Zeynep Kaçmaz'ın haberi;
Yaşına uymayan ve çocuk gibi davranan bu kişiler, sorumluluk almaktan çekinir, evlenmeye uzak durabilir. Psikolog Nedime Kekeçoğlu, çocukluk çağında hiç sorumluluk verilmemiş insanların bu duruma daha yatkın olacağını söylüyor.
Çevremizde 'çocuk gibisin', 'çocuk gibi hareketler yapmaktan vazgeç', 'büyü artık' dediğimiz kişiler vardır. Çocuksu davranışları her zaman sevimli olmadığı gibi, çoğu zaman katlanılmazdır. Karşı tarafın onlarla sürekli ilgilenmesini ve beklentilerinin karşılanmasını beklerler. Bir türlü büyüyemeyen, yetişkinlere özgü sorumlulukları alamayan bu kişiler, aslında yetişkin birer çocuktur. Psikolog Nedime Kekeçoğlu, 'yetişkin çocuklar'ın en büyük özelliğinin, çocukluğunda hiç sorumluluk almamış olmaları ve sürekli çocuk gibi muamele görerek büyümeleri olduğunu belirtiyor. Kekeçoğlu, "Eğer eşiniz çocuksu ise onun kendini yetişkin gibi görmesini sağlayın. Zorla ve baskıyla onları değiştirmeye çalışmayın." diyor.
Bazı yetişkin kişiler, yaşları büyüse de duygu ve davranışları hâlâ çocuksu olabiliyor. Biyolojik yaş olarak yetişkinlik çağındadırlar, ancak ruhsal gelişimi 2-10 yaş arası dönemdedir. Yani ruhsal gelişimleri geridedir. Kekeçoğlu, bu kişilerin günlük yaşamlarında bir problemle karşılaştıklarında sorunu çözmeye çalışmak yerine ağlamayı ve kaçmayı tercih ettiklerini söylüyor. Kekeçoğlu, kişinin çocuksu davranmasının en büyük sebebinin hiç sorumluluk almaması ve sürekli çocuk gibi muamele görerek büyümesi olduğunu belirtiyor. "Ebeveynler, çocuklarını el bebek gül bebek büyütmemeli." diyen Kekeçoğlu, bu şekilde yetiştirilen bir çocuğa anne-babanın iyilik yerine kötülük yaptığını belirtiyor. Bu çocukların ileriki yaşlarda birçok sorunla karşılaşacağını söyleyen Kekeçoğlu, onlara küçük yaşlardan itibaren sorumluluk verilmesi gerektiğini vurguluyor. Yetişkin çocukluğa sebep olan diğer bir faktör ise çocukluk döneminde ruhsal travmaya maruz kalmak. Kekeçoğlu'na göre çocukluk çağında hastalık, ölüm, ayrılık, cinsel istismar gibi durumla karşılaşanlar çocuksu davranışlar sergileyebiliyor.
Evli ve 1 çocuk annesi olan Elif Güneş de çocukluk yıllarında yaşadığı sorunlar nedeniyle yetişkin bir insan olmasına rağmen çocuksu tavırlarıyla dikkat çekiyor. Üniversite mezunu olan Güneş, evlendikten ve kısa süre içinde anne olduktan sonra depresyona girer. Baskın ve kontrol etmeyi seven bir eşe ve kayınvalideye sahiptir. Kendisi çocuksu özelliklere sahip olduğu için sınırlarını yeterince çizemez, haksızlığa maruz kaldığını düşündüğü durumlarda konuyu açıklığa kavuşturup rahatsız olduğu konuları konuşmak yerine ağlamayı, sorunu görmezden gelmeyi ve bazen de kaçmayı tercih eder. Bu olumsuzlukların birikmesi psikosomatik hastalıklar (ruhsal sebeplere bağlı bedensel rahatsızlıklar) yaşamasına, ardından da depresyona girmesine sebep olur. Psikolojik destek alan Güneş, yetişkin bir kişi ve kadın olduğunu, daha sonra da anne olduğunu fark eder. Ayrıca eşi ve kayınvalidesiyle olan sorunlarının büyük bir kısmını çözer. Arkadaş ilişkileri ve iş başarısı da gözle görülür bir artışla iyileşir.
Yetişkin çocuklarla birlikte yaşayanlar, zorla ve baskıyla onları değiştirmeye çalışmamalı. Kekeçoğlu, "Onlara yetişkinlik yaşamının da güzel tarafları olduğu anlatılmalı ve hissettirilmeli." diyerek, onlara sorumluluklar verilmesini öneriyor.
Sorumluluk alamazlar
Yetişkin çocuklar, sürekli başkalarının takdir ve onayına ihtiyaç duyar. Genellikle kendisinden küçükler veya kendileri gibi çocuksu yetişkinlerle beraber olmaktan keyif alırlar. Evlenene kadar çok fazla sorun yaşamazlar. Sorumluluk alamazlar, problem çözme becerileri yeterince gelişemediği için sürekli iş değiştirirler. Genelde eş seçiminde, kendilerini kontrol edebilecek, sorumluluk duygusu yüksek, baskın kişilik özelliklerine sahip kişileri seçerler.
Zaman