Soru: Said Nursi ayetleri tefsir ederken neden mahlûkattaki ahenk ve hikmet ile ilişkilendiriyor?
İmam-ı Azam Ebu Hanife’ye göre yaratıcısını tanımakla sorumlu olan insanoğlunun birinci görevi, akıl etme yetisini kullanarak varlıklar üzerinde nazar ve istidlalde / akıl yürütmede bulunmaktır.
Kur'ân-ı Hakîm, kâinatı, tevhidin en büyük, en küllî delili olarak sunarken, daha çok her insanın kolayca anlayabileceği unsurları dikkatimize sunar ki; yer, gök, yıldızlar, ay, yağmur, su, bulut, arı, karınca, rüzgâr gibi ilahi kanunların nazara verilmesi bunun en güzel örnekleridir.
Said Nursi Risale-i Nur’da, işte bu usulü ve bu yolu kendine rehber yaparak “Vâhidiyet içindeki Ehadiyeti göstermek” olarak tarif ettiği ilahi bakışla, zerrelerden yıldızlara kadar bütün mevcudatın her birinin, mutlak kudret sahibi Vâcibü'l-Vücud'un varlığının parlak bir delili olduğunu anlatır.
Said Nursi’nin doğrudan doğruya Kur'ân-ı Hakîm'den aldığı bu esas, insanı marifetullaha ulaştıran en kısa yoldur. İnsan bu yolla, ne sebeplere takılarak boğulur, ne de kâinatı yok sayar. "Huzur-u daimi"yi kazanmak için "hâzırâne bir ubudiyet"in yollarını bulur.
Huzur-u daimiyi kazandıran Risale-i Nur, Kur’ân’ın imâna dair hakikatlerini ve kâinattaki ilahi sırlarını kuvvetli hüccetlerle beyan ve ispat ve izah edip hâzırâne bir ubudiyeti okuyucularına kazandırıp marifetullah dersini verir.
Marifetullah ise; “İlâhî hakikatlere vukufiyet”, “Kalbî inkişaf”, “İlâhî sıfat ve isimlerin tecellilerine tefekkürde erişilen mertebe" demektir. Bu sebeple bütün ulûm-u hakikiyyenin esası ve nuru ve ruhu marifetullahtır, asrın hastalığı ise iman zaafıdır. Bu zaafı ortadan kaldırmak ise imanı taklitten tahkike geçirip mârifetullaha erişmekle mümkündür ki bunun da üç esası vardır:
1. İzzet ve Celâl sahibi olan Allah'ı ve O'nun birliğini / tekliğini bilmek,
2. Allah'ın sıfatlarını ve bu sıfatların hükümlerini bilmek,
3. Allah'ın fiillerini ve bu fiillerin hikmetlerini kavramak (Hucvirî, Keşful-Mahcûb, İstanbul 1982, s. 92).
Risale-i Nur Külliyatı bu üç maddeyi vahyin penceresinden kâinatı müşahede ederek ders verir böylelikle okuyucusunun imanını taklitten tahkike geçirerek marifetullaha eriştirir.
Kaynaklar:
Ramazan Altıntaş, “Ebu Hanife’nin (ö. 150/767) Akıl-Vahiy Anlayışı”, Kelam Araştırmaları Dergisi, 2/1, (2004): 12.
TDV İslâm Ansiklopedisi 4. Cild sayfa, 242-244
İntizam Seyda Durgun, Bilimi Marifete Taşıyan Işık: Risale-i Nur