Yusuf Şahinoğlu’nun yazısı
Yenisiad Buluşmaları olarak önceki sene başlayan ve bu sene üçüncüsü gerçekleştirilen Mekke Buluşmaları ailelerle birlikte yapıldı. Dilruba Turizmin sahibi ve Yenisiad Yönetim Kurulu üyesi Said Özadali başkanlığında 25 Haziran aksamı ihramlarımızı giydik ve Bismillahirrahmanirrahim diyerek Türkiye’den hareket ettik.
Cidde havaalanından itibaren bu güzel yolculuğun manevi havasına da girmeye başladık. Yakıcı sıcaklar dahi buraların manevi havasını size hatırlatıyor. Uçağın kapıları açıldığı andan itibaren hiç alışık olmadığımız bir sıcak hava kapıdan içeri girerken, Bursa üyelerimizden Yönetim Kurulu üyesi Eyüp Otman ağabeyimizin torunları Eyüp Can ve Cemre Nur; hayretlerini çığlık atarak dile getiriyorlardı.
Cidde Havaalanında bizleri bekleyen otobüslerimizle Mekke’ye doğru yola cıktık. Lebbeyk Allahumme Lebbeyk sesleri ile Mekke yolunda ilerlerken bu güzel yolculuğun heyecanı da hemen herkesi sarmaya başladı. Otobüsümüzün en önünde oturan Gerede üyelerimizden Ahmet Uzuner’in gür sesiyle okuduğu ilahilerle Mekke’ye girdik.
Suudi Arabistan 15 milyona yakin nüfusuyla Ortadoğu’nun Mısır’dan sonra en önemli ülkelerinden birisidir. İlk insan Hazreti Adem (AS) ile başlayan tarihi her zaman canlı ve ilginç olaylarla doludur. Tarih bu toprakların üzerinde büyük hadiseleri aktarmaktadır. Hazreti Adem’den sonra Hazreti Nuh’un 3 oğlundan biri olan Samin bu topraklara yerleştiğini ve Arapların Sami oğlu olduğu biliyoruz.
Suudi Arabistan Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı idaresine geçti. 1517 yılındaki Ridaniye Zaferinin ardından Osmanlı topraklarına katılan Kutsal Beldeler her zaman imtiyazlı bölgeler oldular. Osmanlı gerek bölge halkı için gerekse hacılar için Mekke ve Medine’ye büyük yardımlar yapmışlardır.
Bugünkü Suudi Arabistan 1932’de kuruldu. Suudi ailesi tarafından idare edilen Mekke ve Medine buğun de oldukça imtiyazlıdır ve Suudi ailesi hacılar bu bölgeye oldukça güzel hizmet vermektedirler.
Yenisiad umre ekibinin Kabe’ye neredeyse 50 metre mesafedeki Mekarim Otele yerleşmesinin hemen ardından vakit sabah namazına ulaşmıştı. Üç ayların bu ilk gününde hem cuma vaktinde hem de mübarek Regaib Kandili sabahı sabah namazının hemen ardından umre ziyaretimiz de başlamış oldu. Tekbir ve tahlillerle başlayan tavafımızı 46 derece sıcağın altında tamamladık. Safa ve Merve tepeleri arasında devam eden sayın ardından Yeşilköy’de giydiğimiz ihramları çıkarmak için Cuma Namazını da beklememiz gerekiyordu.
İhramla yasamak zor ve zahmetli... Aslında helal olan bir çok fiil ve davranışı ihramlı iken terk etmek zorundasınız. Ayrıca bir kefeni andıran dikişsiz iki parça beyaz kumaştan oluşan ihram ile hareketlerimiz de oldukça sınırlı.
Cuma namazı Kabe-i Muazzama da gerçekten muhteşem bir hava meydana getiriyor. Üç ayların ilk cuma namazı olması münasebetiyle de sanırız daha da kalabalık oldu. Saatler öncesinden yerinizi almazsanız girmenize imkan yok. Metrelerce ötelerde güneşin altında kalırsınız.
Cuma namazının ardından saclarımızı da kestirerek Umre vazifemizi tamamlamış olduk.
Dünyanın dört bir yerinden gelen farklı farklı ırklardan ve renklerden Müslümanlar ile birlikte bir ibadet yarışı adeta Mekke’de yaşananlar. Kebenin hemen yanında olmasına rağmen kaldığımız otele uğramaz olduk. Vakit namazlarının aralarında ya müezzin mahfilinin altında Risale-i Nur sohbetinde ya da tavafta daha çok bir araya geliyor ve görüşebiliyorduk. Çünkü Cenab-ı Hakkin emin kıldığı bu mekandan adeta kimse çıkmak istemiyordu.
Seyahatimizin dördüncü gününün sabahında Mekke’deki ziyaret yerlerini dolaştık. Said Özadalı ağabeyimizin rehberliğinde ilk önce Sevr mağarasının bulunduğu bölgeye gittik. Peygamber Efendimizin Hazreti Ebubekir ile birlikte Hicret esnasında müşriklerden gizlendiği bu mağaranın bulunduğu Sevr dağına ancak uzaktan bakabildik. Zira hanımlar ve çocuklarla birlikte yaklaşık 45 derece sıcakta dağın tepesine çıkmaya kimse cesaret edemedi. Daha sonraki güzergahımız Arafat bölgesindeki Cebeli Rahme ve Mescidi Nemire idi. Peygamberimiz (ASM) Veda hutbesini irad ettiği Cebeli Rahme’nin eteklerindeki dilencilerin çirkin ve yürek burkan görüntüleri de olmasa her şey inanılmaz güzeldi. Bursa’dan seyahate katılan Enes Otman kolu bacağı kesilerek dilendirilen çocukların haline kendi çocuklarının çok üzüldüklerini ve ilk zamanlar sürekli ağladıklarını soyluyordu.
Muzdelife ve Mina yolundan Hira dağinin eteklerine kadar geldik. Yine ilk vahyin geldiği bu dağın tepesindeki mağaraya da malum sebeplerden çıkamadık. Her ne kadar Ankara’dan seyahatimize katılan Kenan Şahin ve ailesi başlangıçta çıkmaya niyetlenseler de sıcak onları da bu isteklerinden vazgeçirmeye yetti. Cin mescidi ve Cennetul Mualla ziyaretlerimiz de kısa ve öz oldu.
Hac ve umre ziyaretçilerinin klasik ziyaret noktalarını tamamlamıştık. Ancak bizim ayrı bir ziyaretimiz daha vardı. Mekke’de inşa edilen yeni dershaneye yolumuzun üzerindeyken uğramamak olmazdı. Yaklaşık 1000 metrekare kapalı alana sahip olacak olan medresenin kaba inşaatı neredeyse tamamlanmış ince islerine başlanmak üzereydi. 5 katli binanın ilk katini Ramazanda açmayı düşündüklerini söylediklerinde heyet olarak sevindik. Ramazan umresine gelen kardeşlerimiz insaallah medresede derslerini yapma imkanına kavuşurlar.
Kısa Mekke seyahatimizin ardından otobüsümüzle Medine yoluna revan olduk. Ancak Organizasyonun bize bir sürprizi vardı. Bizi yasak olmasına rağmen Bedir yolundan Medine’ye götürerek İslam ordusunun ilk seferinin ve ilk zaferinin yaşandığı yerleri görme imkanımız olacaktı.
Çöl şartlarında zaman zaman kum dağlarının arasında gecen yolculuğumuz zaman zaman polis engeline takılsa da Bedir’e ulaştık. Bedir’e giderken Said Özadalı’dan dinlediğimiz Muhabbet dersi hala hafızalarımızda. Belki sadece o sohbeti bir yazı konusu yapmak gerekir. Bedir muharebesinin gerçekleştiği meydanin hemen yanıbaşına kurulan camide kıldığımız öğle namazının ardından yeniden Medine Yoluna duştuk ve Medine’ye ikindi namazı öncesinde vasıl olduk.
Medine Mekke arası yaklaşık 400 kilometrelik bir mesafe. Muazzam yollar yapılmış. Bastan sona otoban. Peygamber Efendimizin hicretini hatıra getirdiğimizde bu yolları nasıl katediğini anlamak gerçekten çok zor. Lüks otobüslerle otobanlarda yapılan seyahatlerin bile zahmetine katlanamadığımız düşününce Rasulullah’in katlandığı eziyetleri tahmin dahi edemiyoruz.
Ancak o şerefli Nebi 23 Eylül 622’de Medine’ye uzun ve meşakkatli bir yolculuğun ardından ulaştı ve Medine’ye 1 saat uzaklıktaki Küba Mevkiine geldi. Burada Amrogullarında 14 gün misafir kaldı. Bu sure içinde İslam aleminde cemaatle namaz kılmaz üzere ilk mescitte burada yapıldı. Hala hacılarımız bu mescidi Küba Mescidini ziyaret ederek burada namaz kılarlar. Buradan bir Cuma günü Peygamberimiz (ASM) ve Hazreti Ebubekir (RA) Medine’ye hareket etti. Yolda Ranuna Vadisinde öğle vakti olmuştu. Mekke’de Müslümanlar hur olmadıkları için Cuma Namazı kılmamışlardı. İlk Cuma Namazı kılmak burada bu vadide mümkün oldu. Simdi bu yere Cuma Mescidi inşa edilmiş durumda…
Mekke’den sonra Medine’nin daha serin olacağını tahmin ediyorduk. Daha önceki tecrübelerimiz hep bu yöndeydi ancak yanıldık. Medine Mekke’den çok sıcaktı ve bunaltıcı bir hava vardı. Medine’ye ilk vardığımız gün ikindi namazını Mescidi Nebevide kılmak ve Rasulullah’ı ziyaret etmek nasip oldu. Türkiye’den dostların selamlarını ilettik.
Medine’den vakit namazlarını kıldıktan sonra oldukça bos zaman var. Bu sure içinde özellikle hanımlar için oldukça verimli geçti. Çarsı pazar ziyaretleri geç vakitlere kadar surdu. Herhalde Medine’nin bir başka güzelliği de bu olsa gerek...
Sabah Medine’deki ziyaret yerlerinin ardından Gece yarısı Türkiye’ye doneceğiz. Siz bu satırları okurken biz muhtemelen Türkiye’de olacağız. Buralardan ayrılmak çok güç. Ancak gelecek sene 25 Haziranda “Mekke Buluşmaları-4”ün gerçekleşeceği söylendiğinde biz şimdiden yerimizi ayırttık. Allah omur verir o güne eriştirirse yine buralardayız. Size de tavsiye ederim. Mutlaka bu seyahate katilin. Şimdiden isinizi gücünüzü tatilinizi ayarlayın ve kendinizi hazırlayın. Gerçekten anlatılması çok zor bir güzellik. Sohbet, muhabbet, ibadet, ziyaret aklınıza ne gelirse ziyadesiyle mevcut.
Ayrıca bu kutsal mekanları ziyaretin ve yolculuğun çok meşakkatli olduğu söylenir. İnanmayın. Biz çok rahat ettik. Bu vesile ile organizasyonu gerçekleştiren Dilruba Turizme, emeği gecen ve katılan her kese binlerce teşekkürler.
Yenisiad 3. Mekke Buluşmalarından fotoğraflar için TIKLAYINIZ