-Bülent Kardeşe-
Özetlemek gerekirse gittiğimiz yolu şöyle,
Mânevî bir mücâhade yapmaktayız işte böyle:
Şahsımızı ıslâh etmek en birinci vazîfemiz.
Düzeltirsek kendimizi âlemimiz olur temiz.
***
Ahlâksızlık, nefsin kötü arzûları düşmanımız.
İyi, güzel, doğru işler için geçer zamanımız.
Zarar vermek yoktur bizde en zararlı kula bile;
İşimiz hep müsbet ile, tâmîr ile, duâ ile…
***
Mesleğimiz hakîkattir; yoktur onda mürşîd, peder.
Burda herkes talebedir; ömür boyu öyle gider.
Yaşça büyük olanları ağabeydir; genci kardeş.
Makam, mevki bulamazsın: Eski - yeni aynı ve eş…
***
Fazîlet, takvâ ölçüsü hükmeder her birisinde.
Nefsini hiç üstün saymaz; dâim halkın gerisinde.
Var saydığın o kemâlât, bende değil, cemâatte;
Kusûrluyuz fert fert bizler, musırrız bu kanâatte.
***
Bir gemide mürettebât, fabrikada çarklar gibi;
Birlikteyken mânâmız bir. Tek tek binler farklar gibi…
Bende yoksa, sende varsa; etmem aslâ gıpta, hased…
Sevinirim buna yalnız. Müşterektir iyi haslet.
***
Noksanların ıslâhına duâ ile çalışılır.
Nasîhatler incitmezse nezâketle karışılır.
Büyüklenip öfke ile baskı ve zor kullanılmaz.
Güzellikle, iknâ ile kaybedilen insan çok az.
***
Kâinâta bedel tutar, bir kişinin ihyâsını;
Kur’ân’da Hak, emir verip yasaklıyor imhâsını.
Bir mü’mini yitirmek de mânen onu imhâ gibi;
Ağır bir suç teşkîl eder, sorumludur müsebbibi.
***
Bu zamanda dalâletler hücûm eder hep birlikte.
Savunma zor tek başına. Ancak çâre var “birlik”te.
Şahıs kâmil, velî olsa yalnız ise mağlûb olur.
Mânevî bir şahsiyette birleşerek kuvvet bulur.
***
Bizler îmân hizmetinde bir çizgide durmaktayız.
İhlâsla, hak kuvvetiyle inkâra ket vurmaktayız.
Gücümüzü hep hayırda, güzellikte kullanırız.
İyiliğe destek olur, kötülüğe çullanırız.
***
Îmânımız bir Allah’a, O’nun şanlı Resûlüne;
Gàyemiz tam uymak İslâm esâsına, usûlüne.
İhyâ için çalışırız Sünnet’i bu dünyâmızda;
Hak ve Nebî râzı olur diye umup, ukbâmızda.