Pâkçe bir yüz, ZÜBEYİR’ce istikamet,
Risale-i Nur’lar Onda, kazanılmış bir servet.
Gayesi, Gaye oldu, Üstadımın Hizmeti,
Nurları tanıtmaktı, O’nun bütün gayreti.
Cehalete düşmandı, bir Doğulu olarak,
Kurtulmuştu Cehaletten, Bu Nurları bularak.
Konu yaptı Nurları, Tanıttı Üstadını,
Doğunun her yanında, haykırdı feryadını.
Bir sürü Tebliğ sundu, uyandırdı Ulemâyı,
Misal gösterdi Tarihten; Gandi ve Mandela’yı.
Onlar kadar, Kudsî idi, Üstadımın Davası,
Sade Hürriyet değil, İman asıl Davası.
Kürt idi Üstad gibi, Türkleri çok severdi,
Biz gibi kardeşlere, hep ümit ve şevk verdi.
Bursa’mızda okudu, Nur Haleler dokudu,
Hepimiz şahidiz ki; O Müstakîm bir kuldu.
Gizlemedi kendini, her zaman açık oldu,
Kendi gibi Kahraman, Nurdan Şakirtler buldu.
Meyletmedi Paralele, fikrin açık söyledi,
Birçok planı bozup, asıla rücû eyledi.
Türklerin ve Kürtlerin ortak paydası Üstad,
Böyle dedi Zübeyir, İttihat için feryat.
Müsbet hareket etti, menfide bulunmadı,
Beraberlikten başka, bir Gayesi olmadı
Allah razı olsun Ondan, biz Dostları memnunuz,
Nasıl diye sorulursa; Ona kefil oluruz.
Beraberdir, Resulü (A.S.V.) ve de Aziz Üstadı,
Geçecektir Sohbetlerde her zaman O’nun yâdı.
Yolunda Kardeşleri; Tüm AKÇE’ler yolunda,
O’nun Nurlu Davası; Onların kollarında.