İftar için bir akrabasına davetliydi. Henüz ezana dakikalar vardı ama ogün çok acıktığı için yere serilen uzun sofranın bir köşesine oturdu. Rengârenk tabakların süslediği sofra ne kadar da muhteşem görünüyordu. Bu kadar çok nimeti bir arada görünce hatırına bir şey geldi ve düşünmeye başladı.
5 katlı bir binanın üçüncü katındalardı. O anda yan dairedeki komşu da sofrasını sermiş iftarı bekliyor olmalıydı. “En iyisi bu akşam hep beraber iftar yapalım” diye düşündü ve hayalen aradaki duvarları kaldırıp komşunun sofrasının ucundan tuttuğu gibi sofraları birleştirdi. Sofra şimdi daha bir zengin olmuştu.
Sonra üst ve alt kattaki komşuların da bu davete katılmaya hakları olduğunu düşündü ve sofraları birleştirmeye başladı. Fakat o da ne? Binadaki herkesi iki daireye sığdırmak mümkün görünmüyor...“Nasılsa yaz aylarındayız ve iftar vakti sokaklar boş olur” diye düşünüp sofrayı sokağa serdiler. “Aman Allah'ım, bu ne muhteşem bir sofra!” diye düşünmeden edemedi.
Fakat bir sorun vardı. Şimdi sofra dışarı serilmişti ve herkes camdan bakıp onları görüyordu. Onları da davet etmeliydi. Öyle de yaptı ve bütün sokak sakinlerini davet etti. Herkes sofrasını alıp gelince ve sofralar uç uca eklenince sokak uzunluğunda ve her bakanın iştahını kabartan kocaman bir sofra oldu.
Sonra ne mi oldu?
Tahmin edeceğiniz üzere bu renk cümbüşünü gören komşu sokaklar da aynı şekilde dışarı çıkıp açık havada rahat bir iftar yapmanın iyi fikir olduğunu düşündüler ve sofralarını uç uca ekleyerek sokakları şenlendirdiler. Böylelikle, önce bütün mahalle, sonra bütün semt ve az bir zaman sonra bütün şehir bu etkinliğe katıldı ve bütün İstanbul bir anda kocaman bir sofraya dönüştü.
Sonra mı? Sonra komşu iller ve derken bütün Türkiye sofralarını birleştirdi. Şimdi Türkiye büyüklüğünde bir sofrada oturuyorlardı.
Bunu duyan Müslüman komşu ülkeler de dâhil olmak istediler ve onlar da bundan memnun olacaklarını belirtince önce Suriye, sonra Irak, ardından İran ve Afganistan da dâhil oldu bu iftara.
Aman Allah'ım, ne muazzam bir etkinlik ve zenginlik oldu! Bu farklılığı gören Rusya da bir defaya mahsus olarak bu iftara katılmak istedi. Hem iftarda aynı anda yemeğe başlamanın nasıl bir duygu olduğunu anlayacak hem de farklı bir etkinliğe katılmış olacaktı. Olsun dediler ve onları da kabul ettiler.
Küçük bir apartman dairesinden başlayan ve o anda yeterince zengin görünen sofra, şimdi pek çok devleti içine alan muazzam bir sofraya dönmüştü. Hem de farklı illerin ve hatta ülkelerin kendilerine has yiyeceklerinden oluşan büyük bir mozaik misali...
Derken bu etkinlik dalga dalga yayıldı ve bütün ülkelerin katıldığı harika bir organizasyon oldu.
Her yer sofra oldu. Öyle ki, adım atacak yer kalmadı.
Bu etkinliğe dâhil olmak isteyen başkaları da oldu.Kimler mi? İnsanların en sadık yardımcıları olan bin bir çeşit hayvan... Onlar da sofralarını serdiler ve böylelikle insanların yaşamadığı boş gibi görünen yerler de bir anda doldu. Yani, bütün dünya bir sofra halini aldı.
Yeryüzü baştan sona bir sofra oldu ama sadece dünyada mı canlılar yaşıyor? Hayır. Semaya doğru çıkmaya başladı ama birden gözü saate ilişince vazgeçti. Çünkü iftar vakti gelmişti.
Büyük bir içtenlikle iftar duasını okudu. O sofraya dâhil olanların hepsinin bu duaya âmin dediğini işitir gibiydi. Sonra da yeryüzünü nimetlerle doldurduğu ve bunu ona bu kadar derinden hissettirdiği için Allah'a şükrederek yeryüzü sofrasında önüne konan nimetlerden istifade etmeye başladı.