Demir madeninin atomları, protonları, nötronları, kütle numaraları ve özellikleri konusunda hemen herkesin bildiği bilimsel bilgilerin kısa özeti olarak denilir ki; Demirin atom numarası yani proton miktarı 26’dır.
Doğal halde bulunan demirin kararlı izotopları 4 tanedir. 26 proton+28 nötrondan oluşan 54 elemanlı izotopu vardır. Sırasıyla 26+30=56; 26+32=58 elemanlı izotopların yanında izotopları kararlı olan, nötron sayısı tek olan bağlantısı farklı yani Proton sayısı 26, Nötron sayısı 31; toplamında 57 elemanlı bir türü daha vardır.
Öte yandan bir çok yazılı ve görsel medyada sunulduğu gibi Kur’an-ı Kerim’deki Hadid Suresi ve o surede geçen ayetlerin sıra numaralarından yola çıkarak demirin 26 ve 57 rakamlarına dayanarak Kur’an’ın mu’cizeliği konusunda çok ibretâmiz ve hayretengîz tevafuklar çıkarılmıştır. Geniş bilgileri o kaynaklara havale ederek özetle şunları aktarabiliriz.
Arapça Hadid kelimesi ebced (sayısal) değeriyle Ha:8; Dal:4; Ye:10 ve Dal: 4 ederek toplamda demirin 26 kütle numarasına denk gelmektedir. Başına elif lam yani Arapça El,--İngilizce’deki article belirteci THE gibi- Lam-ı Ta’rif ki- bir ismin başına geldiğinde onu nekre halinden Marife haline dönüştürür- Hadid kelimesinin başına Elif–lam eklendiğinde ise Elif: 1, Lam: 30 toplamda 31 eder. 31 Demirin tekli Nötron sayısıdır ki Hadid ismiyle beraber yani El-Hadid olursa 26+31= 57 eder.
Demirin özelliklerinden ve bir nimet olduğundan bahseden Hadid suresi 57. sırada yer alan bir suredir. Bu surede –sure başlarındaki Besmele birinci ayet sayıldığından- 26.ayette Demirden bahsedilmektedir.
Özetle Demirin doğada bulunan halinin izotop sayısı 54, 56, 57 ve 58; nötron sayıları 28, 30, 31, 32 iken sun’i olarak üretilen demirin izotop sayısı 52, 53, 55, 59 ve 61; nötron sayıları ise 26, 27, 29, 33 ve 35 adettir ki bu sayıların Hadid kelimesi Hadid suresi dışında İsra, Kehf, Hacc, Sebe, Kaf surelerinde de geçmektedir. Bu surelerin sıra numaraları ayetlerin sayısı veya demir kelimesinin geçtiği yerler vb. açısından incelendiğinde yukarıda yazılan izotop ve nötron sayılarıyla enteresan tevufuklarla karşılaşılmaktadır. Geniş bilgi ve incelemeleri okuyucularımızın vukufiyetine havale ederek sözü Risale-i Nur Külliyatına getirmek istiyorum.
Üstad Bediüzzaman Said Nursi Lem’alar kitabının 28. Lema 4. Nüktesinde demirle ilgili bir bahis açmıştır. Kendi hesabıma bu bölümde geçen hikmetli izahatlardan dolayı bu bölüme Demir Risalesi adını verdim. Çünkü bu risalede de Kur’an’dan ilhamen, Kur’an’dan tereşşuh etmiş ilginç tevafuklar müşahede edilebilmektedir.
“Bu risalede acaba Hadid suresindeki gibi 26 ve 57 sayıları var mıdır, demir kelimesi kaç defa geçmektedir ?” gibilerden bir tevafuk konusu merakımızı mucip olunca daha dikkatlice incelemeye başladık. Sonuçta bu metinde anlam bilimsel açıdan ve Nazm-ı maani yönünden incelemekten çok lafız ve rakamlara yoğunlaşarak bir takım tevafuklara tevafuk ettik. Bunları sizlerle paylaşmayı tercih ettiğimden bu yazı husule geldi diyebilirim.
Bu metin şu şekilde başlamaktadır:
Bismillahirrahmanirrahim
وَاَنْزَلْنَا الْحَدِيدَ فِيهِ بَأْسٌ شَدِيدٌ وَمَنَافِعُ لِلنَّاسِ
Âyetine dâir gayet ehemmiyet kesb etmiş. Mühim ve mütefennin bir adam bu sual ile bazı hocaları ilzâm ettiği bir suale muhtasar bir cevaptır.
SUAL: Deniliyor ki: "Demir yerden çıkıyor; yukarıdan inmiyor ki اَنْزَلْنَا denilsin. Neden اَخْرَجْنَا dememiş; zâhiren muvâfık görülmeyen اَنْزَلْنَا demiş?"
ELCEVAP: Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyân, اَنْزَلْنَا kelimesiyle, demirdeki azîm ve çok ehemmiyetli nimet cihetini ihtar etmek için اَنْزَلْنَا demiş. Çünkü yalnız demirin zâtını nazara vermiyor ki, "ihrac" desin. Belki demirdeki nimet-i azîmeyi ve nev-i beşerin demire ne derece muhtaç olduğunu ihtar içindir. Nimet ciheti ise aşağıdan yukarıya çıkmıyor, belki rahmet hazinesinden geliyor. Rahmet hazinesi elbette âlî, yukarı ve mânen yüksek mertebededir. Elbette nimet yukarıdan aşağıyadır ve muhtaç olan beşerin mertebesi aşağıdadır. Elbette in'âm, ihtiyâcın mâfevkindedir. Onun için, nimetin hazine-i rahmetten beşerin ihtiyâcına imdâd için gelmesinin hak tâbiri, اَنْزَلْنَا dır, "ihrac" değildir.”
Başlangıç bölümünde Arapça Bismillahirrahmanirrahim tek kelime; SUAL ve ELCEVAP kelimeleri de hesaba katılmazsa Arapça ve Türkçe kelimeler sayılarak ilerlendiğinde “demirdeki” kelimesi 26. sırada gelmektedir. Bu rakam Demir elementinin atom numarasıdır.
Baştan itibaren ve SUAL ve ELCEVAP kelimeleri dahil edilir ve Kur’an-ı Mu’ciz ül-beyan, isim/sıfat tamlaması şeklinde 2 kelime olarak sayılırsa 57. kelime yine demir ismine denk gelmektedir. Ki bu rakam da Demir elementinin kütle numarasıdır.
Girizgahtaki besmele ve ayet sayılmadan SUAL kelimesi metne dahil edilmeden “…âyetine dair gayet ehemmiyet kesbetmiş…”den itibaren Türkçe metnin kelimelerini sayarsak 26. kelime yine demir’dir.
Yine ELCEVAP kelimesi itibara alınmadan ve paragraftaki “Kur’an-ı Mu’ciz ül Beyan” tek kelime sayılırsa 26. kelime yine demir kelimesine tevafuk etmektedir
Baştaki Besmele ve SUAL ile ELCEVAP kelimeleri dahil edilirse “Kur’an-ı Mu’ciz ül Beyan” tek kelime sayılırsa birinci paragrafın 57. Kelimesi yine demir kelimesi olmaktadır.
Son paragrafta فِيهِ بَأْسٌ شَدِيدٌcümlesi Kur’an’dan alıntı sayıldığından hesaba katılmazsa Üstada ait Türkçe ifadelerdeki kelime sayısı yine 57 çıkmaktadır
“1Bu 2âyette 3hem 4def-i 5a'dâya, 6hem 7celb-i 8menâfie 9medâr 10iki 11nimet 12beyan 13ediyor. 14Nüzûl-u 15Kur'ân'dan 16evvel 17demirle 18ehemmiyetli 19menâfi-i 20beşeriye 21temin 22edildiği 23görülmüş 24Fakat 25istikbalde 26demirin 27gayet 28hârika 29ve 30muhayyirü'l- 31ukùl 32bir 33surette, 34denizde, 35havada 36ve 37karada 38gezerek 39küre-i 40arzı 41musahhar 42edip, 43mevt-âlûd 44bir 45hârika 46kuvveti 47gösterdiğini 48ifade 49için, فِيهِ بَأْسٌ شَدِيدٌ 50 kelimesiyle, 51ihbâr-ı 52gaybî 53nev'inden 54bir 55lem'a-i 56 i'câz 57gösteriyor.”
Bu risalede Demir kelimesi:
Türkçe isim olarak 19 defa,
Arapça isim olarak Hadid kelimesi 3 defa;
Arapça zamir/adıl olarak Fihî şeklinde 3 defa
ve Türkçe mülkiyet zamiri “Onun” 1 defa geçmektedir.
19+3+3+1= 26 kere Demir ismi geçer ki bu da demirin atom numarasına tekabul etmektedir.
Demirin nimet oluşundan bahsederken bu risalede Nimet kelimesi 13 defa geçmektedir. Bu, 26 sayısının yarısı olan rakamdır.
Diğer paragraflarda demir elementinin proton nötron sayıları olan elimizdeki 26, 28, 30, 31, 32 ve 54, 56, 57 ve 58 rakamları ile ilgili bağlantılarını bulmak mümkün ise de bu kadar tevafukla yetinmeyi hikmet açısından uygun bulduk.
Bazı isim/sıfat tamlamalarını tek bazılarını ikili sayıp -saymama ve Arapça ibareleri hesaba katıp- katmama hususunda yani bir fazla veya bir eksik diye yapılacak itirazlara elimizdeki 26, 28, 30, 31, 32, 54, 56, 57 ve 58 rakamları cevap verecektir kanaatindeyim.
Netice olarak harp meydanında, düşmanla savaşta, en ön cephede gülle ve kurşun yağmurları altında İşarat-ül İcaz isimli eserini yazan; Kur’an’ın Belağatından yola çıkarak Muhakemat ve 25. Söz Mucizat-ı Kuraniyye Risalesini telif eden ve Kur’an’ın Nazm-ı manisi kadar lafzının ve yazım dizilişinin de mucize olduğunu ilan edip Tevafuklu Kur’an’ı asrımıza takdim eden Bediüzzaman Said Nursî’nin ihlasına, kesbî ve vehbî ilmine binaen bu tür tevafuklara mazhar olması elbette hizmet ve hikmet açısından fazilet olarak değerlendirilmelidir düşüncesindeyiz.