bir çok yorum yapılırken dikkat çeken bir tespit yazar Ahmet Ay'dan geldi.
Brenton Tarrant isimli teröristin saldırıyı iki yıl önce planladığı belirtilirken 70 sayfalık manifestosunda Türkleri de tehdit ettiği ortaya çıktı.
Tüm cami ve minareleri yıkarız Ayasofya minarelerden kurtulacak"
Silahlarının üstünde Müslümanlara geçmişte yapılan saldırı ve Osmanlıya dair ifadelerin yer aldığı Tarrant'ın manifestosunda "Türkler'e" başlığının yer aldığı bölümde şu ifadelere yer verilmiş:
"Topraklarınızda huzur içinde yaşayabilirsiniz, size zarar gelmeyecek. Boğaz'ın Doğu yakasında. Ama Boğaz'ın Batı yakasında bir yerde yaşamayı denerseniz, Avrupa'ya gelirseniz sizi öldüreceğiz.
Konstantinopolis'e gelir, tüm cami ve minareleri yıkarız. Ayasofya minarelerden kurtulacak ve Konstantinapol hak edildiği gibi tekrar Hristiyan şehri olacak."
Çanakkale Zaferi'nin yıldönümünde
Ahmet Ay, terörist saldırının Çanakkale Zaferi'nin yıldönümünde yapıldığına da dikkat çekerken, teröristin Türklere düşmanlığının bir ırkı sevmediğinden değil Müslüman olduklarından dolayı olduğunu belirterek, Bediüzzaman Said Nursi'nin sözlerini hatırlattı.
Terörist, Türklüğün ne olduğunu pekçok Türkten daha iyi anlamış
Ay, sosyal medya hesabından şunları yazdı:
"NewZealand teröristinin Türklüğün ne olduğunu pekçok Türkten daha iyi anlamış olduğu anlaşılıyor. Bediüzzaman'ın dediği gibi: "Türk milleti dünyanın her tarafında Müslüman olduğundan, onların ırkçılıkları İslâmiyetle mezc olmuş, kabil-i tefrik değil. Türk, Müslüman demektir."
Katilin yazdığı-çizdiği tastamam bunun idrakiyle dolu. Türklere düşmanlığı bir ırkı sevmediğinden değil Müslüman olduklarından. Dindarlıklarından. Türk demekle Asya'da yaşayan bir kavmi de kastetmiyor. Avrupa'yla asırlarca cihad etmiş bir müslüman topluluğunun ismi olarak anıyor."
Said Nursi'nin Risale-i Nur'da yer alan sözleri
"Türk milleti anâsır-ı İslâmiye içinde en kesretli olduğu halde, dünyanın her tarafında olan Türkler ise Müslümandır. Sair unsurlar gibi müslim ve gayr-ı müslim olarak iki kısma inkısam etmemiştir. Nerede Türk taifesi varsa Müslümandır. Müslümanlıktan çıkan veya Müslüman olmayan Türkler, Türklükten dahi çıkmışlardır (Macarlar gibi). Halbuki, küçük unsurlarda dahi hem müslim ve hem de gayr-ı müslim var.
Ey Türk kardeş! Bilhassa sen dikkat et. Senin milliyetin İslâmiyetle imtizaç etmiş; ondan kàbil-i tefrik değil. Tefrik etsen, mahvsın. Bütün senin mazideki mefâhirin İslâmiyet defterine geçmiş. Bu mefâhir, zemin yüzünde hiçbir kuvvetle silinmediği halde, sen şeytanların vesveseleriyle, desiseleriyle o mefâhiri kalbinden silme. (Mektubat)
"Irkçılık fikri, Emevîler zamanında büyük bir tehlike verdiği ve hürriyetin başında "kulüpler" suretinde büyük zararı görülmesi ve Birinci Harb-i Umumîde yine ırkçılığın istimaliyle mübarek kardeş Arapların mücahid Türklere karşı zararı görüldüğü gibi, şimdi de uhuvvet-i İslâmiyeye karşı istimal edilebilir ve istirahat-i umumiye düşmanları gizli dinsizler, yine o ırkçılıkla büyük zarar vermeye çalıştıklarına emareler görünüyor. Halbuki, menfî hareketle başkasının zararıyla beslenmek ırkçılığın seciye-i fıtrîsi olduğu halde, evvelâ başta Türk milleti dünyanın her tarafında Müslüman olduğundan onların ırkçılıkları İslâmiyetle mezc olmuş, kabil-i tefrik değil. Türk, Müslüman demektir. Hattâ Müslüman olmayan kısmı, Türklükten de çıkmışlar. Türk gibi Araplarda da Araplık ve Arap milliyeti İslâmiyetle mezc olmuş ve olmak lâzımdır. Hakikî milliyetleri İslâmiyettir. O kâfidir. Irkçılık, bütün bütün bir tehlike-i azîmdir." (Emirdağ Lahikası)