Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Nisâ Sûresi 53-55. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
53-Yoksa onların mülkten bir nasîbi mi var? Öyle olsaydı, insanlara bir çekirdeğin (arkasındaki küçücük) oyuğu (kadar bir şey) bile vermezlerdi! (*)
54-Yoksa Allah’ın lütfundan onlara (peygambere ve mü’minlere) verdiği şeylerden dolayı insanlara hased mi ediyorlar? Muhakkak ki (biz,) İbrâhîm âilesine de kitab ve hikmet verdik ve onlara (pek) büyük bir saltanat verdik.
55-Buna rağmen onlardan bir kısmı ona (Muhammed’e) îmân etti, bir kısmı da ondan yüz çevirdi. Artık alevli bir ateş olarak Cehennem (onlara) yeter!
(*)“Bu kâinâtın Sâni‘-i Kadîr ve Hakîm’inin (kudretli ve hikmetli san‘atkârının) mülkünde iştirâk (ortaklık) yeri yoktur. Çünki herşeyde nihâyet derecede intizam bulunduğundan, şirki (Allah’a ortak koşmayı) kabûl etmez. Çünki müteaddid (birden fazla) eller bir işe karışırsa, o iş karışır. Bir memlekette iki pâdişah, bir şehirde iki vâli, bir köyde iki müdür bulunsa; o memleket, o şehir, o köyün her işinde bir karışıklık başlayacağı gibi, en ednâ (en düşük) bir vazîfedar adam, vazîfesine başkasının müdâhelesini kabûl etmemesi gösteriyor ki, hâkimiyetin en esaslı hâssası (husûsiyeti), istiklâliyet ve infiraddır (tek başına olmaktır).” (Lem‘alar, 30. Lem‘a, 371)