Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Bülent Çiftçi yaptığı açıklamada, rakım yükseldikçe oksijen basıncının azaldığını söyledi.
Basıncın azalmasıyla vücudun daha çok solunum yapması gerektiğini belirten Çiftçi, "Biz solunum işini iki amaçlı yapıyoruz. Oksijen düzeyini artırmak için, bir de oksijeni kullanarak ürettiğimiz karbondioksidi atmak için" dedi.
Fazla solunum yapılmasıyla oksijen alınmaya çalışıldığını ancak karbondioksidin de biraz fazla atıldığını anlatan Çiftçi, şunları kaydetti:
"Karbondioksidi de biraz fazla atınca bu sefer karbondioksit seviyesinin azalmasına bağlı birtakım sorunla karşı karşıya kalıyoruz. Yüksek rakımlı yerlerde uykumuzu asıl etkileyen şey, karbondioksit düzeyinin çok düşmesi. Çünkü beyin çok soluduğumuzu düşünüp nefeste duraksamalara neden oluyor. Beyin ancak bu şekilde karbondioksit seviyesinin yeniden yükselmesini hedefliyor, öyle olunca da uyku esnasında sık sık duraksamalar, uyku bölünmeleri ve bunun neden olduğu sabah yorgun uyanmalar, gün içerisinde uyku bastırmaları oluyor."
Bin 500 metrenin üzerinde görülmeye başlanıyor
Çiftçi, "santral uyku apneleri" denilen sorunun yüksek irtifaya çıkınca, özellikle bin 500 metrenin üzerinde görülmeye başlandığını dile getirerek, "2 bin 500 metreye çıkınca insanların yüzde 25'inde görülmeye başlıyor. 4 bin 500 metreye çıkınca da artık insanların yüzde 100'ünde görülmeye başlayan bir sorun" diye konuştu.
Yüksek rakımlardan tekrar aşağıya inilince sorunun kendi kendine düzeldiğini belirten Çiftçi, "Aslında alçalmayıp da biraz beklesek vücut buna adapte oluyor. Birkaç gün içerisinde düzeliyor. Bu sorun için bir ilacımız var, o ilacı kullanınca da fayda görüyoruz" ifadelerini kullandı.
AA