Bugüne kadar yılan sokmalarında yurt dışından getirilen panzehir kullanan Sağlık Bakanlığı Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi (RSHM), yerli üretim için çalışma başlattı. Bunun için merkezin Esenboğa Havalimanı yolu üzerindeki serum çiftliğinde Çevre ve Orman Bakanlığı'nın izniyle Türkiye'de görülen en zehirli 5 yılan türünden örnekler toplanmaya başlandı.
Yerli panzehir üretimiyle ilgili çalışmalar konusunda bilgi veren RSHM Başkanı Doç. Dr. Mustafa Ertek, Türkiye'de akrepten sonra en fazla yılan sokmaları görüldüğünü, bu tür durumlarda atlar üzerinde geliştirilen serumların kullanıldığını söyledi.
Bu serumların, yılan zehiri enjekte edilen atların kanından elde edildiğini ifade eden Ertek, şunları kaydetti:
''Antijen olarak adlandırılan yılan zehiri enjekte edilen atların kanında 'antikor'' dediğimiz bir koruyucu madde oluşur. Bu madde daha sonra atların kanından toplanarak serum elde edilir. Biz bugüne kadar bu antivenomu (panzehir) yurt dışından alıyorduk. Ama son 1 yıldır serum çiftliğimizde yılan antiserumu üretmek üzere çalışma başlattık. Bu kapsamda Türkiye'deki en zehirli 5 yılan türünü belirledik. Bunlar koca engerek, şeritli engerek, boynuzlu engerek, Balkan engereği ve adını ülkemizin ilk yılan uzmanı olan Prof. Dr. İbrahim Baran'dan alan Baran engereği. Bunları Çevre ve Orman Bakanlığının izniyle tedavi amaçlı olarak toplamaya başladık. Çiftliğimizde her türden 4'er yılan bulunacak.''
Şimdiye kadar yılan türlerinden ikisini elde edebildiklerini, çiftlikte 8 erişkin 4 de yavru yılan bulunduğunu, diğer türlerin de çiftliğe gelmesiyle üretime başlayacaklarını açıklayan Ertek, birleştirilecek tüm yılan türlerinden alınan zehirlere karşı, bir panzehir geliştirileceğini bildirdi.
Bunun hem ekonomik yararı olacağını, hem bundan sonra Türkiye coğrafyasındaki yılanlara karşı panzehir kullanılacağını, hem de Ar-Ge alt yapısının gelişmesine katkıda bulunacağını belirten Ertek, ''Her şey yolunda giderse gelecek yıldan itibaren kendi panzehirimizi kullanmaya başlarız'' dedi.
AT YERİNE KATIRLAR KULLANILACAK
Ertek, yılan ve akrep antiserumlarının atlar yerine daha dirençli katırlar üzerinde geliştirilmesi için de çalışma yürüttüklerini belirtti.
Bugüne kadar serum üretiminde atları kullandıklarını, ancak atlara göre daha dirençli oldukları için bu üretimi katırlar üzerinde de yapma kararı aldıklarını kaydeden Ertek, ''Bu işte kullanılacak katırların belirli kriterlere sahip olması gerekiyor. 10 katır için ihaleye çıktık, ancak uygun şartlara sahip 8 katır bulabildik. İhtiyacımıza yanıt vermeyenleri iade ettik. Tanesi 4-5 bin TL'ye geliyor. Zaten bunlar hibrit hayvanlar olduğu için kolay bulunmuyor. Yılan, difteri, kuduz ve tetanoz serumları artık katırlar üzerinde de geliştirilecek'' diye konuştu.
Maliyet analizi ve temin açısından uygun gördükleri takdirde bu iş için daha fazla sayıda katır kullanabileceklerini bildiren Ertek, katırların uyum programının ardından üretim portföylerine gireceğini söyledi. Hayvanlarda herhangi bir hastalık olmadığı anlaşılınca 2 ay boyunca antijen zerk edileceğini ifade eden Ertek, kan testleri sonucu antikor oluştuğu anlaşılınca toplayacaklarını belirtti.
Antikorların ''plazmaferez'' yöntemiyle toplandığını kaydeden Ertek, ''3 yıl öncesine kadar kan alarak topluyorduk. Ama 3 yıldır plazmaferez yöntemiyle kandaki antikorları toplayıp kanı hayvana geri veriyoruz. Böylece hayvan hiçbir zarar görmüyor. Bir attan 7-8 litre plazma alınabiliyor'' dedi.
Ertek, çiftlikte 54 at, 8 katır, 15 hindi ve 500 tavşan bulunduğunu, yılda 30 bine yakın da fare üretildiğini sözlerine ekledi.
Haber 7