Ha geldi ha gelecek denen domuz gribi, soğukların bastırmasıyla birlikte ülkemizde de kendini gösterdi, 20 kadar insanın ölümüne yol açtı. Her geçen gün, bu sayı artıyor. Bugüne kadar ölen kişilerin çoğu farklı bir hastalıktan dolayı uzun yıllardır hastane kapılarını aşındırıyordu. Aralarında böbrek hastaları da vardı, karaciğer yetmezliği olan da. Domuz gribi, bu hastaların ölümlerini tetikledi. Herkeste bir panik havası oluştu.
Maske takmadan sokağa çıkmayanlar, tokalaşmayı ve öpüşmeyi bırakanlar, eve gelir gelmez elini yıkayanlar kişisel çabalarıyla hastalıktan korunmaya çalışıyor. Bazıları ise domuz gribini kelimenin tam anlamıyla yok sayıyor. Eskiden olduğu gibi tokalaşıyor, meyve ve sebzeyi elleyerek seçiyor. Ülkede oluşan panik havasıyla birlikte hastaneler şüpheli hastalarla dolup taştı. Kendisini biraz halsiz hisseden, burnu akan hemen hastanelerin yolunu tutuyor. Eczaneler ve aktarlar adeta bayram ediyor. Antibakteriyel el temizleme jelleri ve koruyucu maskeler yok satıyor.
Türkiye genelinde domuz gribi tanısı koyabilen sadece iki hastane bulunuyor. İstanbul'da Çapa, Ankara'da ise Hıfzıssıhha Hastanesi laboratuvarları bu virüsü teşhis edebiliyor. İstanbul'da Okmeydanı, Şişli Etfal ve Göztepe hastaneleri domuz gribi hastalarını kabul ediyor. Her şüpheli hastaya da test yapılmıyor. İlaç yazılıp evde dinlenmesi tavsiye ediliyor. Hastanın durumu ciddiyse test yapılıyor.
Eğer özel bir hastanede domuz gribi testi yaptırmak isterseniz 100 ile 150 TL arasında para ödemeniz gerekiyor. Özel hastaneler, bu testler sonucunda size sadece virüsün A, B ya da C grubuna ait olduğunu söyleyebiliyor. Domuz gribi virüsü bu üç ana grubun 150 alt grubundan biri olduğu için teşhis koyulması güçleşiyor. İşte tam da burada bazı özel hastanelerin domuz gribini rant kapısı olarak gördükleri eleştirisi devreye giriyor.
Vatandaşın panik halini Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi'nin Alo 184 hattına gelen telefonlar özetliyor. Virüsün kendini gösterdiği ilk 4 günde hattı 6 bin kişi arayarak yetkililere, "Yurtdışından kargo geldi, domuz gribi olur muyum? Domuz eti yersem grip olur muyum? Tarlama yaban domuzu girdi ne yapmalıyım?" tarzında ilginç sorular yöneltmişler.
Domuz gribinin şu an geldiği nokta uzmanlara göre aslında çok da korkulacak bir seviyede değil. Bakanlık okullar, camiler ve devlet dairelerinde dezenfeksiyon çalışmalarını sürdürüyor. Bir yandan da risk grubu hastalarına ve hacı adaylarına aşı yapılıyor. Test süresi tamamlanan aşılar, Türkiye geneline dağıtılıyor. Risk grubunda olanlar; gebeler, 2 yaş altı bebekler, 65 yaş üstü yaşlılar ile kronik bronko-pulmoner hastalık, kronik kardiyovasküler hastalık, kronik nörolojik hastalık, diyabet, kronik akciğer hastalığı (astımlılar dahil), karaciğer yetmezliği, böbrek yetmezliği olanlar ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler.
Prof. Dr. Mustafa Bakır, "Panik yapmayın, hızlı hareket edin. Ateşli ve öksürüğü olan kişiler ile yakın temas etmek zorundaysanız maske takın ve temastan sonra ellerinizi sabunlu su ile yıkayın. Özellikle öksürdüğünüzde veya hapşırdığınızda mutlaka ellerinizi yıkayın. Yıkama imkanı yok ise alkol bazlı el dezenfektanları kullanın. Öksürdüğünüzde veya hapşırdığınızda ağzınızı kâğıt mendil ile kapatın. Mendili çöp kutusuna atın. Ellerinizi gözünüze, burnunuza ve ağzınıza sürmeyin. Virüsün bu yolla yayıldığını unutmayın." diyor.
Soğuk algınlığı ile domuz gribi birbirinden nasıl ayırt edilir?
Prof. Dr. Recep Öztürk, İ. Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı'nda görev yapıyor. Öztürk, belirtilerin doğru okunarak hızlı hareket edilmesi gerektiğinin önemini vurguluyor. Öztürk'e göre, soğuk algınlığı şikâyetleri olan vatandaşların hemen telaşa kapılmaması gerek. Çünkü paniğe kapılan hastalar, sağlık kuruluşlarının işleyişini engelleyebiliyor.
Soğuk algınlığı şikâyetiyle hastaneye giden hastaların virüs kapmaları da ihtimaller arasında. Bu hastalara evlerinde dinlenmeleri, bol meyve tüketmeleri ve ilaç kullanmaları tavsiye ediliyor. Eğer belirtiler, domuz gribi belirtileri yönündeyse kısa bir süre içerisinde hekime gidilmeli. İçhastalıkları Uzmanı Doktor Ümit Çetinkaya, "Domuz gribinde ishal ve kusma görülüyor. Daha çok erken yaştaki hastalarda etkisini gösteriyor. Soğuk algınlığına bağlı olan grip ise daha çok yaşlıları etkiliyor. Domuz gribinin en önemli belirtileri üşüme ve titremeyle nükseden 38 derecenin üzerine çıkan yüksek ateş, göz çukurlarında da hissedilen şiddetli baş ağrısı. İleri derecede kas ve eklem ağrıları ortaya çıkıyor. Domuz gribi birdenbire ortaya çıkıyor ve daha fazla ateşlenmeye yol açıyor." diyor.
Bazı özel hastaneler domuz gribini rant kapısı olarak mı görüyor?
Domuz gribinden ölenlerin artmasıyla birlikte oluşan panik havasından medet uman bazı özel hastaneler oldu. Gribi tespit eden iki devlet kuruluşundan birinin başında bulunan Prof. Dr. Selim Badur, süreci sert bir dille eleştirerek bazı özel hastanelerin rant elde etmeye çalıştıklarını söyledi. Domuz gribinin para tuzağına dönüştüğünü aktaran Badur, "Türkiye'ye daha aşı gelmeden domuz gribi aşısı yaptığını iddia eden özel hastaneler oldu. Sadece mevsimsel grip aşısı yapıyorlar. Hastaneler para için her burnu akan hastaya test yapıyor. Bu durum insan vicdanına sığmaz. Domuz gribinden korkmayın, bol bol sıvı tüketmeye devam edin. Vitamin takviyesi yapın. Evinizde dinlenin. Dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde insanlara ilaç verilip evlerinde dinlenmeleri tavsiye ediliyor. Risk grupları çocuklar ve yaşlılar, bunlar aşı yaptırsın." diyor.
Domuz gribi aktarların yüzünü güldürdü
Aktarlık, son yılların gündemden hiç düşmeyen mesleklerinden biri. Ne zaman yolumuz Mısır Çarşısı'na düşse, bitkisel çay satan dükkânların önündeki yoğunluk her şeyi özetlemeye yetiyor aslında. Bu kez, aktarların yüzünü güldüren, domuz gribi oldu. Her geçen gün biraz daha fazla yayılan salgın, bitkisel çay kullanımını yüzde 200'e varan bir oranda artırmış. Dünya genelinde böyle bir salgın olur da aktarlar hiç boş durur mu? Hemen bir karışım hazırlanmış. Üzerine, Türkçe ve İngilizce, "Domuz gribi çayı" yazılmış. İçinde ekinezya, zencefil, ıhlamur, adaçayı, kuşburnu, narçiçeği, papatya, tarçın ve gül yaprağı gibi ona yakın bitki yaprağının olduğu karışım, aktarlara göre domuz gribinden korunmanıza yardımcı oluyor. Özellikle domuz gribi ölümleriyle birlikte adeta insanlar aktarlara hücum etmiş. Haliyle de fiyatlar da yüzde 20-30 oranında bir artış göstermiş. 15 TL olan zencefil şimdi 20-25 TL arasında satılıyor. Ihlamur ve tarçının fiyatları da aynı oranda yükselmiş.
Bazı bitki çayları karaborsaya düştü
PAslan Baharat'ın sahibi Cem Münüklü, "Herkes, 'Domuz gribinden bitkisel bir yöntemle korunabilir miyiz?' diye soruyor. Bazı bitki çaylarını bulmakta zorlanıyoruz. Domuz gribi en çok aktarların yüzünü güldürdü." ifadelerini kullanıyor. Arifoğlu Aktar'ın sahibi Bilal Altıkulaç ise bazı bitki çaylarının karaborsaya düştüğünü söylüyor. Her aktarın kendine göre özel formüller icat ettiğini anlatan Altıkulaç, "Birkaç damla okaliptus ve nane yağını bir bardak sıcak suya damlatın ve odanızın içerisine sprey gibi sıkın. Bu odanızdaki mikropları öldürür. Toplu taşıma araçlarına binerken karanfil çiğnemeniz ise gribin ağızdan bulaşmasının önüne geçer." diyor.
Antep Baharat'ın sahibi Mehmet Emin Eraslan ise farklı bir konuya değiniyor: "Beslenme uzmanları, sabah programlarına çıkınca etresi gün satışlarımız adeta patlıyor. Onlar ekranda konuşunca müşteriler dükkana akın ediyor. Gribe karşı koruyucu etki yapan bitkisel karışımları yıllardır zaten satıyoruz ama insanlar beslenme uzmanından işitince iş değişiyor. Hepsine sabah akşam dua ediyoruz." Şirinevler'deki Malatya Pazarı'nın sorumlusu Gülten Aydın ise "Herkes elinde bir listeyle geliyor. Beslenme uzmanı ne söylemişse en ince ayrıntısına kadar not etmişler. Eskiden biz satış yapmak için boğaz patlatırdık; şimdi ise müşteri ne alacağını, hangi hastalığa deva olacağını bilerek geliyor." diyor.
Zaman