Risale Haber
"Çağ körleşmesi, Diriliş ufku ve varoluş yolculuğu" başlıklı yazısında Sezai Karakoç'un mücadelesini yazan Kaplan, "Karakoç tam da bu çağ körleşmesine ve “köleleşme”sine karşı esaslı bir diriliş hamlesi başlatmıştır. Bizi metamorfoza uğratan, Batılıların gönüllü zihnî kölesi kılan bütün Batılı / seküler algılama biçimlerini yıkan, Cumhuriyet tarihimizin ilk düşünürüdür: Batılılaşmanın, sekülerleşmenin medeniyet iddialarımızı ve ruhumuzu yok ettiğini, bizi intiharın eşiğine sürüklediğini görmüş; bütün zamanları kucaklayabilen, bütün zamanları seferber edebilen, bütün zamanların çocuğu olabilen ve bütün zamanları kendi çocuğu kılabilen bir medeniyet ufku ve yolculuğu armağan etmiştir bize Sezai Karakoç" dedi.
Sezai Karakoç'un, Bediüzzaman ve Necip Fazıl'la birlikte, yaşadığımız Batılılaşma / sekülerleşme biçimlerine esaslı bir “semantik müdahale”de bulunduğuna dikkat çeken Kaplan, "bizi körleştiren ve “köleleştiren” seküler algı kapılarını kırarak, ilhamını Kur'ân'dan, Hz. Peygamber'den, İslâm düşünce ve sanat geleneğinden alan esaslı bir medeniyet yürüyüşü ve yolculuğu başlatmıştır" şeklinde yazdı.
Kaplan yazısını şöyle sürdürdü: "Sezai Karakoç, kendi entelektüel tarihimizi yeniden başlatan, tarihi ve zamanı zihnî düzlemde yeniden harekete geçiren, dalga-kırıcı ve dalga-kurucu bir çığır açmıştır. O yüzden, Sezai Karakoç, entelektüel tarihimizde, bize kendi zamanımızı yaşatan, kendi dilimizi kurdurtan, kendi bakış açılarımızı armağan eden, kendi medeniyet yolculuğumuzu yeniden hatırlatan ve başlatan bir milattır. Hatırlatmakta yarar var: Elbette ki, Bediüzzaman ve Necip Fazıl olmasaydı, Sezai Karakoç olmazdı."