Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Hicr Suresi 51-56. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
51 . Onlara İbrâhîm’in misâfirlerinden (meleklerden) de haber ver!
52 . Hani onun yanına girmişler de, “Selâm (senin üzerine olsun!)” demişlerdi. (O da onlara yemek ikrâm etmesine rağmen, yemediklerini görünce): “Doğrusu biz, sizden endişe eden kimseleriz!” demişti.
53 . (Melekler ise kendilerini tanıtarak:) “Endişelenme! Çünki biz, seni çok âlim (olacak) bir oğul ile müjdeliyoruz!” dediler.
54 . (İbrâhîm de:) “Beni mi müjdelediniz, bana ihtiyarlık gelip çatmışken? O hâlde (beni) ne ile müjdeliyorsunuz?” dedi.
55 . (Melekler:) “Seni hak ile (muhakkak olacak bir şeyle) müjdeledik; onun için ümîdi kesenlerden olma!” dediler.
56 . (İbrâhîm:) “Zâten dalâlete düşenlerden başka Rabbinin rahmetinden kim ümid keser?” dedi. (1)
1- “Ye’s (ümidsizlik) ümmetlerin, milletlerin ‘seretan’ (kanser) denilen en dehşetli bir hastalığıdır. Ve kemâlâta (ilerlemeye) mâni‘ ve اَناَ عِنْدَ حُسْنُ ظَنِّ عَبْد۪ي ب۪ي [Ben kulumun bana olan güzel zannı üzereyim] hakîkatine muhâliftir; korkak, aşağı ve âcizlerin şe’nidir (işidir), bahâneleridir. Şehâmet-i İslâmiyenin şe’ni (İslâmî kahramanlığın işi) değildir.” (Mektûbât, Hutbe-i Şâmiye, 413)