Zayıf bebekler daha çok hasta oluyor

Uzmanlar, düşük doğum ağırlıklı bebeklerin yaşamlarında bazı hastalıklarla karşılaşma riskinin daha yüksek olduğunu belirtiyor.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Yenidoğan Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr.
Nilgün Kültürsay, bebek ölümlerinde düşük doğum ağırlığının ciddi bir risk faktörü olduğunu söyledi ve ''Doğumda küçük olup sonradan hızla kilo alan ve şişmanlayanlarda şeker hastalığı, hipertansiyon ve kalp hastalıkları daha sık görülür. Doğumda en zayıf olanlar metabolik sendrom, şeker hastalığı ve kolesterol açısından 18 kat daha risklidir'' uyarısında bulundu.

Yenidoğan ölümlerinin çoğunluğunun ilk haftada ortaya çıktığını vurgulayan Kültürsay, yeterli sayı ve kalitede gebe muayenesi, deneyimli sağlık personeli ile güvenli doğum, annenin ve yenidoğan bebeğin ilk 24 saatte bir kez ve ilk haftada 1-2 kez kontrolünden oluşan anne-bebek bakım programı, toplumun yüzde 90'ına ulaşabildiği takdirde ilk bir aydaki ölümlerin yüzde 70
azalabileceğini ifade etti.

Kültürsay, düşük gelir düzeyi, annenin eğitimsizliği, anne yaşının küçük veya ileri olmasının bebek ölüm riskini arttıran faktörlerin başında geldiğini belirterek, aile planlamasına ulaşamama, sık doğumlar, doğum öncesi bakım alamama ve bebeğin erken veya zayıf doğmasının da diğer önemli faktörler olduğunu vurguladı.
        
DÜŞÜK DOĞUM KİLOSU ÇOK CİDDİ BİR RİSK        
Kültürsay, doğum ağırlığı 2 kilo 500 gramın altında olan bebeklerin ''düşük doğum kilolu'' olarak tanımlandığını, normal ağırlı bir bebeğin 2 kilo 500 gramdan büyük 4 kilo 200 gramdan küçük olması gerektiğini söyledi.

Düşük kilo ağırlıklı bebeklerin bir kısmının erken doğmuş, bir kısmının ise anne karnında iyi büyüyememiş bebekler olduğunu ifade eden Kültürsay, bebeği besleyen eşte veya damarlarda yetersiz gelişmenin bebeğin beslenememesinin en sık görülen nedeni olduğunu belirtti. Kültürsay, genetik hastalıklar, doğumsal anomaliler, anne karnında geçirilen bazı enfeksiyonlar, çoğul gebelik ve annenin yetersiz beslenmesinin de diğer faktörler olduğunu bildirdi. Kültürsay, şunları
kaydetti:

''Düşük doğum kilosu çok ciddi bir risktir. Risk faktörleri, düşük sosyoekonomik düzey, annenin çocukluğundan beri kötü beslenmesi nedeniyle kısa boylu olması, gebelikte yetersiz beslenme, anne yaşının 16'dan küçük ve 35'ten büyük olması, rahimde yapısal sorunlar, gebelikte ödem ve hipertansiyon, annede kronik hastalık varlığının yanı sıra sigara, alkol, ilaç kullanımıdır. Bu bebekler doğumda oksijensiz kalabilir. Kakasını, sıkıntılı durum, oksijen yetersizliği nedeniyle anne karnında yapabilir ve akciğerlerine kaçan kaka nedeniyle ciddi solunum sıkıntısı yaşayabilir. Yoğun bakım ünitesinde aletle yapay solutulmaları gerekebilir. Ayrıca ileride zihinsel gelişimini olumsuz etkileyebilecek diğer sorunlar olarak kan şekeri düşüklükleri, kanda alyuvar fazlalığı ve bunun getirdiği sıkıntılar yaşayabilirler. Düşük doğum kilolu bebekleri uzun dönemde yani çocukluk ve erişkin dönemde de ciddi sıkıntılar bekler. Beyin gelişiminde olumsuz etkiler, zeka ve algılamada etkilenme, strese artmış yanıt nedeniyle davranış ve sosyal uyum problemleri sık görülür.''

Erişkin dönemde sık görülen hastalıkların da anne karnında yetersiz beslenme ile yakından ilişkili olduğuna dikkati çeken Kültürsay, şöyle devam etti:

''Küçük doğup süt çocukluğunda yavaş büyüyen, fakat çocuklukta hızlı kilo alanlarda diabet ve hipertansiyon sık görülür. Hızlı büyüme vücut kitle indeksini ve deri altı yağ dokusunu arttırır. Doğumda küçük olup sonradan hızla kilo alan ve şişmanlayan kişilerde şeker hastalığı, hipertansiyon ve kalp hastalıkları daha sık görülür. Doğum kilosu ile şeker hastalığı arasında ciddi bir ilişki vardır. Doğumda en zayıf olanlar metabolik sendrom yani insülin direnci, şeker
hastalığı ve kolesterol açısından 18 kat daha risklidir.''
        
ANNE SÜTÜ ŞART        
Kültürsay, şişman doğan bebeklerde de ileride obezite gelişmesi ve şeker hastalığı riskinin yüksek olduğunu belirterek, normal ağırlı bir bebeğin ortalama 3-3.5 kilo olması gerektiğini söyledi. Düşük doğum kilolu bebeklerde artan erişkin hastalık riskinin azaltılabilmesi için, bebeklerin mutlaka anne sütü ile uzun süreli beslenmesi gerektiğini vurgulayan Kültürsay, ilk 6 ay yalnız anne sütü, 6 aydan sonra ek gıdalarla birlikte 2 yaş ve sonrasına kadar anne sütü verilmesinin uygun olduğunu bildirdi.
Ntvmsnbc

Aile Haberleri